Hic tradutor Turco
188,784 parallel translation
Помните, остаться здесь - значит умереть.
Hiç hata yapmayın... Kalmayı seçiyorsun ve ölümü seçiyorsun.
Твои люди не войдут сюда, пока мы не договоримся.
Eğer şartlara gelemezsek, halkınızdan hiç kimse içeriye giremez.
Без оружия у нас ни шанса.
Kazanabileceğimiz hiç bir yol yok.
Ничего.
Hiç.
Знаешь, где нет всего этого?
Bunların hiç olmadığı ne var?
А потом не будет боли, не будет потерь.
Bundan sonra hiç acı, hiç kayıp olmayacak.
Ты не изменился.
Hiç değişmemişsin.
Она не была нормальной.
Hiç normal olmadı.
Его никогда нет.
Hiç olmadı.
Я не забуду, что ты для меня сделала.
Banim için yaptığını hiç unutmayacağım.
Никогда раньше я не чувствовала
Daha önce hiç böyle hissetmemiştim.
Я никогда не хотела причинить тебе вреда.
Bellamy, canını hiç yakmak istemedim.
Ты смогла подарить людям надежду.
Hiç kalmamışken, insanlara umut verdin.
Все просто. Питание Кольца отключено. Еще пару минут назад я была уверена, что включу его дистанционно.
Çok basit, halkada hiç enerji yok, iki dakika öncesine kadar bunun bir problem olmadığını düşünüyordum, çünki uzaktan etkinleştirebilirim.
Сколько раз ты спасала нас, даже не зная о существовании Али?
A.L.I.E.'dan hiç haberimiz yokken bile kaç defa kıçlarımızı kurtardın?
Это бесполезно. Черт возьми.
Burada hiç enerji yok, kahretsin.
Твоё присутствие в её жизни привело к нынешнему положению. Ты не привнёс в неё ничего, кроме боли, горя и сожаления, что, похоже, напрочь игнорируешь и, что удивительно, не в силах исправить.
Tamamen dikkatsiz ve olayları düzeltmek için şaşırtıcı derecede zayıf kalarak, ona acı, üzüntü ve pişmanlıktan başka hiç birşey vermedin.
Да, как я им и сказал, двое из парней, они работали здесь около года.
Evet, onlara da dediğim gibi o adamların ikisi yaklaşık olarak bir yıldır burada çalışşıyorlardı. Diğer adamları ise daha önce hiç görmedim.
Это определенно, микросхема таймера, но подобных ей я прежде не видела.
Daha önce hiç böyle bir şey görmedim. Zamanlama çipi. Bunun kullanıldığı yer
Этой встречи никогда не было.
Bu görüşme hiç yaşanmadı.
И вас никогда не будет в одной комнате с Избранным Президентом.
Ve sen, Seçilmiş başkanla aynı odada hiç bulunmayacaksın.
Слушай, я никогда не был так счастлив услышать, что я не интересен.
Birisi benimle ilgilenmediğini söylediği için, hiç bu kadar rahatlamamıştım.
Ничего не понимаю.
Hiç mantıklı değil.
Он просто... исчез.
Hiç birşey.
Но чувства всё равно настигают вас, откуда ни возьмись.
Fakat duygularınız sizi birden bire, hiç habersiz çarpabilir.
И когда вас это настигает, когда ваш мозг отключается, когда вы открываете рот и не издаете ни звука, хорошие новости в том...
Duygularınız sizi çarptığında, zihniniz kapandığında ağzınızı açtığınız halde hiç kelime çıkmadığında tek bir iyi haber vardır.
Да, я выпью немного шампанского.
Biraz şampanya hiç fena olmaz.
Я не говорил, что он согласен. Я только сказал...
Ben hiç kabul ettiğini söylemedim.
Никем.
Hiç kimseydim.
- Он напоминает тебе индиго?
- Sence hiç maviye benziyor mu?
Ты никогда даже не брала ответственность за свои действия, Сара.
Kendin için hiç sorumluluk almadın, Sarah.
Типа, у меня совсем нет материнского инстинкта.
Sanki ben hiç anaç değilim.
Ты видел когда-нибудь эту женщину?
Bu kadını hiç gördün mü?
Ты видел её?
Bunu hiç gördün mü?
Да, но это начало, и может, если мы...
Evet ama hiç değilse bir başlangıç, ve belki...
Сейчас неподходящее время.
Şimdi hiç zamanı değil.
Не знаю, я никогда его не видела.
Bilmiyorum, hiç görmedim onu.
Ну, выглядит не особо многообещающе.
Hiç işe yarayacak gibi durmuyor.
- Да. У тебя наличка есть?
Hiç nakitin var mı?
- Мне кажется, Скотт уже давно-давно не голоден.
Scoot'ın uzun zamandır hiç aç olduğunu sanmıyorum.
- Случались странные встречи?
Hiç tuhaf karşılaşmaların oldu mu?
Например, ты приносил пиццу
Daha önce hiç pizza servis etti mi? ..
Ни разу!
Hiç!
И ты про это не упоминала.
Bundan hiç bahsetmedin.
Она приходила в сознание?
Hiç kendine geldi mi?
И я скажу ей, что так нельзя.
Bailey'le görüştüğümde bu yaptığının hiç hoş olmadığını söyleyeceğim.
- Да о чём ты.
- Hiç gerek yok.
У меня было время подумать об этом.
Kafamda hiç soru işareti yok.
Я стараюсь изо всех сил, но вы не помогаете.
Elimden geleni yapıyorum ama hiç yardımcı olmuyorsun.
Ты уже пробовала технику Коннела, Эдвардс?
Hiç Connell tekniği uyguladın mı Edwards?
Но... ведь не было узелков... я...
Göğüs kanseri mi? Göğsümde hiç yumru yok.