Translate.vc / Português → Turco / Ès
Ès tradutor Turco
143 parallel translation
Ès sem dúvida o...
Sen tam anlamıyla bir...
Ès cantora e comediante.
Şarkıcı ve komedyensin.
Ès um grande êxito, Fanny, e isso é fora do palco.
Çok başarılısın, Fanny. Hem de sahne dışında.
Ès de Park Avenue.
Sen Park Caddelisin.
Ès mais esperto.
Daha zekisin.
Ès parvo ou quê?
Aptal mısın sen?
Ès a mulher mais forte do mundo.
Sen dünyadaki en güçlü kadınsın.
Ès linda.
Sen zaten güzelsin.
Ès muito mais perigoso num salão de bilhar que num campo de futebol.
Bilardo salonunda, futbol sahasından daha tehlikelisin.
Ès um amor em gastar tanto dinheiro comigo.
Çok tatlısın. Bu kadar para harcamışsın.
Ès tão sensual, Duane.
Çok seksisin, Duane.
Ès servido?
İçki?
Ès virgem?
Bakire misin?
- Ès o meu único amigo.
- Tek arkadaşım sensin.
- Ès doida?
- Deli misin?
Ès bela como uma deusa.
Bir tanrıça kadar güzelsin.
- Ès bem vindo para ficar.
- İstersen kalabilirsin.
Ès real ou fazes parte das luzes?
Gerçek misin, yoksa ışıkların bir parçası mısın?
- Ès mesmo maluco?
- Sen deli misin be?
Ès muito pessimista, Wells.
Hep ters tavır, Wells.
Ès um idiota!
Sen salaksïn!
Ès realmente bom, Jim.
Oldukça iyisin, Jim.
- Ès tão cínica.
- Ne kadar kötü niyetlisin.
Ès uma mulher muito especial.
Sen çok özel bir kadınsın.
Ès ambicioso.
Aşırı hırslısın.
Ès pago uma vez por mês.
Ayda bir kere ödeme alacaksın.
Tu não és normal. Ès uma merda.
Sen normal değilsin.
Ès muito engraçado.
Çok komiksin.
ès o meu amigo, o meu parceiro.
Sen benim dostumsun, partnerimsin.
Ès capaz de sair de cima do carro?
Artık iner misin arabadan?
Ès inteligente.
Oh, evet.
Ès um gajo teso.
Sen sıkı bir adamsın.
Ès um ladrão nato.
Doğuştan hırsızsın.
Ès doido.
Delisin, delisin sen.
Ès estúpido de mais para conseguires sozinho.
O işi de yalnız yapamayacak kadar aptalsın.
Ès o Thomas Whitewood?
Thomas Whitewood sen misin?
ès responsável... e não haverá erros no teu julgamento.
Ama siz sorumlusunuz. Yargılanırken de bu unutulmayacak.
Ès o ùnico Wingo que vai fazer alguma coisa de jeito.
Adam olacak tek Wingo sensin.
Ès o meu favorito.
En sevdiğim sensin.
Ès tu, Bernard?
Oradaki sen misin Bernard?
Ès uma hóspede. Volta a ligar a televisão.
Sen burada sadece misafirsin.
ès bom a bater.
Vur sen. Vurmana bak!
- Ès inteligente e bonita.
- Bu sabah keyfin yerinde.
Ès demente, ainda podes cancelar isto.
Hâlâ vazgeçebilirsin.
- Ès o meu apoio.
- Bir de destek olacaksın.
Ès o ùnico negro da América a fumar cigarros mexicanos...
Meksika sigarası içen tek zenci sensin.
Ès corajoso e eu preciso de homens de coragem a trabalhar para mim.
Easy, cesur birisin. Cesur adamlara ihtiyacım var.
Ès doido ou estás bêbedo? !
Deli misin, sarhoş mu?
- Ou será que ès chui?
- Yoksa polis misin?
- Ès tu.
- Sen.
Ès um imbecil!
Aslında kestiğim tırnak kadar değerin yok!