Translate.vc / Português → Turco / Vãs
Vãs tradutor Turco
87 parallel translation
- Só de inúteis conversas vãs!
- Sadece boş dedikodular konusunda.
No alto, de estrela em estrela... as minhas fúteis preces só alcançam... a longínqua e gelada escuridão... em baixo, na infame realidade, onde só as negras águas cobrem o abismo do mar, as minhas palavras vãs, buscam o ouvido de Deus.
Beyhude dualarım gökteki yıldızdan yıldıza sıçrayıp uzaklardaki buz kesen karanlıkta yittiler. Düştüler denizin derinliğini örten kara suların altındaki dipsiz derinliğe. Beyhude sözlerim aradı Tanrı'nın kulağını.
Assim, quero que vãs para Atlantic City sozinha... e eu irei lá ter contigo.
O yüzden Atlantik City'e yalnız uçmanı istiyorum ve seninle orada buluşacağım.
E assim vemos o triste resultado de certos espetáculos vãs mistificações da arte que ostentam e exaltam o pecado, o vício, os maus costumes!
Şimdi, sanatın zarafetine yakışmayan... ahlaksız bir resimdeki gibi... gösterişli ve abartılmış bir günahın, dışlanmış ve ahlaksız sonuçlarını görüyoruz.
Apesar das promessas vãs dos Boxers, os diabos estrangeiros ficam mais fortes de dia para dia.
Boxer'ların boş vaatlerine karşın yabancı şeytanlar güçleniyor.
Não te vãs embora sem mim.
Yine de bensiz gitme.
Não tragam mais ofertas vãs, disse o Senhor, não me delicio com o sangue de bois ou de cordeiros.
Tanrıya görkemli armağanlar sunmayın. "Kuzuların kanı beni memnun etmez" der.
Antes do Harry morrer havia a possibilidade de serem ameaças vãs. - Mas agora não.
Oh, Nelson, Harry öldürülmeden önce, sadece boş tehditlerde bulunulmuş olma olasılığı vardı, fakat şimdi yok.
Seus braços vencidos, como vãs armas suspensos
Yenik düşen kolları, Savruldular üvey ruhlar gibi.
Toda a gente sabe que as ameaças de Francis Urquhart não são vãs.
Francis Urquhart'ın tehditlerinin boşuna olmadığını herkes bilir. - İyi.
Suponho que eram absurdas e vãs as minhas pretensões para esta viagem, compartilhar os seus pensamentos, recordações os factos da História que ele mesmo protagonizou.
Aptalca ve anlamsız gelse bile, bu yolculuktan beklentim, onun düşüncelerini, anılarını ve yazdığı tarihin... kendine özgü, benzersiz kavrayışını biraz olsun paylaşmaktı.
Não vãs tão depressa, Tom!
O kadar hızlı koşma Tom!
CENTRO JUVENIL - "A CRIAR VÃS ESPERANÇAS DESDE 1966"
GENÇLİK MERKEZİ "GERÇEKÇİ OLMAYAN UMUTLAR BESLER"
As ameaças são a resposta ao envolvimento dos EUA na Tchechênia e não são consideradas vãs.
Bu tehditler ABD'nin Çeçenistan'a müdahalesine karşılık bir cevap,... ve nafile olarak değerlendirilemezler.
- Não te vãs embora!
- Gitme.
Continuas a ter esperanças vãs.
Umuda karşı umut.
Rejeitas Satanás e todas as suas promessas vãs?
Şeytanı ve onun bütün boş vaatleri inkar ediyor musun?
- Não há tempo para esperanças vãs.
- İyimser olmanın zamanı değil.
Não o deixarias ter esperanças vãs?
- Yanlış umutlara kapılmasına... - izin vermemelisin.
À deriva num mar de ideias brilhantes em promessas vãs.
Tüm bu gösterişli marifet denizinde ve boş vaatlerde kaybolmuştum
Tenho tomates suficientes para não andar atrás de excitação nem de vãs esperanças de ganhar um campeonato.
Ben de ESPN'deki dünya poker şampiyonasında her türlü numara gösterip oynayabilirim.
Então, terás de nos dar mais do que promessas vãs.
O halde bize boş sözlerden daha fazlasını vermelisin.
São vãs recriminações.
Anlamsız suçlamalar.
A passagem do tempo aprisiona-nos, não numa cela de tijolos e argamassa, mas numa de esperanças frustradas e tragédias vãs.
Zamanın geçişi bizi tuğla ve harçla yapılmış bir hücreye değil sönmüş umutlar ve önlenmiş trajedilere mahkum eder.
Então as tuas palavras são vãs.
O zaman sözlerin boşuna.
As tentativas foram vãs.
Ancak çabaları yetersiz kaldı.
Depreendo que perderam as outras naves em circunstâncias igualmente vãs.
Sanırım diğer gemiler de benzer anlamsız durumlarda kaybedilmiştir.
Não aguento mais promessas vãs.
Artık tutmadığın sözlere dayanamıyorum.
Então porque não recusas estas lisonjeiras vãs?
O zaman, bu gereksiz dalkavukları neden geri çevirmiyorsun?
São só palavras vãs?
Hepsi boş sözler mi?
Os seus colegas acreditaram nas suas vãs justificações, mas eu considero-as apenas acções criminosas, como as que praticou toda a vida.
Meslektaşlarınız sizin bu boş mazeretlerinize kanabilir ama ben ömrünüz boyunca işlediğiniz suçlarla aynı olduğunu düşünüyorum.
Se continuares a sair com ele, só lhe dás esperanças vãs.
Dinle, onunla görüşmeyi sürdürmen ona sadece yanlış umutlar verir.
Ele não gosta de responder àquilo que chama ameaças vãs.
Fakat o neden bunları vermedi? Boş tehdit diye gördüğü şeylerle uğraşmayı sevmiyor.
Sabe muito bem que não tenho conversas vãs, mãe.
Önemsiz konuşmalar yapamam, anne.
Temos de arriscar tudo na crença que, no final, o Conselho valorizará mais as vidas dos seus irmãos do que as promessas vãs dos Ori.
Bunu umarak, her şeyi tehlikeye atmak zorundayız : Konsey, Ori'ın boş vaatlerini unutup kardeşlerinin hayatlarına değer verecektir.
Os desocupados gostam de se ocupar com conversas vãs.
İşsiz insanlar dillerinde sallanmayı tutar.
Quanto tempo mais achas que nos consegues fazer seguir-te com ameaças vãs?
Bu boş tehditlerle, bize daha ne kadar istediğini yaptıracağını sanıyorsun?
Podia oferecer-te garantias, Henry, mas seriam vãs.
Seni temin ederdim, Henry, ama boş olurlardı.
Palavras vãs faladas noutro mundo.
Boş sözler diğer dünyaya gidecek.
O Corcunda Desesperado com Vãs Esperanças?
"Çöplere Atlayan Çaresiz Kambur" dan beri en iyisi.
Ameaças vãs ou apenas o início, iremos sabê-lo...
Fuzuli tehditler mi yoksa yeni bir başlangıç mı?
Não há nenhum acordo, somente promessas vãs.
Boş vaatlerle anlaşma olmaz.
Deram-vos a volta a todos, com o seu fascínio, promessas vãs e sangue demoníaco.
Seni tüm o etkileme numaralarıyla, boş vaatleriyle ve o şeytani kanlarıyla şaşırttılar, değil mi?
De resto, é invulnerável como o ar, e nossos golpes são vãs brincadeiras.
Böyle görkemli bir görüntüye, hava gibi bir şey zaten, yaralanmaz, ne kadar vursak boşuna, güler bize.
O seu discurso confirma que as mulheres são loucas e vãs.
Kadınlar deli ve kibirlidir.
Os líderes desta Armada estão a sucumbir a esperanças vãs porque não conseguem encarar a realidade.
Bu filonun liderleri gerçeklerle yüzleşemedikleri için hayali düşüncelere karşı koyamaz bir hale geldiler.
Três moedas do bolso de um morto, duas colheres de chá de esperanças vãs.
Ölü bir adamın cebinden üç bozuk para ve iki çay kaşığı hüsnükuruntu.
Enquanto que a minha não teve mais que conversas inúteis e vãs.
Oysa ki benimki boş boş konuşmak dışında bir şey yapmadı.
Temo... que não tenham sido assim tão vãs como queres fazer acreditar.
Beni inandırdığın kadar boş olmamasından korkuyorum.
Isso requer acção, não palavras vãs.
Boş laf değil, eylem gerekiyor.
- As ameaças são vãs!
Kapa çeneni bilge adam, yoksa belanı görürsün!