Bcd tradutor Turco
16 parallel translation
А, на БКД, да, я, э-э, я должен воспользоваться им, правда?
Ah, eh, BCD'yi evet ben ah onu kullanmam gerekiyor, değil mi?
В Виргинии существует PR-фирма, BCD.
Virginia'da BCD adında bir halkla ilişkiler firması var.
Чтобы подорвать движение, BCD публикует ложь в местной прессе, утверждая, что лидер повстанцев собирался воевать, на стороне другой повстанческой группировки.
Bu hareketi zayıflatmak için, BCD yerel basına yanlış haberler vermiş. İsyancı bir liderin başka bir isyancı gruba savaş açacağını iddia etmiş.
Пентагон нанял PR-фирму из Вирджинии - "BCD".
- Nasıl? Pentagon, Virginia'da BCD adında bir halkla ilişkiler şirketi çalıştırıyor.
Нет, но если бы мы дали ход этой истории, а мы, разумеется, не будем, мы бы сели на телефон и пригласили кого-нибудь из BCD в воскресный эфир.
Hayır ama haberi yapacak olsaydık, ki yapmayacağız telefon açar, bir cumartesi konuşmak için BCD'den birini bulurduk.
- Так уже было...
- BCD'nin Savunma Bakanlığı'nı uyarması 10 saniye falan alırdı ve FBI bir saate kalmaz gelirdi. - Bir kere öyle yaptık mı...
Забудь эту историю и тебе не придется звонить в BCD.
Haberi yapmazsanız BCD'yi aramak zorunda kalmazsınız.
Не звони в BCD и никому, кто знает о документах.
BCD'yi aramazsanız kimse belgelerin sizde olduğunu bilmez.
К слову, для выяснения точности, мы должны поднять трубку и позвонить в БСД, соединенных прямой связью с ФБР.
Bu arada doğruluğunu öğrenebilmek için telefon açıp BCD'yi aramamız gerek. Ki bu da FBI'yı bize gönderen tuzak teli oluyor.
Но чтобы зайти так далеко, вы должны обратиться в BCD, так?
Ama o kadar ilerleyebilmek için, önce BCD'yi aramanız gerek değil mi?
Вы звоните в BCD И Нил должен сдать свой источник или у него будут неприятности.
BCD'yi ararsanız, ya Neal kaynağını verir ya da mahkemeye itaatsizlikle suçlanır.
Ты уже позвонил в BCD, так?
BCD'yi aradın değil mi?
Несколько часов назад, когда сказал, что пошел в туалет, ты пошел звонить BCD и просить их комментарии.
Birkaç saat önce tuvalete gittiğinde, yorum yapmaları için BCD'yi aradın.
Почему бы тебе не пойти и не написать заметки про звонок в BCD, а затем распространить их в конференц-зале?
BCD ile aramanın notlarının kopyasını çıkarıp konferans odasına dağıtır mısın?
Вы работаете на BCD.
- BCD için mi çalışıyorsun?
- Лилли Харт работала в BCD.
Lilly Hart, BCD için çalışıyordu.