Debt tradutor Turco

And you owe me a life debt again.

Bana yine hayatını borçlusun.

Look, I didn't even remember the life debt until Hayley brought it up.

Dinle, Hayley söyleyene dek o borcu hatırlamıyordum.

Got her into debt?

Onu borca sokun.

We know that this is your second restaurant to fall into debt in the past five years.

Burasının, son beş yılda borç batağına düşen ikinci restoranın olduğunu biliyoruz.

But seriously, we are so much in Bates'debt.

Ancak geçrekten Bates'e borçluyuz.

On the other hand, you've got Wendell Kaiser, who's deep in debt to his bookie and needs him off his back.

Diğer taraftan Wendell Kaiser bahisçiye borçluydu ve kendisine arka çıkacak birine ihtiyacı vardı.

She buy my debt.

Benim borcumu ödedi.

He went to Mimi to pay my debt... $ 40,000.

Borcumu ödemek için Mimi'ye gitti, 40 bin dolar.

How you both owe a debt to Mimi Tan.

İkinizin de Mimi Tan'a borcu olduğundan.

You realized Henry was gonna clear Suyin's debt and take her away from you.

Henry, Suyin'in borcunu ödeyecekti ve onu senden uzaklara götürecekti.

Не говоря уже о благодарности.

Not to mention a debt of gratitude.