Translate.vc / Português → Turco / Édouard
Édouard tradutor Turco
73 parallel translation
- Édouard Manet.
Ben iyisi mi gideyim. Beni bekleyen birisi var.
O filho dele assumiu, até 1925.
1925'ten sonra, oğlu Édouard devralmış.
- Bom dia, Lisette!
- Merhaba Lisette. - Merhaba Edouard.
- Se quiseres, Edouard!
Nasıl istersen.
Sou o Inspector Edouard Grandpierre da policia judiciária.
Ben Polis Merkezinden Dedektif Edouard Grandpierre.
Estou? É o S.O.S. 99-99? Podem vir imediatamente à Av.
SOS 9999 44 Ave Edouard Vaillant'a gelebilir misiniz?
Vamos em directo para o Hospital Poliquen, onde assistiremos à Conferência de Imprensa do Professor Edouard Loriebat, perito em hibernação artificial.
Şimdi, "Dondurarak uyutma" konusunda uzman, Profesör Eduard Loriebat'ın Polyken Hastanesi'nde düzenlediği basın toplantısını, canlı yayınlıyoruz.
- O Edouard vigiar-me-á.
- Bir gözün bende olsun, Edouard.
- Edouard Foucade.
- Edouard Foucade.
O senhor é um homem aparentemente normal, o seu primo é meu amigo, pelo que tenho a certeza que a sua atitude tem uma explicação, mesmo que pouco usual.
Normal biri gibi görünüyorsunuz. Kuzeniniz Edouard bir dostum. Bu yüzden alışılmamış da olsa, hareketinizin bir izahı olduğunu sanıyorum.
Edouard. - Incomodo?
Edouard
Sim, Edouard.
Evet Edouard.
- Edouard?
Edouard?
Edouard...
Ah, Edouard!
Claro que lhe daremos tempo.
Tabi vereceğiz Edouard!
Edouard, como podes saber isso?
Edouard, bunu nasıl söyleyebilirsin?
Edouard esteve mesmo muito bem.
Gerçekten iyi iş, Edouard.
Dois anos, Edouard.
İki yıl Edouard.
Ora, porque me convidaste.
Çünkü sen istedin Edouard.
Não, caro Edouard, não acabou.
Hayır, sevgili Edouard, bitmedi.
Nunca acreditei na capacidade persuasora do Edouard.
Edouard'ın seni ikna edebileceğini düşünmemiştim.
- Já não lhe chamas Edouard?
Edouard'ı hiç aramadın mı?
- Não, já não lhe chamo Edouard.
Hayır, Edouard'ı hiç aramadım.
O Edgar e o Eduardo juntos... não são para brincadeiras.
Edgar ve Edouard birlikte... kolay di mi?
Edouard Loubet é o mais novo'chef'francês a conquistar duas estrelas no guia Michelin, agora intitulado'Guide Rouge'.
Michelin Guide'da, şimdiki adıyla Red Guide'da iki yıldız kazanan en genç Fransız şefi.
Surpreendentemente, Edouard é um respigador nato, ou melhor, um recolector.
Şaşırtıcıdır ki Edouard da doğuştan bir toplayıcı ya da daha doğrusu koparmayı tercih ediyor.
Ficamos todos admirados porque é que o Jean-Edouard e a Odile não se beijaram na cena da tempestade em Veneza...
Sahne 57 : hepimiz merak ediyoruz Jean - Edouard ve Odile neden Venedik'te geçen sahnede öpüşmüyorlar.
Toda a gente precisa de saber como é que o Jean-Edouard e Odile irão finalmente apaixonar-se!
- Herkes Jean-Edouard ve Odile nihayet nasıl aşık olduklarını görmek isteyecektir!
Pensa : o Jean-Edouard é bonito, a Odile é bonita, eles estão em Veneza, uma das cidade mais bonitas do mundo...
Bakın : Jean-Edouard yakışıklı, Odile güzel Venedikteler, dünyanın en güzel şehirlerinden birinde..
Porque o Jean-Edouard?
- Neden Jean-Edouard?
Bem, de acordo. - a personagem principal é Jean Edouard
- Başroldeki karakterin adı "Jean-Edouard".
- Jean Edouard.
- Jean Edouard.
- É Edouard Laboulaye.
Èdouard Laboulaye.
Laboulaye? Como em Edouard Laboulaye?
Èdouard Laboulaye mi?
Eu chamo-me Edouard Triboulet e trabalho no Banco Real da Bélgica.
Adım Edward Triboulet ve Belçika Kral Bankasında çalışıyorum.
Olá, Edouard.
Söylesene Edouard?
- Jack. - Edouard.
- Edouard.
A propósito, Edouard. Ele andou a fornicar a tua a mulher nas férias.
Edouard, sen tatildeyken de hayatının aşkıyla yattı!
Deixei com a desculpa de usar o banheiro, com o sentimento minha experiência com Edouard não poderia ser assim.
Tuvalete gitme bahanesiyle yataktan kalkmıştım. Edouard ile yaşadığım şeyin böyle olamayacağı hissi vardı içimde.
1 quatro anos depois da minha primeira experiência com Edouard, I ao vivo em Barcelona e ainda tem o mesmo desejo a experimentar através do meu corpo.
Edouard ile yaşadığım o ilk deneyimden 14 yıl sonra şimdi Barcelona'da hâlâ bedenimde aynı keşfetme güdüsüyle yaşıyorum.
l dificilmente senti nada, como da primeira vez com Edouard.
Pek bir şey hissetmedim. Tıpkı Eduard'la ilk kez olduğu gibi.
O mesmo em 1 de 5, com Edouard.
15 yaşımda Eduard'la birlikteyken olduğu gibi.
Do outro lado, as democracias ocidentais, victoriosas, porém exaustas devido à Grande Guerra.
Neville Chamberlain, Muhafazakâr İngiliz Başbakanı ve Fransız Başbakanı, sosyal radikal Edouard Daladier.
Neville Chamberlain, o conservador primeiro-ministro britânico, e Edouard Daladier, o radical socialista e première francês, querem manter a paz.
Sonunda kabul edilmezi kabul etmişlerdi :
Edouard!
- Biraz daha! - Konuştu.
Estava com sede.
Edouard.
Edouard tinha... nove anos, na altura.
Edouard 9 yaşındaydı.
Edouard, enganou-se no dia?
Edouard, yanlış günde mi geldim?
De nada, Edouard.
- Benim için zevkti.
E... o meu sogro, Edouard Tézac, estava presente, no dia que... encontraram o seu tio Michel.
Benim üveybabam, Edward Tézac oradaymış... dayın Michel'i bulduklarında.
E agora, apresentamos o artigo 1649, Retrato de Eva Gonzales, óleo sobre tela por Edouard Manet.
Şimdi de sırada 1649 numaralı sanat eserimiz var ; Eva Gonzales'in Portresi. Edouard Manet tarafından yapıldı.