Her tradutor Turco
279,164 parallel translation
Ж : Все в порядке?
Her şey yolunda mı?
- Всё нормально, дорогая?
- Her şey yolunda mı, tatlım?
Напитки всегда на отдельном столе.
İçkiler her zaman başka bir masa olur.
Я такая неудачница во всем.
Her şeyde muazzam şekilde başarısızım.
Знаешь что? Всё хорошо.
Her şey yolunda.
Ты знаешь, я отдала сердце этому сообществу, и я не могу не чувствовать обиду оттого, что вы заставляете меня принять решение, но, знаете...
Bu topluluğa her şeyimi verdim ama beni karar vermeye zorlayarak kendimi biraz incinmiş hissetmeme engel olamam ama biliyor musunuz...
Это 317 стихотворений, которые я писал Маргарет по пятницам, ведь в этот день мы познакомились.
Bunlar Margaret'a yazdığım 317 diğer şiir. Her Cuma için bir tane, çünkü cuma günü tanışmıştık.
Всё началось после смерти мамы.
Her şey annemin ölümüyle başladı.
Однажды я вообразил себя кем-то совершенно другим, и внезапно всё показалось... лучше.
Sonra bir gün, tamamen farklı bri olduğumu hayal ettim.. ... ve birden her şey daha iyi görünmeye başladı.
Я думал о новой личности, но вместо этого создал у себя в воображении целый мир, куда могу уйти от сложностей.
Kimliğii tekrar değiştirmeyi düşündüm ama onun yerine yaptığım, her şey ağır geldiğinde içine kapanabileceğim.. ... bir dünya kurmaktı.
Всё, что мы делаем... записывается.
Yaptığımız her şey kayıt altına alındı.
Камеры не ловят всё.
Kameralar her şeyin görüntüsünü alamıyor.
Он постоянно говорит, как скучает по Маргарет.
Her zaman Margaret'i ne kadar özlediğinden bahsediyor.
И прежде чем осудить его... спросите себя, как бы вы держались, если бы всё дорогое вам... у вас бы отняли.
O yüzden onu yargılamadan önce, kendinize, elinizden değer verdiğiniz her şey alındığında nasıl davranacağınızı sorun.
Всё хорошо?
Her şey yolunda mı?
Всё обоссал.
Her yere işedi.
Нет, для меня не важны национальности и цвета кожи.
Hayır. Her etnik kökenden ve renkten insanla çıkarım.
Я везде езжу на велике. Это классно.
Her yere bisikletimle gidiyorum.
Тут даже подземелья приятнее тех мест, где я жила в детстве... ну, не считая "БМВ" моего дяди.
Bu zindanlar bile çocukluğumda yaşadığım her yerden daha güzel. oh, amcamın BMW'si dışında.
Чувак верит в каждое сказанное слово.
Adamlar onun dediği her şeye inanıyorlar.
Я верю, что в каждом из нас с рождения есть нечто хорошее, и если мой свет или ваш потухнет, помните, мы не одни в этом мире.
Her insan içinde tanrısal bir ateşle doğar., ve benim ışığım veya sizinki bunu ortaya çıkarıyor., Bizim bu dünyada yalnız olmadığımızı hatırlayın.
Парень испускает больше магии, чем все волшебники Земли вместе взятые, и при этом ничегошеньки не знает о магии.
Adamım onda her büyücüden daha fazla büyü gücü var Büyü hakkında hiçbirşey bilmediği halde.
Квентин всегда говорил, что ты умница.
Quentin her zaman akıllı olduğunu söylerdi.
Разумеется, те, кого я представляю, всегда относились с величайшим уважением к королевским просьбам, Ваше Величество.
Elbette temsil ettiğim kişiler her zaman saygı ile anacaklardır. Kraliyet talebi, Majesteleri.
В любом случае, если я верно понимаю, время ценно, так?
Her durumda, zamanın özü olduğunu düşünürdüm, değil mi?
А весь мир готов поклоняться тебе и следовать за тобой.
Ve dünya, her yerde size tapıldıi ve sizi takip etti.
— Что бы то ни было.
- Her ne olursa.
Ну, всё налаживается, Элиот.
Şey, her şey geliyor Eliot.
Что ж, мы не можем предугадать всё.
Tamam, her şeyi biz düşünemeyiz.
Этот момент стоит каждого цента из $ 2000, потраченных на занятия. Что?
Şu an, derslere verdiğimiz 2000 doların her sentine bedeldi.
Не бросай меня, как делал в детстве.
Çocukluğumuzdaki gibi her şeyi benim üstüme yıkamazsın.
Я верю, что ты способен на всё, чего захочешь.
Aklına koyduğun her şeyi yapabileceğine inanıyorum.
У меня просто всегда это получалось.
Benim için her zaman çok kolay olmuştur.
Ангелы - это так прикольно, но не так прикольно, как птицы!
Meleklere her zaman bayılmışımdır ama kuşlar kadar değil tabii!
Ты говоришь, что он может всё, а когда он не может, ему кажется, что он разочаровывает тебя.
Her şeyi yapamayacakken, ona her şeyi yapabileceğini söylemek seni hayal kırıklığına uğrattığı hissi verebilir ona.
Все эти перемены мы пережили вместе.
Hayatımdaki her değişiklikte, her zaman birlikte olduk biz.
Красиво, пока не понимаешь, что птицы взволнованы, а муравьи ходят по кругу.
Kuşların sıkıntısını ve karıncaların halka hâlinde yürüdüğünü fark edene dek her şey çok güzeldir.
- Всё в порядке?
- Her şey yolunda mı?
Ты увидел все, что хотел?
Görmen gereken her şeyi gördün mü?
Твой отец присматривает за тобой все время.
Baban her zaman seni yukarıdan gözetiyor.
Всему свое время, для всего есть своя причина под солнцем.
Her şeyin bir mevsimi vardır ve güneşin altındaki her amacın bir vakti vardır.
Я все равно умру.
Ben her halükarda öldüm.
Кажется, все-таки я знаю женщин лучше, чем ты, брат!
Görünüşe göre her şeye rağmen kadınları senden çok daha iyi tanıyormuşum kardeşim.
Так или иначе, Арни в Италии!
Her neyse, Arnie, İtalya'ya geldi.
А какой расклад, можно пробовать всё подряд?
Her şeyin tadına bakabilir miyiz?
Всё устроено.
Her şey yolunda.
Познакомился за кулисами с Эллен, позвал на свидание, и она всё изменила.
Ellen'la sahne arkasında tanıştım. Randevuya çıktık ve her şeyi değiştirdi.
Спасибо вам за всё.
Her şey için teşekkürler.
Ладно, подумаешь, "конкуренцию".
Tamam, her neyse. Rakip dükkan.
Ты смотри. Получил один Оскар, везде теперь ждёт халявы.
Oscar aldı ya, her şey beleş olacak sanıyor.
Нет тусы круче тусы с пирожными, ведь она начинается в среду в 8 часов!
Kapkek partisi gibisi yoktur! Kapkek partisi her çarşamba sekizde.