Translate.vc / Português → Turco / Ŕs
Ŕs tradutor Turco
49,283 parallel translation
Um assaltante foge da cena do crime em Monroe, Washington.
Monroe, Washington'da bir hırsız suç mahallinden kaçar.
No terceiro lugar, o nosso ladrão de arte sai com 1,4 mil milhões roubados... 3
Üç numarada Fransız sanat hırsızımız toplamda 1,4 milyar dolarla yerini alıyor.
- GANGUE CARBANAK Os criminosos cibernéticos fintaram a Interpol para roubar mil milhões de dólares de bancos em todo o mundo.
Çok uluslu siber hırsızlar dünya çapındaki bankalardan milyar dolarlar çalmak için Interpol'ün iki adım önünde yer aldı.
Serás forçado a voltar ao terminal ou ir para a rua.
Ya terminale ya da sokaklara geri dönmek zorunda kalırsınız.
Mal posso esperar para ver o Wasimbu de novo.
Wasimbu'yu tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.
Se fores esperto, rapaz. Ouve a tua mãe. Concentra-te na escola e evite o futebol como jogador.
Aklın varsa Dico anneni dinleyip okuluna odaklanırsın futboldan da uzak durmalısın...
Não te preocupes, hás de te habituar.
Merak etme. Zamanla alışırsın.
O mundo é grande, mas cabe sempre no teu coração.
Dünya büyüktür ama kalbinde taşırsın.
Felizmente para mim, adoras jogar.
Şanslıyım ki sen kumara bayılırsın.
Ou te entregas ou enfrentas as consequências.
Ya kendin teslim olursun ya da sonuçlarına katlanırsın.
Dois anos depois, acabas comigo por mensagem?
İki yılın ardından benimle nasıl mesajla ayrılırsın?
Tu lidas com isso porque tens de o fazer.
Ama buna katlanırsın çünkü mecbursun!
"Pronto para trabalhar"?
Hazırsın demek.
Os sand grifters são ladrões de praia.
Kum dolandırıcıları, plaj hırsızları demek.
Se fores como eu, acordas 24 minutos e 47 segundos antes de a tua melhor amiga te apanhar em casa.
Eğer benim gibiyseniz en iyi arkadaşınızın sizi almaya geleceği vakitten. 24 dakika 47 saniye önce uyanırsınız.
Podias ficar com os meus primos em Zalesie.
Zalesie'deki kuzenlerimde kalırsınız.
Ficas até isto acabar.
Bitene kadar kalırsın.
Pode levar os trabalhadores consigo, Eu trato de registar a entrada deles.
Siz işçileri gettodan çıkarırsınız ben de şehre geçiş iznini almalarını sağlarım.
Estou ansioso para trabalhar consigo.
Sizinle çalışmak için sabırsızlanıyorum.
ATÉ À ASCENSÃO DO FEITICEIRO MORDRED QUE VOLTOU CONTRA O HOMEM TODA A SUA AMBIÇÃO MALÉVOLA
Büyücü Mordred yükselene ve karanlık hırsını insanlara çevirene kadar.
Paguem aulas de cortesia com o troco.
- Üstüyle sokak kuralları dersi alırsın.
Vão buscar a vossa marca, a vossa bebida e depois voltem à barcaça!
Herkes dövmesini yaptırsın, içkisini içkin sonra tekneye!
O que te deu tal ambição?
Bu hırs nereden geliyor?
Querias saber o que me deu tanta ambição?
Hırsımın nereden geldiğini öğrenmek istemiştin.
Pode passar a noite, tomar um duche quente.
- Bu gece orada kalabilirsin, duş alırsın.
Em breve estarás novo.
Her açıdan daha yeni doğmuş sayılırsın.
Podem vir buscar-me quando voltarem, pode ser?
Beni dönüşta alırsınız, olur mu?
Eu quero que sejas muito cuidadosa porque houve um assalto em Delaware.
Gerçekten dikkatli olmanı istiyorum Çünkü Delaware'de bir tür hırsızlık vardı.
Vais ter conhecido todas as pessoas no fim.
Bütün bu insanları bitecek kadar tanırsın.
E levam tudo.
Ve her şeyi alırsın.
Podes falar-me mais do Gargasmell.
Sen de bana Gargasmell'i anlatırsın.
Não sou ladrão, Joe.
- Ben hırsız değilim, Joe.
Vais conseguir tudo o que queres.
Sen her şeyi başarırsın.
Simon Templar. É o ladrão mais estranho que conheço.
Simon templar, bildiğim en tuhaf hırsız sensin.
Vou ter cuidado, ainda me roubas o lugar.
Sırtıma baksan iyi olur, yoksa işimi alırsın.
É um ladrão internacional.
O uluslararası bir hırsızdır.
Como a maioria dos ladrões, tenta passar despercebido.
Çoğu hırsız gibi radardan uzak durmaya çalışıyor.
Estou ansioso por ouvir esta.
Bunu duymak için sabırsızlanıyorum. Ha!
Simon Templar, ladrão internacional, a sair de Londres e Nova Iorque.
Simon templar. Uluslararası hırsız Londra ve New York'tan geliyor.
Secções 1021 a 1022, que autoriza a detenção indefinida de suspeitos de terrorismo.
Hangisi izin verir Sınırsız gözaltı Zanlıların terör zanlıları.
Ladrão dum caralho!
Kahrolası hırsız piç!
Na batalha vitoriosos Abortámos a sua usurpação papista
Savaş kazanıldı Papacı hırsızı durduruduk
- Sabes como é o Simon.
- Simon'ı tanırsın.
"Adeus lojas!"
" Elveda hırsızlık.
Seu pai ¡ é um ladrão.
Baban bir hırsız.
Ela é a filha de um ladrão qualquer.
O basit bir hırsızın kızı.
Desculpe-me por ter chamado seu pai ¡ de ladrão.
Babana hırsız dediğim için özür dilerim.
Esperei bastante tempo por isto, para finalmente ver-te cara a cara.
Seninle yüz yüze görüşebileceğim anı sabırsızlıkla bekliyordum.
E tem poder ilimitado.
Ve sınırsız güce sahipsin.
Se queres saber, fica por cá.
Bilmek istiyorsan, burada kalırsın.
Mas ela vive num local onde não existe impaciência, portanto não se importa de esperar.
Ama o sabırsızlığın olmadığı bir yerde yaşıyor, yâni beklemek sorun olmaz.