Translate.vc / Português → Turco / Vídeos
Vídeos tradutor Turco
2,023 parallel translation
O resultado da pesquisa enervou a Marissa, e ela conta com a minha ajuda para terminar estes vídeos.
Marissa anket sonuçlarını inceliyor ve bu videoları web sitesine yüklemem için beni yarış atı gibi çalıştırıyor. - Anladım.
Estou a convocar uma reunião de última hora na câmara e preciso de alguns vídeos.
Son toplantının görüntülerini gönderiyorum. Montajlayıp geri gönder.
Pensei que tivesse enviado os vídeos.
Videoları çoktan gönderdiğimi sanıyordum.
Significa que talvez o Jason tenha matado a Alison pelo mesmo motivo que pensávamos que o Ian o tinha feito. Para recuperar os vídeos.
Ian için düşündüğümüz sebepten Jason'ın Ali'yi öldürmüş olabileceği anlamına gelir, o görüntüleri geri almak için.
Sinto-me nojenta, desde que descobri que os vídeos do Ian podem ter tido mais do que um operador.
Ian'ın görüntülerini çeken birden çok kişi olabileceğini öğrendiğimden beri iğrenç hissediyorum.
Vários tipos viram as namoradas nos vídeos dele e espancaram-no.
Birkaç kişi, sevgililerini Beau'nun filmlerinde görmüş ve ağzını yüzünü dağıtmışlar.
Buzz, consiga os vídeos de segurança das empresas que ficam entre aqui e o local do roubo.
Buzz, lütfen burayla kadının arabasını çaldığı yer arasındaki işyerlerinin tüm güvenlik kamera görüntülerini topla.
Lori, copia os vídeos das câmaras do Caetano.
Lori, Caetano'nun kamerasından görüntüleri çıkarmanı istiyorum.
Como é que conseguiste arranjar os vídeos de sexo deles?
Nasıl oldu da seks kasetine ulaştın?
Vou enviar os vídeos para os jornais.
Kayıtları basına vereceğim.
Clay, tenho os vídeos do armazém.
Clay, deponun güvenlik kamerası kayıtlarını aldım.
Porque o júri nunca viu estes vídeos.
Çünkü jüri bunları hiç görmedi.
O marido da Gina Sinclair, Todd, escondeu os vídeos de sexo na cave da avó dele.
Gina Sinclair'in kocası Todd seks kasetlerini, büyükannesinin tavan arasına saklamış.
Precisamos de uma lista das pessoas da festa junto com os vídeos das câmaras.
Kamera görüntülerinin yanında galaya katılan herkesin listesini istiyorum.
O que estão a ver são os vídeos de segurança da exposição no museu há duas semanas.
Şu an izleyeceğiniz şey iki hafta önceki müzedeki sergi.
Vamos ver os vídeos.
O kayıtlara bir bakalım.
Alguém tem feito vídeos caseiros. E estava a transmitir para outro local.
Birileri ev yapımı film çekiyormuş ve kamera uzaktaki bir yere kaydetmesi için ayarlanmış.
Ele contratou-o para fazer vídeos caseiros?
Seni amatör çekimler yapman için mi kiraladı?
Vídeos de sexo?
Seks filmleri falan?
Não se tratava de vídeos de sexo ou extorsão,
O hâlde bunun seks kaseti veya şantajla alakası yok...
Espero os vídeos de segurança.
Ben de güvenlik görüntülerini bekliyorum.
Apanhei os vídeos da Universidade de Whitley.
Whitley üniversitesinin güvenlik kayıtlarını aldım.
O atirador Greg Reyes, apareceu nos vídeos do aeroporto LAX.
Tetikçi, Greg Reyes LA havaalanında güvenlik kamerasına takıldı.
Estou só a mostrar à Hope uns vídeos caseiros de quando era miúdo.
Hope'a çocukluğumdaki amatör filmlerimizi gösteriyorum.
De todos os vídeos de cidades a serem destruídas, vou arriscar e dizer que este é o mais engraçado.
Riski göze alıp şehrin yerle bir edildiği videolar arasında "bu en sevimlisi" diyeceğim.
Estava a comprar os vídeos de dança para a equipa.
Takım için dans videoları satın alıyordum.
Sinto falta dos dias em que os pares românticos podiam ser devolvidos à loja de aluguer de vídeos.
Ben de partnerlerinin, video dükkanına geri götürülebildiği eski günleri özledim.
Vídeos do roubo do Center Street?
Merkez sokağı soygununun gizli kamera görüntüleri mi?
E os seus vídeos de segurança.
Ayrıca güvenlik görüntülerini de.
Tem vídeos de segurança?
Güvenlik kayıtlarınız var mı?
O Eric está a extrair vídeos das câmaras de segurança.
Eric, güvertenin güvenlik kameralarına bakıyor.
Por favor, não digam aos nossos clientes, mas tivemos um problema e perdemos todos os vídeos.
Lütfen bundan müşterilerimize bahsetmeyin, fakat sistemde bir hata var. Bütün görüntülerimizi silmiş.
Extraí todas as fotos e vídeos da festa para ver se nos davam alguma coisa.
Partide çekilen tüm fotoğraf ve videoları bize herhangi bir şey verecekler mi diye görmek için bir araya getirdim.
Os piores vídeos caseiros da América.
Amerika'nın en çirkin ev videoları.
Comparei com vídeos de redes sociais e de divulgações.
Sosyal ağ sitelerinin ve kurumsal basının görüntüleri arasında karşılaştırma yaptı.
Ela disse que os vídeos apareceram na cadeia de televisão. Isso não é verdade.
Videonun internete düştüğünü söylüyor ama doğru değil.
Ramon faz os vídeos e fica com o crédito.
Ramon videoları hazırlıyor ve ihaleyi üstüne alıyor.
Conservarás o teu nome, continuarás a construir a tua reputação, e poderás difundir os teus vídeos internacionalmente.
Adını kullanmaya devam edeceksin ve ününe ün katacaksın. ... ve kavganı uluslararası boyuta taşıyacaksın.
Podemos brincar com Beauregard, jogar jogos, ver vídeos.
Beauregard'la oynarız, oyun oynar, film izleriz.
Não tínhamos de mostrar os vídeos a alguém.
Kayıtları kimseye vermeyiz.
Estes são todos os vídeos promocionais?
♪ ♪ Bu kayıtlar otelden mi?
Vi os vídeos das meninas no seu telefone.
Telefonunda kızların vidyolarını gördüm.
Lembras-te quando embati contra ti, hoje de manhã, na loja de vídeos?
Bu sabah medya mağazasında karşılaşmamızı hatırlıyor musun?
Pedi os vídeos todos das estações de comboio em Boston.
Boston'daki bütün tren istasyonlarının videolarını istedim.
Temos vídeos de vigilância prontos para análise.
İşlenmiş ve oynatmaya hazır GK görüntülerimiz var.
Quero fazer isto. " Eu tinha feito algumas revistas e alguns pequenos vídeos de 8 milímetros.
Bunu yapmak istiyorum. Birkaç dergiye iş yaptım ve 8 mm filmler yaptım.
Achei que esta história do DVD, nunca iria substituir os vídeos.
Ve bu DVD işi her neyse videonun yerini alamaz.
Quando percebi que não ia fazer muito dinheiro, fiquei com a Evil Angel, a minha distribuidora. Quando pararam de fazer vídeos, acabou.
Ve fazla para kazanamayacağımı anladığımda distribütörüm Evil Angel'la elimden geldiğince kaldım ve ve sonra video yapmayı durdurdular.
Essa coisa jogado vídeos, Mas o chip é quebrado.
Bu alet eskiden vidi oynatırmış ama bozulmuş.
Vejam se no edifício há vídeos de vigilância, descubram se recebeu visitas nas últimas 12 horas dela.
Binada güvenlik kamerası var mı bir kontrol edin son 12 saatte misafiri falan var mıymış diye.
Vejam estes vídeos caseiros de Justine.
Justine'in el kamerasıyla çekilmiş şu görüntülerine bakın.