I get it tradutor Turco
69 parallel translation
I get it.
Anlıyorum.
Okay, I get it.
Pekala, anladım.
Okay, I get it.
Tamam, anladım.
I get it.
Anladım.
"I don't know where I'm going... "... but I hope I know it when I get there
Nereye gittiğimi bilmiyorum ama ulaşınca öğreneceğim.
Okay, I'll get it.
Tamam, Oldu işte.
I'll get through it.
Özür dilerim. Bunu halledeceğim.
But it did hurt my feelings, and I want you to know that if I die you don't get Joey.
Ama bu benim duygularımı incitti ve bilmeni istiyorum, eğer ben ölürsem... ... sen de Joey'i alamıyorsun.
... if I can get out of this with a deal that I can say to the Russian people :'Кеннеди собирался уничтожить Кастро, а я предотвратил это.'"...'Kennedy was going to destroy Castro and I prevented it.'"
'Kennedy, Castro'yu yok edecekti, ben önledim.'diyebileyim. "
IF YOU CAN ONLY DO THIS IN THE PULSE-UP... I DON'T CARE, BUT IN TIME GET IT UP.
İkincide sadece bu kadarını yapabiliyorsanız, önemli değil, ama zamanla daha da kalkın.
Я не понял, воины..?
I don't get it, Savaşçılar
I guess I can't get out of it any longer.
Uzun uzadıya konuşmayı pek beceremem.
Я говорила убрать здесь. I said get rid of it. Время таять, Снежинка.
Kaldır şunu dedim.
I'll go get it.
Gidip, getireyim.
I want a new stove, Rex, and if I need to get a job to pay for it, so be it.
Yeni bir fırın istiyorum, Rex, ve bunu ödemek için bir işe girmem gerekiyorsa, girerim.
We'll do it when I get back. You say that every time, Umberto,
Her seferinde böyle diyorsun Umberto, sonra da çok yorgun oluyorsun.
I'll get it dry-cleaned for the funeral.
Tören için kuru temizlemeye vereceğim.
* I've been told * * is good for your body, yeah * * and it's good for your soul * * come and get it now * * hey hey hey hey * * hey pocky way. *
* Bana dediler ki * * İyi gelirmiş bedenine * * İyi gelirmiş ruhuna *
Я просто не понимаю.
I just don't get it.
. . .
# but you know you're into me # #'cause I am in the species known as sapien # # dogs used to eat me, but now they bring the paper in # * it's gonna take a lot to get me away from you * -
I know it's not your style, but I thought you'd get a kick out of it considering how much I paid for it.
Senin tarzın olmadığını biliyorum ama ne kadar ödediğimi bilirsem hoşuna gider diye düşündüm.
And I have arranged it so that you and I get to sit together.
Ve biletleri ben ayarladığım için ikimiz yan yana oturabiliriz.
I'd go in with a scope and get it.
Kolonoskop ile çıkarırım.
I get that House is an ass, but at least he owns it.
House'un pislik olduğunu biliyorum ama en azından kendi iradesi var.
That Sarah actually liked, so, yeah, I'm gonna take the extra help where I can get it.
Bu yüzden evet, ihtiyacım olan yerde yardım kullanacağım.
I wouldn't take it off before we get into the interview room.
Görüşme odasına girene kadar kaldırmayacağım.
I'll get someone on it.
Birine söylerim.
I'm gonna go get some. It's outside.
Dışarıdan almaya gidiyordum.
I thought I... I didn't get my hips into it.
Kalçalarımı olaya katamadığımı düşünüyorum.
If this car performs the way I expect it to, you will get a certified check of 101,000 and change when you come in here tomorrow morning.
Eğer bu araba tahmin ettiğim performansı gösterebilirse yarın sabah buraya geldiğinde benden 101,000 dolarlık bir çek alacaksın.
But sometimes it's so thrilling I need an extra burst of energy to get me through a game.
Ama bazen o kadar heyecanlanıyorum ki enerji için bir şeyler almam gerekiyor.
God get at your boy you try to bogard fall back, I go hard on this lonely road trying to make it home doing it by my lonesome pissed off, who wants some?
* Bencil olmayı dene arsızca, vazgeç, geliyorum cesurca * * Evime varmaya çalışıyorum bu ıssız bu yolda * * Hem de tek bir başıma, sinirlenmişim, var mı kaşınan *
Мы хотим быть частью этого.
♪ I get the tinglies in a silly place ♪ ♪ it starts in my toes and I crinkle my nose ♪ ♪ wherever it goes, I always know ♪
You're freaking me out! Well, if it was me, I'd want to know so I could be sure to get a manicure.
- Pekala, senin yerinde olsaydım... önceden bilmek isterdim ki manikür yaptırabileyim.
And I want to make it up to you by helping you find the perfect gift to get your girlfriend back.
- Ve kız arkadaşını geri kazanmanı sağlayacak mükemmel hediyeyi... bulmana yardım ederek yaptıklarımı telafi etmek istiyorum.
Well, a lot, but... I'd rather not get into it tonight.
Pekala, çok şeyden, ama... bu gece bu konuya girmemeyi tercih ederim.
I know it's unorthodox for cousins to get together,... at least these days.
Ortodoksluğa aykırı bu durum biliyorum.
- No, I totally get it.
- Hayır, anlıyorum.
And I think while I'm in New York, it would be a good time for me to get it started.
Ve bence, ben New York'ta iken başlatmak benim için iyi olurdu.
She's just waiting for it to happen and I'd rather get in on the ground floor.
O sadece olmasını bekliyor ama ben temeline girmek istiyorum.
I'm trying to save Natasha another fist to the face and get this case back to where it belongs, with us.
Natasha'yı yüzüne gelecek başka bir darbeden korumaya ve bu davayı ait olduğu yere iade etmeye çalışıyorum, yani bize.
And then fate turned me into dirt, and ever since, I've been trying to get fate to work back in my direction, but it won't.
Ve sonra kader beni bir pisliğe çevirdi o zamandan beri kaderimi tekrar eski yönüne çevirmeye çalıştım ama olmadı.
I'm sorry, I didn't get that message till it was over.
Kusura bakma. Mesajı iş bitene kadar alamadım.
I wish they had.Then I'd know how to get it back.
Keşke olsaydı. O zaman geri alabilirdim.
Then I can get it done.How long will it take?
- O zaman halledebiliriz. - Ne kadar zaman alır?
The entire thing falls apart if I send you to the store to get cake and you eat it on the way home.
Seni pasta almaya yolladığımda eve gelene kadar onu yersen her şey berbat olur.
I worked very hard to get where I am, and it wasn't so I could fetch you coffee!
Bulunduğum yere gelmek için çok çalıştım ama bunu sana kahve getirebilmek için yapmadım.
Maybe I have a little bit more faith in you to get it right.
Belki senin de doğru yola döneceğine biraz fazla inanmışımdır.
Said it'd be safer if I didn't get involved.
Sen karışmazsan daha güvenli olur dedi.
I couldn't have done it without all the support I get here.
Burada aldığım destek olmadan yapamazdım.
Okay? But if it's any consolation, I'm a woman in my 30s about to get on a plane to go live with my mother.
Ama teselli olacaksa 30'lu yaşlarında, uçağa atlayıp annesinin yanına gidecek olan bir kadınım.