Appreciate tradutor Turco
22 parallel translation
I just sometimes think maybe you would appreciate the value of a dollar more if you had to work outside the home.
Bazen düşünüyorum da, eğer evin dışında bir işin olursa, doların değerini biraz daha iyi anlayabilirsin.
And I think you would appreciate my value more if, for once, you had to cook your own food and wash your own clothes.
Ben de senin, bir kez kendi yemeğini pişirip, çamaşırlarını yıkarsan, benim değerimi daha iyi anlayacağını düşünüyorum.
Oh, I'd really appreciate that.
Buna çok memnun olurum.
I'd really appreciate it. Oh, ma'am, you don't have to do that.
Bunu yapmanız gerekmiyor, hanımefendi.
Слушай, я ценю то, что ты приехал забрать меня вчера ночью.
Bak, I appreciate you coming to get me last night.
I appreciate that you like straight talk, so I will give it to you in one razor-sharp line.
Direk konuşmanı takdir ediyorum ben de sana aynen öyle keskin bir cevap vereceğim.
I'm not so set in my ways that I can't appreciate the way you stood up to me earlier.
Yaptığım şeyler karşısında o şekilde durmanı takdir ediyorum.
I appreciate your concern, and I'm sure they appreciate но они в состоянии о себе позаботиться.
İlginizi takdir ediyorum ve eminim onlar da eder ama kendilerine dikkat eder onlar.
We'd appreciate it if you came with us voluntarily.
Kendi rızanızla bizimle gelirseniz memnun oluruz.
Узнав, что на Манхэттене у него была тайная жизнь, мне не оставалось ничего другого, кроме как холодно с ним обращаться.
Manhattan'da gizli bir hayatı olduğu keşfettikten sonra, Onu kendimden soğutmaktan başka Yapabileceğim birşey kalmamıştı 7 00 : 00 : 24,336 - - 00 : 00 : 29,590 ♪ To appreciate the finer things in life ♪
Because this time, we can appreciate it.
Çünkü bu sefer, bunun gururunu yaşayabiliriz.
I so appreciate it, but I have come all this way to be with my baby girl, and I'm not going to let her out of my sight.
- Çok müteşekkirim, ama ben bunca yolu küçük... kızımla birlikte olmak için teptim... ve O'nu bir an bile gözümün önünden ayırmayacağım.
Now, Dr. Cochran, I can appreciate that you're an ethicist, but we don't face an ethical dilemma.
Şimdi, Dr. Cochran, bir ahlakbilimci olmanızı beğeniyorum ama biz etik bir ikilemle yüzleşiyor değiliz.
Austin : My wife doesn't appreciate my gifts anymore.
Eşim artık hediyelerden memnun olmuyor.
Um, I would appreciate it if you would tell me if she does.
Eğer gelirse, bana haber verirseniz çok memnun kalırım.
Bob, we appreciate you handling this like a man.
Bob, bu işi kotardığın için sana minnettarız.
Appreciate it. Oh.
Çok makbule geçti.
I really appreciate you coming down here and helping us out.
- Buraya gelip bize yardımcı olman çok makbule geçti.
Я тебе благодарна за лесть, или за правду, я думаю, ты подготовь своего клиента к наихудшему.
As much as I appreciate you sucking up or truth telling, Bence müvekkilini en kötüsüne hazırlamalısın.
I want you to know that I appreciate when you give me things.
Bana bir şeyler verdiğinde gerçekten minnettar olduğumu bilmeni isterim.
Hey, I, uh, I-I appreciate what you said there about our friendship.
Arkadaşlıkla ilgili söylediğin şeyler için minnettarım.
- [смеется] - Hey, I really appreciate the hospitality, but, uh, Эй, я очень ценю ваше гостеприимство, но, эм, не хочу показаться грубым... Мне, действительно, надо идти, если вы понимайте, о чем я!
Misafirperveliğinizden minnettarım ama kaba olmak istemeyiz ama gitmeliyiz.