Translate.vc / Português → Turco / Woody
Woody tradutor Turco
1,158 parallel translation
Estou aqui, Woody.
- Buradayım, Woody.
Queria agradecer-te, Woody, por salvares o meu rebanho.
Sürümü kurtardığın için sana teşekkür etmek istedim, Woody.
Woody, vem.
Woody, hadi.
É claro que o Woody não está preocupado.
Siz de endişelenmeyin. - Woody, tabii ki, endişelenmez.
Vá lá, Cabeça de Batata, se o Woody diz que está tudo bem, então isso para mim chega.
- Yapma, Patates Kafa! Eğer Woody endişelenecek bir şey yok diyorsa, benim için yoktur.
O Woody nunca nos guiou mal.
Woody hiçbir zaman yanılmadı.
Muito bem, Woody.
Çok iyi, Woody.
Sabia que tinhas razão, Woody. Nunca duvidei de ti.
Başından beri haklı olduğunu biliyordum, Woody.
- Woody, quem está aí contigo?
Woody, orada ne var?
Woody, que estás a fazer debaixo da cama?
Woody, yatağın altında ne arıyorsun?
Esse engano está sentado no teu lugar, Woody.
O hata şimdi senin yerinde duruyor, Woody.
E este é o quarto do Andy.
İsmim Woody ve burası da Andy'nin odası.
O Woody tem algo desse género.
- Vay be! Woody'nin de buna benzer bir şeyi var.
Sim, mas não como este.
- Woody öyle, ama bu öyle değil gibi.
Por que não tens um laser, Woody?
Nasıl olur da senin lazerin olmaz, Woody?
Olhem, eu sou o Woody.
- Bak, Woody oldum.
- Não te aborreças com isso.
- Canını sıkmasına izin verme, Woody. - Neye izin vermeyeyim?
- Aqui mesmo.
- Buradayım, Woody.
Ele está a dizer que isto não foi um acidente. - O Gordinho foi empurrado pelo Woody! - O quê?
Bunun bir kaza olmadığını söylüyor.
Nós acreditamos em ti, Woody.
Sana inanıyoruz, Woody.
Não podias alinhar com o Buzz reduzindo as tuas horas de brincar?
Hiçbir şeyi hak etmiyor- - Buzz'ın oyun zamanlarını azaltmasına katlanamadın değil mi, Woody?
E se o Andy começar a brincar mais comigo?
Andy benimle daha fazla oynamaya başlarsa ne olacak, Woody?
Excelente ideia, Woody.
İyi fikir, Woody.
Bom trabalho, Woody.
Çok iyi, Woody.
Viste o Woody, mãe?
- Anne, Woody'i gördün mü?
Ele não está ali. O Woody desapareceu.
Woody burada değil, anne.
O Woody desapareceu?
Kaybolmuş! - Woody kaybolmuş mu?
Não sabemos o que existe lá fora.
- Woody, dışarıda ne olduğunu bilmiyoruz!
Woody, pára.
Geri! - Woody, dur.
- Caramba... é o Woody!
- Hey! - Karşıda biri var!
- Ele está no quarto do doido.
- Bu Woody. - Psikopatın odasında.
Malta, é o Woody!
- Selam! - Millet! Woody!
Estás a gozar!
- Woody mi? - Dalga geçiyor olmalısın!
Nós vamos sair daqui, Buzz.
- Woody! Buradan gidiyoruz, Buzz.
Estou contente por ver-vos!
- Woody! Sizi görmek çok güzel, çocuklar!
- Eu sabia que voltavas.
- Geri döneceğini biliyordum, Woody!
- Apanhei, Woody.
Yakaladım, Woody!
- Ele apanhou!
- Yakaladı, Woody!
Woody, onde foste?
Hey, Woody, Nereye gittin?
Encontraremos o Woody e o Buzz antes de partirmos amanhã.
Taşınmadan önce, Woody ve Buzz'ı bulacağımızdan eminim.
Woody.
Woody.
Não, pela primeira vez estou a pensar com clareza.
Hayır, Woody, ilk kez sağlıklı düşünebiliyorum.
- É o camião da mudança.
- Woody! Gelen Nakliye Kamyonu!
Woody, estás bem?
Woody. Woody, iyi misin?
Vá lá, Woody, pensa.
Hadi, Woody, düşün bakalım.
Woody.
- Woody!
Que estás a fazer?
- Woody, ne yapıyorsun?
- Woody, o camião!
- Woody! Kamyon!
Tu consegues, Woody!
Başarabilirsin, Woody!
Agarra-te!
Defol! Dayan, Woody!
Eu chamo-me Woody.
Selam.