Favorite tradutor Turco
26 parallel translation
Everybody's favorite child
Herkesin sevgilisiydin
Я думаю сало - моя самая любимая еда.
l think lard is my favorite food group.
Она шлялась, сучка, по притонам-кабакам.
One of your old favorite songs from way back when
И снова добро пожаловать на любимую телеигру...
Welcome back to TV's favorite game show -
Многое из творчества Фернанда Кормона уходит корнями в его "Свергнутую фаворитку"
# Fernand Cormon'un birçok yapıtı, "La Favorite Dechue"... #... "Gözden Düşmüş Metres" yapıtından esinlenir.
playtime's over - since year six i been a playground soldier dem days were lyrical dat lyrical G but now everything is colder now there's content flows and everything - mix tape promos everything - who'd you name your favorite MC, I'll write the sixteen
Oyun zamanı bitti altı yaşından beri oyun alanında askerim O günler şiirseldi dat şiirsel G, ama artık her şey soğuk Şimdi içerik akışı var ve her şey - bant miskleri promolar her şey en sevdiğin MC'nin adını söyle bana onun benzemek isteyeceği on altılığı yazayım sana
That may be my favorite meal ever.
Hayatımda yediğim en güzel şey oldu!
This is one of my favorite pick-up strategies.
Bu benim en sevdiğim kız götürme stratejilerimdendir.
Come on, that's my favorite.
Hadi ama bu gerçekten güzel.
They're putting me up on their Web site as their favorite new artist of the month.
Bu ayın umut vaddeden sanatçısı olarak web sitelerine beni koyacaklar.
"The Nutcracker" was my favorite.
Fındıkkıran favorimdi.
Aw, he's my favorite.
O benim favorimdi
See, I know that pears are your favorite fruit, so now you can take one to work in your briefcase without it getting bruised.
Bak, armutun en sevdiğin meyve olduğunu biliyorum... artık işe giderken çantanda... zedelemeden taşıyabileceksin.
Bottom feeders, my favorite.
Dipte beslenenlerden demek, en sevdiğim.
So there I am sitting at our favorite Sushi restaurant, бутылку сакэ and the only thing that's missing is my boyfriend.
En sevdiğimiz suşi restoranında oturuyorum masamda bir şişe Sake var eksik olan tek şey sevgilim.
My favorite.
En sevdiğim yemek.
I'm not the one making drug-addled, unsubstantiated accusations against Starling's favorite son.
Uyuşturucu etkisi altında Starling'in gözde evladına karşı yersiz suçlamalarda bulunan ben değilim ama.
I told her it was my favorite game.
En sevdiğim oyun olduğunu söyledim.
♪ I caught you, you riding my favorite math teacher ♪
Yakaladım, en sevdiğim matematik hocama biniyorsun.
My favorite episode of "Supernatural," period, was "Changing Channels."
Supernatural'daki favori bölümüm kesinlikle Changing Channels ( 5x8 ) bölümü.
"The French Mistake" is my all-time favorite episode.
French Mistake ( 6x15 ) benim en sevdiğim bölüm.
The Chuck Shurley story line - - probably one of my very favorite things about the show.
Chuck Shurley'nin hikayesi dizide en sevdiğim şeyler arasında.
# Unphotographable # И все же ты моя любимая произведение искусства
â ™ ª Unphotographable â ™ ª Yet you're my favorite work of art
He's playing our song and looks up, and there we are- - his favorite two-piece acoustic sci-fi novelty rock band.
Şarkımız çalarken kafasını kaldırıyor, karşısındayız. En sevdiği ikili akustik bilim kurgu yeni rock grubu.
This is my favorite place in the whole world.
Burası dünyadaki en sevdiğim yer.
It was her favorite doll.
En sevdiği oyuncağıydı.