English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Yokum

Yokum tradutor Turco

1,919 parallel translation
E sabes que mais? Para mim chega.
Biliyor musun, ben bu işte yokum artık.
- Não.
Yokum.
Conheço essa expressão, estou fora.
Bu bakışı bilirim. Yokum.
Eu desisto.
Yokum. - İşte açılıyor.
- Eu não estou.
- Sorarlarsa yokum.
Não, eu desisto.
Hayır. Yokum.
- Desisto.
- Yokum.
Eu desisto.
Yokum.
Não me imagino a desistir.
Yokum demeyi hayal edemiyorum.
Eu passo.
Yokum.
- Deve desistir.
Yokum diyebilir, Mike.
- Desisto.
Yokum.
Tinhas razão, o Tommy desiste.
Haklısın, Vince. Tommy yokum diyor.
O Alex desistiu. Portanto, a jogada foi a favor do Tommy.
Alex yokum diyor... ve potlar Tommy Vinson'a kalıyor.
Amanhã, não corro.
Yarınki yarışta yokum.
O que aconteceu com "$ 300,000 e vou embora"?
"300 bin dolar ve sonra yokum" a ne oldu?
Não me convences.
Ben yokum.
Não entro nesses jogos.
Ben yokum bu saçmalığa.
Não está a resultar.
Bu şekilde olmuyor. Ben yokum.
Não estou em casa.
Evde yokum, mesajınızı bırakın.
Vou-me embora, rapazes!
Ben burada yokum çocuklar!
Vou sair ".
Ben yokum ".
"desta vez, vou mesmo embora."
"Bu sefer gerçekten yokum."
Sim, eu acho que passo.
Evet.. ama ben yokum.
Estás por tua conta.
Ben yokum.
Vou-me embora daqui!
Ben yokum!
Diz-lhe que me fui embora.
Tanrım, ben yokum.
No máximo 10 e depois... desapareço.
On dakika... daha fazla değil. Sonra... ben yokum.
- Ó Deus! - Desculpem, acabou, vou-me embora daqui!
Tamam, kusura bakmayın ben yokum.
Vou voltar para a plataforma de petróleo, por isso vou estar longe por um tempo.
Yarın sabah vakti, bir aylığına petrol kulesine döneceğim. O yüzden bir süreliğine yokum.
Se o Rawls não está, também não estou.
Rawls yoksa ben de yokum.
Depois disso saio.
Ondan sonra ben yokum.
Vou-me embora daqui.
Ben yokum. Ben gidiyorum.
Ontem fiquei congelada.
Prefabrik evimin kalan borcunu ödeyecek kadar paraya ihtiyacım var sonra ben bu işte yokum. Dün gece dondum. Dinle!
Estou fora.
Ben yokum.
Não aceito o facto de que num momento estou aqui e no outro já não estou.
Ama bir dakika buradayım, bir sonrakinde yokum gerçeğini kabullenemiyorum.
Desaparecendo até outro contacto.
Bir dahaki görüşmeye kadar yokum.
Meritíssimo, a Srtª. Mixon contratou os serviços do Sr. Yokum de boa fé, e recebeu um produto de má qualidade.
Hâkim Bey, Bayan Mixon Bay Yoakum'a düzgün iş yapacağına dair güvenmişti ama sonuç çok kalitesiz oldu.
O Sr. Yokum assinou um contrato e afirmou que o produto era de boa qualidade.
Bay Yoakum'un imzaladığı anlaşma gereğince yapılan işi kabul etmemeye hakkı vardır.
Meritíssimo, tenho na minha mala 14 contratos, nos quais o Sr. Yokum, foi processado por outros seus clientes.
Çantamda Bay Yoakum'ın eski müşterilerinin açtığı ve sonuçları halka açıklanmış 14 tane dava dosyası var.
- Sim, estou fora.
- Ben de yokum. - Ben de yokum.
Até parares de te responsabilizar por tudo o que acontece na vida dos outros, não estou interessada.
Başka herkesin hayatının her dakikasının sorumluluğunu almayı bırakmadıkça... -... ben yokum.
Eu disse ao Frank e ao Marty que estava fora!
Marty ve Frank'e bu işte yokum demiştim.
Estou fora disto tudo!
Ben bu işte yokum!
Ele ainda está a recuperar da sua última interrogação, por isso se está aqui para o torturar outra vez, não farei parte disso.
Son sorgulamanın etkilerinden yeni kurtuluyor. Yine aynısı olacaksa, ben bu işte yokum.
Vou precisar de mais do que um, "Olá, como estás?" "Estou bem. Vou passar o fim-de-semana fora." Está bem?
Yani, "Selam, n'aber, ben bu haftasonu yokum" diye bir cevaptan fazlasını hak ediyorum.
Tu e eu somos reais.
- Sadece hafta sonu için yokum dedim.
Não, esta fica de lado.
Hayır, bu sefer yokum, ortak.
Presta atenção. Para mim, isso tudo acabou.
İyi dinle benden bu kadar, artık yokum.
Digo não ao "Super", e sim ao "Homem".
'Süper'ine yokum, ama'adam'kısmına varım.
Não, não tens.
Hayır yokum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]