Translate.vc / Português → Turco / Ágata
Ágata tradutor Turco
61 parallel translation
Ágata gostaria de ver o armário da roupa. Tens a chave'?
Şimdi ben, ben Lanen Cubbord'ı görmek istiyorum.
O júri concedeu assim esta honra à primeira solista do Coro da Igreja de Santa Ágata.
Jüri üyelerimiz bu onura Murback'teki Aziz Agatha Kilisesi baş solistini layık gördü.
É a parteira das fadas, e não é maior do que uma ágata no quarto dedo de um governador.
Belediye Kurul üyesinin parmağındaki akik taşından da küçük olan yaratıkların çektiği arabasıyla gelir.
300, 400 berlindes. Berlindes em ágata, assim!
Böyle, maviş, cam bilyeler mi?
É ela a parteira das fadas, e aparece em forma não maior que uma pedra de ágata em dedo indicador de regedor, cobrindo com um grupo de minúsculos átomos os narizes de homens deitados a dormir.
Ebesidir o perilerin, İl meclisi üyesinin parmağındaki akik taşından da küçük bir görünüşe girip Zerreciklerin çektiği arabasıyla gelir.
À Ágata.
- Agatha'ya!
Não só à escola, mas como ao espírito da própria Santa Ágata, cujo martírio brutal ás mãos dos pagãos merece reverência e não sacrilégio.
Hem sadece okula değil bizzat Aziz Agatha'nın ruhuna. Dinsizler onu şehit etmişti. O bu hakareti değil, saygıyı hak ediyor.
Francis, sabes alguma coisa sobre a Santa Ágata?
Francis, Aziz Agatha hakkında bir şey biliyor musun?
"... a lampada de ágata na minha mão! "
Akik lamba elinde.
- Isso é ágata.
Akik.
A Ágata sempre me tratou muito bem... É isso...
Agata bana karşı her zaman iyi davranmıştır.
- A Ágata contou-me.
Agata söylemişti.
O que se passa é que um dia zanguei-me com a Ágata, fui buscá-la a casa para lhe pedir desculpa e confundi-a com a Catalina.
Birgün Agata ile tartışmıştım bu yüzden özür dilemek için evine gittim ama onu Catalina ile karıştırdım.
Aniversário de Ágata e Catalina, Junho de 2004.
Ahata ve Catalina'nın doğumgünü Haziran 2004.
Ágata!
Agata!
Ágata, estás a ouvir?
Agata, beni duyuyor musun?
Ágata, sou eu, a Catalina.
Agata, benim Catalina!
- Como está a Ágata?
- Agata nasıl?
- A Ágata atropelou um menino.
Agata bir çocuğa çarpmıştı.
Não se lembrava que comprimidos tinha de tomar e o meu pai pedia à Ágata para lhos dar.
İlaçlarını almayı hep unuturdu ve babam Agata'dan sürekli hatırlatmasını isterdi.
Fui eu e a Ágata que a tirámos de lá.
Ben ve Agata onu dışarı çıkardık.
Achei que era a Ágata.
Agata sandım.
A Ágata está fechada naquele mundo, sinto-o.
- Nuño, bu doğru.
Olá, Ágata.
Merhaba, Agata.
A Ágata não tem filhos.
Sizin hiç çocuğunuz olmadı.
Está no Hospital de Sta. Ágata, quarto 214.
St. Agatha Hastanesi, 214 numarada.
- Verde floresta, castanho ágata.
- Orman yeşili, mocha kahverengisi.
Eu sou a Ágata.
Oğlum Arsham, ben de Agata.
Madre Santa Ágata!
Rahibe Agatha!
Foi uma pedra, uma ágata vermelha.
Bir taş buldum. Kırmızı akik taşı.
Desculpe, mas de certeza que foi uma ágata vermelha.
Üzgünüm ama kesinlikle kırmızı akik taşıydı.
A Angie fez um modelo de como a ágata se parece para provocar aquelas feridas.
Hepsi burada. Angie yara izine uyacak şekilde bir taş modeli çizdi.
É a parteira das fadas, seu corpo nao é maior que uma pedra de ágata... Tocar uma régua, puxado por um grupo de criaturas, nariz contra os homens, durante o sono.
Perilerin ebesiydi, akik taşından daha büyük değildi bir şehir ayanın işaret parmağının üzerinde, bir takım zerrelerden çizilmiş onlar uykudayken erkeklerin burunlarını çaprazlıyordu
A pedra é ágata muscínea.
Yosun renkli akik taşı.
Correm rumores de que as irmãs de Santa Ágata fazem exorcismos da cruz de ferro.
Rahibelerin ve Aziz Agatha'nın demir haçla şeytan çıkarmaya çalıştığı söylentileri dolaşıyor.
É da vossa filha Ágata.
Bu kızın Agatha'dan.
É Ágata.
Bu Agatha.
Ágata, és muito querida.
Agatha, çok tatlısın.
Ser confrontada com essa dor hoje deve ter parecido insuportável, mas vós superaste-la, e ainda arranjastes maneira de ajudar a Ágata e a mim.
Bugün o acıyla karşılaşman aşılamaz bir şey ama üstesinden geldin ve yine de benimle Agatha'ya yardım edecek bir yol buldun.
Vim agradecer-vos pela nova governante que enviastes à Ágata.
Agatha'ya gönderdiğin yeni mürebbiye için teşekkür etmeye geldim.
Ágata, deixa-me ver o que vem a seguir.
Bu daha başlangıç bakalım sırada ne var?
Quem não se lembra da condessa Agata de Macopazza?
Kontes Agata de Macopazza'yı tanımayanınız var mı?
Ágata! Ágata!
Agata!
- Não, Ágata! Não!
Hayır!
Não, não! Não, por favor!
Hayır, Agata, hayır!
Não, não!
Hayır, Agata!
Ela diz-me, eu sonho com isso.
Agata, orada hapsolmuş durumda. Hissediyorum. Ayrıca söylüyor.
A Ágata está comigo.
Agata'nın yanındayım.
Deixa a Ágata.
Agata'yı serbest bırak.
Ágata...
Agata.
Ágata vermelha.
Kırmızı akik.