Translate.vc / Português → Turco / Ír
Ír tradutor Turco
45 parallel translation
Tenho que ír buscar um lenço.
Bir mendil alacağım.
"não tenho para onde ír"
# Gidecek yerim yok
"Não te deixarei ír"
# Bırakmam
- Há-de ír longe.
- Sosyoloji!
Alto, eu não o vou deixar ír, eu posso com ele
- Hayır. Zaten buradan zor balık geçiyor bunuda kaçırmamalıyız.
Não podem... deixar-me ír, eu vou quando quero é pena não quererem compartilhar os vossos dons... apesar...
Devam etseydikte, atağınızı rahatlıkla savuşturabilirdim. Ama ne yazık ki, böyle iyi yetenekler bu şekilde harcanıyorlar.
Eles decidiram ír á cidade de manhã
Dün gece, sabah erkenden... şehre gitmek istediler.
O irmão tem um longo caminho, deixem-no ír
Büyük abi gerçek bir yiğit, erkek!
Não deixem ír ninguém ao castelo da proa.
Üst güvertede onları koru.
Podiam ír-se antes de nós.
Bizden önce gidebilirlerdi.
No nosso bairro, o Pastels era o melhor sitio para ír.
Bizim mahallede takılacak tek yer Pastels'di.
E havia outro tipo que podia ír-se a braçadeira... quando lhe dera por ai e não sabemos onde está.
ve, başka bir adam daha vardı.. Kelepçeli. Dışarıda olduğunda, - nerede olduğunu bilmiyorum.
Não podias apenas ír buscar a Laura ao aeroporto?
Laura seni havaalanından alsa olmaz mıydı?
Tenho que ír a Marselha
- Marsilya'ya aralıksız araba kullanmalıyım.
Posso ír também?
- Ben de gelebilir miyim?
A qualquer lugar onde queiras ír.
Dieter seni götürecek. İstediğin yere de bırakacak.
Que vais fazer de mim Podes ír
Gidebilirsin.
Estás a ír em direção do Túnel Bergeson?
Bergeson Tüneline doğru mu gidiyorsun?
Frank, tenho uma dica que estás a ír ao encontro de problemas.
Frank, aldığım bir bilgiye göre, belaya doğru gidiyorsun.
Devias ír mesmo ás urgências, querido.
Acile gitsen iyi olacak, bebeğim.
Alguma vez escolheu ír contra?
Onlara karşı gittiğin oluyor mu?
Podes ír, Juice.
Git sen, Juice.
A Diosa estava a ír bem.
Diosa da işler tıkırındaydı.
Deixa-a ír.
Kızı bırakın.
Isto não acaba comigo a ír para casa, Jax.
Bu benim eve geri dönmemle bitmeyecek, Jax.
Havemos de ír os dois, quando voltar
Hava açık gözüküyor.
Nós podiamos ír de carro!
Araba sürebiliriz.
A mim parece-me que, quando alguém está em perigo, Não seria correto, eu ír embora, e deixá-los.
Birisi tehlikede olduğu zaman öylece çekip gitmek, onları bırakmak bana yanlış görünüyor.
Caso não tenhas notado, isto não está a ír muito bem.
Bilmem farkındamısın ama işler iyi gitmiyor.
Ou talvez percebam que existem pessoas como nós que querem tentar ír buscá-lo e por isso estão a tomar precauções.
Veya bizim gibi başkalarıda onu ele geçirmeye çalıştı ve onlarda bunu farkettiler önlemler almaya başladılar.
Certifiquem-se de ír ao twitter... ver as tão selvagens que foram estas lutas, certo?
Ve bu dövüşlerin ne kadar deli geçtiğini tweet'lemeyi unutmayın tamam mı?
Eu queria ír.
Canım gitmek istedi.
Eu acho que é um pouco mais agradável do que... ír parar dentro da prisão.
Bana göre hapishanede sana yapacaklarından biraz daha hoştu.
Deixa-o ír.
Bırak onu.
Deixa-o ír
- Bırak gitsin.
Não apenas a castanheira, Mas o elmo está a ír pelo mesmo caminho também
Sadece kestaneler de değil, karaağaçlar da ölüyor.
Sim, pensei ír contigo à cidade, se não te importares.
Sakıncası yoksa seninle kasabaya inerim diyordum.
Sim, quero ír ao Thorns, buscar a nova torneira de bóia.
- Thorns'a gidip vana alacağım.
- Poderia lá ír se houver tempo.
- Vakit kalırsa oraya da bir uğrarım.
- Tem de ír para algum lado.
- Bir yerlere gitmek zorunda.
- Como estás a ír aí em baixo?
- Aşağılarda durum nasıl?
É melhor deixá-lo ír
Bir sonraki balığı bekleyelim en iyisi.
Dexem-nos ír... assim ficamos a saber onde eles se escondem
- takip edein... Ne için? İlerde üsleri olabilir
Podes ír, Frank.
Bırak gitsin Frank.
Eu adorava ír embora.
Araba sürmeyi seviyorum aslında.