Cs tradutor Turco
103 parallel translation
У Си-энд-Эс новый механик.
CS yeni bir teknisyen aldı.
А затем идут семь R.O.C. Cs - Региональных центров оперативного контроля.
Yedi tane B. O. K. M. var - Bölgesel Operasyon Kontrol Merkezleri.
Каким образом Си-Эс Трейд собирается купить нашу компанию?
CS Şirketi, nasıl binayı satın almaya çalışabilir?
Си-Эс Трейд выкупает Дримпиа
CS Şirketi, Dreampia'yı Satın Alacak.
К.С.Льюис?
CS Lewis mi?
Готово. Как думаете, подписаться Клайв? Или К.С.?
Sizce Clive mı, yoksa CS mi?
Однажды мы с твоей мамой слушали по радио... программу о К.С.Льюисе и из неё узнали, что он переехал в Кэмбридж в 1954.
Geçen gün annen ile radyoda CS Lewis ile ilgili bir program dinliyorduk orada 1954'te Cambridge'e taşındığını söylediler.
Составной CS-804.
CS-804 Bileşimi.
Думаю, тут будет скучно без судьи...
Buralar biraz ıssız olacak bu durumda... yargıçsız bir ev.
- Ты судья.
Sen bir yargıçsın.
А вы, сэр, небритая жопа.
Siz, bayım, görgüsüz bir kıçsınız.
Король без меча!
Kılıçsız bir Kral!
Ты палач, которого требует правосудие.
Sen adaletin istediği yargıçsın.
Ты - судья?
Yargıçsın!
Спасибо.
Siz de zehir gibi bir yargıçsınız.
" ЗВЕЗДНЫЙ ПУТЬ :
çeviren : k ve c çeviren : kl ve cs çeviren : kla ve csc çeviren : klau ve cscf çeviren : klaut ve cscfo çeviren : klauth ve cscfou
Ты - водолаз, бывший "морской котик".
Sen ordudan ayrılmış bir dalgıçsın.
- Вы адвокат и судья.
- Avukat ve yargıçsınız.
Вы Судья, а в голове у вас опилки.
Siz bir yargıçsınız ve aklınız bu saçmalıklarla dolu.
Черт, вы будете шафера.
Sağdıçsınız.
Hаш Милосердный Спаситель и предвечный Судья.
Ulu ve merhametli kurtarıcımız, sen en değerli yargıçsın.
А, так вы свидетель и брат невесты...
Carlo arkadaşım. Siz hem sağdıçsınız hem de gelinin kızkardeşisiniz!
Могила без меча.
Kılıçsız bir mezar.
Не думаю, что им понравятся рейтузы без задницы.
Kıçsız adamlar öngördüklerini sanmıyorum.
- Доброе утро.
CS şirketinden, Nakano Sakie.
У меня нет шафера.
Sağdıçsız kaldım.
Ты действительно, хороший шафер..
- Gerçekten iyi bir sağdıçsın.
- Что? ! - Ты самый худший в мире шафер!
- Sen en berbat sağdıçsın!
Все полки заполнены Анатолем Ла Браз, каждый вечер в понедельник пекут блины, и наш девиз : "Пригрей моряка на груди и он нагадит тебе в руки".
Rafların hepsi Anatole Le Braz dolu, her pazartesi akşamı krep ve özlü sözümüz : "Bir denizciye iyi davran o da senin eline sıçsın."
- Да. - Ты прочла так... что вышло два лишних слога. - Вот, 10.
"Gü-çs-üz" de-vl-et-ler yı-kı-lır. "
Вы - судья, под председательством которого были убиты двое из пяти заключённых!
Siz, sorumluluğu altında, 5 mahkûmdan 3'ü öldürülen bir yargıçsınız.
И мне нужно, чтобы он пошел туда, и насрал этому Майклу на порог дома.
Bu adrese gidip, adamın kapısının önüne sıçsın.
И найди кого-нибудь, кто нагадит ему на крыльцо.
Şu çocuğu da yolla bir an önce sıçsın.
Вы - шафер, да?
Siz sağdıçsın değil mi?
Ебать меня в рот.
Sıçsınlar ağzıma.
Ну, с вырезами на заднице?
- Kıçsız olanlardan?
Если демократы сказали, что ты - судья, то ты - судья
Cook bölgesi demokratları yargıçsın derse, yargıçsın.
Ты - председатель суда.
Sen baş yargıçsın.
- Свидетель. Важное задание.
- Sağdıçsın, önemli bir iş.
За каким чёртом им нарушать договор?
Alvarez neden anlaşmanın içine sıçsın ki?
Поверь... у такого хлюпика, как ты, нет шансов на победу, особенно без меча.
İnan bana, senin gibi çocuğun, özellikle kılıçsızken hiç şansı yoktur.
Храмовники скрывают свою веру и путешествуют без мечей...
İnançlarını saklayan ve kılıçsız gezen Tapınakçılar.
А если я скажу, что твой брат погибнет без меча, ты всё равно пойдёшь в эту дверь?
Eğer yapmazsan, kılıçsız yardıma gidersen, kardeşin ölecek. Yoksa kapıya doğru mu yürümek istersin?
Без меча Фабиос беззащитен перед Лизаром.
Kılıçsız, Fabious, Lezaar'a karşı çaresiz olacak
Ты словно обоюдоострый меч.
Sen iki tarafı keskin bir kılıçsın.
Ты обоюдоострый меч.
Sen iki tarafı keskin bir kılıçsın.
Мальчик, девочка - ты меч и это все.
Oğlan, kız... Sen bir kılıçsın. Bu kadar.
Вперед!
- On numara sağdıçsın.
Бля...
Ağzıma sıçsınlar.
Ты хороший шафер, Тэд
İyi bir sağdıçsın sen, Ted.
Nancy and her shit - - let her fix it. Or fuck it up more. Whatever.
Nancy de kendi bokunu düzeltsin ya da içine daha fazla sıçsın, bana ne.