Translate.vc / Português → Turco / Versa
Versa tradutor Turco
316 parallel translation
Ou, uh, vice-versa.
ya da, ıı, herneyse.
O pai se orgulha da cicatriz do filho e vice-versa.
- Evet. Yaralı bir oğlu olan baba gururlu bir babadır.
Lloyd disse sempre que no teatro uma vida é uma temporada e vice-versa,
Lloyd her zaman, tiyatroda bir ömür bir sezondur, bir sezon da bir ömürdür derdi.
- E vice-versa, não é, Edith?
Tam tersiydi, değil mi Duris? - Doris. - Efendim?
O que pertence à esposa pertence ao marido, e vice versa.
Kadının nesi varsa, kocasına aittir. Tersi de olabilir tabii.
Tudo o que sobe Tem de descer E vice-versa também
Bir şeyler yukarı çıktığında başkaları aşağıya inmeliler ve üstelik aksine
Era como se toda a gente se afastasse cada vez mais de mim e eu não as conseguisse alcançar e vice-versa.
Herkes bana giderek benden daha fazla uzaklaşıyormuş gibi geldi. Onlar bana, ben de onlara ulaşamıyordum.
E vice versa.
O benimkini çeldi.
E vice versa.
Tersi de doğrudur.
Você é livre e vice-versa.
Açık arazide oyun oynuyorsun, belirtilenin aksine.
Vice versa, xerife?
Ya siz beni Şerif?
Na minha opiniäo, o objectivo da escola primária é afastar as crianças da asa dos pais e vice-versa.
Bence, ilköğretimin temel amacı çocukları ailelerinin, aileleri de çocuklarının dertlerinden uzak tutmaktır.
está no envelope do Pierre, e vice-versa.
Pierre'e ve tam tersi.
E vice-versa.
Ve tam tersi.
Mas não é meu irmão e meu amigo, automaticamente, só por ter olhos e orelhas como eu... e vice-versa.
O benim kardeşim değil... çünkü benim gibi gözleri ve kulakları var. Ve tam tersi.
E vice-versa.
Ya da tersi olur.
- na frente dela. - E vice-versa.
Ben de öyle.
O seu olhar parece o dos brancos quando olham para os negros, o dos árabes quando olham para os judeus ou vice-versa, para o Médio Oriente, e, no mundo comunista, o dos russos quando olham para os chineses.
Bakışlarınız Amerika'da beyazların siyahlara bakışının aynısı. Ortadoğu'da Arapların Yahudilere ya da Yahudilerin Araplara bakışının. Rusların komünist dünyasında Çinlilere yöneltilen bakışın aynısı.
Nick, tem sido um horror arrastar-me daqui para o teatro e vice-versa todos os dias.
Nick, her gün o tiyatroya gidip gelmek bana tam bir işkence oluyor.
Os actores percebem quando uma actriz é actriz, e vice-versa.
Aktörler aktrisleri anlarlar ve aktrisler de aktörleri.
Sodoma era vício e vice-versa
Sodom ahlaksızdı ve ahlaksızlık sürdü
Sodoma era vício e vice-versa
Sodom ahlaksızdı ve ahlaksızlık sürdü,
Como se chama quando é igual de trás para a frente e vice-versa?
Düz ve tersten okunuşu aynı olunca ne denirdi?
Quando acontece algo, ele está sempre noutro lado e vice-versa.
Birşey olduğunda o başka bir yerdedir, vesaire.
Pode explicar, de forma acessível, como pode alguém viajar do passado para o futuro, ou vice-versa?
Bizim anlayabileceğimiz bir şekilde..... örneğin, bir insan, ya da bir kaç insan, geçmişten geleceğe ya da tam tersi, nasıl seyahat edebilirler, açıklar mısınız?
E vice-versa.
Veya tam tersi...
Mais para o Brian Jones, que nos apresentaria, e o Eric Burden, que o apresentaria, ou vice-versa.
Ama daha çok Brian Jones için, galiba bizi o sunacaktı. Ya da Eric Burden onu sunacaktı, ya da tam tersi. Hatırlayamıyorum.
O meu pai era negro ; a minha mãe, branca e vice-versa.
Babam siyahtı. Annem de beyazdı. Ya da tam tersi.
- Isto é... Transformar o amor em ódio ou vice-versa?
Yani örneğin, aşkı nefrete dönüştürmek ya da tam tersi.
Porque a tua verdade é a minha mentira e a minha mentira é a tua verdade e vice-versa.
Öyle. Çünkü senin doğrun benim yalanım. Benim yalanım senin doğrun, ya da tam tersi.
Sabe traduzir de francês para inglês e vice-versa?
Fransızca-İngilizce çeviri yapabilir misiniz?
- E vice-versa.
- Ve tam tersi.
Não podemos dar aos seus oponentes argumentos contra si, nem vice-versa.
Muhaliflerinize size karşı kullanacağı silahlar veremeyiz.
E vice versa.
Ve çok yönlü beceriler.
E vice-versa
Ve elbette tam tersi de...
- Pretendemos passar de "algo". para "nada" e vice-versa.
- Aslında yapmayı önerdiğimiz şey... bir şeyi, hiçbir şeye çevirmek ve tersini yapmak.
Conheço pelo menos doze homens que agem exactamente como mulheres... e vice-versa.
Tıpkı bir kadın gibi davranan en az bir düzine erkek tanıyorum. Tersi de geçerli.
- Ou vice-versa.
- Ya da büyük bir sahtekar.
Que vai virar-te a cabeça. De dentro para fora e vice-versa.
Kafanı altüst edecek, içini dışına çıkartacak, her türlü.
E vice-versa.
Ya da tersi.
Quando uma mulher se livra do marido ou vice-versa, aconteça o que acontecer, morte, deserçäo, divórcio, quando acontece, uma mulher desponta.
Bir kadın kocasından ya da bir koca karısından kurtulduğunda... nasıl olursa olsun, ölüm, ayrılma, boşanma... Bu gerçekleştiği zaman, bir kadın çiçek açar.
São inocentes até prova em contrário E não vice-versa.
Bu ülkede suçsuzluğu kanıtlanana kadar herkes masumdur. Ya da tam tersi.
E não vice versa.
- Ya da tam tersi.
Quando eles estão em palco, ela muda. e vice-versa.
Biri sahnedeyken diğerleri içeride kostümlerini değiştiriyordu.
Agora, telefono-te quando me apetece e vice-versa.
şu anda seni istediğim zaman arıyorum.
Donzelas ansiando por deuses, ou vice-versa?
Antik trajedilere aşinasınz değil mi? Müthiş cinayetli klasikler?
- E vice-versa. - É horrível.
Korkunç!
- Força. - Preferes fazer boa figura e perder do que vice-versa. Diz o que tens a dizer.
- Hadi durma, konuş bakalım.
Obrigado e vice-versa.
Teşekkürler.
Ninguém podia passar de Berlim Leste para Oeste e vice-versa.
Film davranışları değiştirerek hedefe ulaşır.
- Ou vice-versa.
yoksa tersi mi gerçekleşecek.