Kase tradutor Turco
628 parallel translation
Здесь таз и кувшин.
Kase ve sürahi hazir.
Икра - несколько мисок - и море шампанского.
Sorun değil, kase kase havyar.
Здоровенную тарелку пикулей... две здоровенные миски горохового супа... Стейк размером с коврик для ног... четыре гарнира, несколько помидоров... ведро салата... немного сыра и мороженное с фруктами и орехами.
koca bir marine edilmiş ringa... iki büyük kase bezelye çorbası... paspas büyüklüğünde bir biftek... sebze, domates... bir kova salata... biraz peynir ve çukulatalı fındıklı dondurma.
Дайте мне порцию удона?
Bir kase makarna verir misin?
Тишь, сумерки, и миски с молоком и земляникой, и ваши лица.
çilekler, bir kase süt... ve senin yüzün.
Я постараюсь запомнить и то, о чем мы говорили с тобой. Я унесу своё воспоминание в ладонях так бережно, будто это чаша, до краев налитая парным молоком.
Sözlerimizi hatırlayacağım ve... ve bir kase taze sütü ellerimle ne kadar dikkatli... taşıyorsam bu anıyı da o kadar dikkatli taşıyacağım.
Дай ему чашку.
Ona bir kase getir.
Да, конечно... Миска каши из семи частей пшеницы и трёх частей риса три раза в день.
Eee şey, ben... 7 tutam buğday ve 3 tutam pirinç, her öğünde yalnız 1 kase.
Одной порции мало для растущей девочки.
Büyüme çağındaki bir kıza bir kase yetmez.
Семь чашек риса по 20 мон и на 30 мон закуски... всего 170 мон.
Yedi kase pirinç her biri 20 mons ve bir et 30 mons... toplam 170 mons.
"— алат, различные овощи, сэндвич, иогурт, кофе".
Bin Ada soslu küçük kase yeşil salata. Kızarmış peynirli sandviç, yarım kase yoğurt ve kahve.
И взял он чашу после вечери говоря : Сия чаша есть новый завет в Моей Крови...
Ve sonra aynı şekilde, yediği kabı aldı, dedi ki, bu kase kanımdaki yeni akittir.
Рыцари Круглого Стола отправились на поиски Грааля.
Yuvarlak Masa Şövalyeleri, Kutsal Kase'yi aramak üzere yola çıktılar.
Грааль был сосудом в который Иосиф Аримафейский собрал кровь Христа.
Kutsal Kase, Arimathea'lı Joseph'in İsa'nın kanını içinde topladığı kaptır.
Они не нашли Грааля.
Kutsal Kase'yi bulamamışlardı.
Господин, я не принес вам Грааля.
Efendimiz, Kutsal Kase'yi getiremiyorum.
Грааль сторонится нас.
Kutsal Kase bizden kaçıyor.
Я видел Грааль.
Kutsal Kase'yi gördüm.
Я должен был вернуть Грааль.
Kutsal Kase'yi getirmem gerekiyordu.
Это был не Грааль.
Mesele, Kutsal Kase değildi.
Cмompи, Apmyp, эmo cвяmoй Гpaaль.
- Elbette iyi fikir. Bak Arthur, bu Kutsal Kase.
- Tyт нeт никaкoгo Гpaaля. - Я видeл eгo.
- Burada kase falan yok.
Oнa зaжглa нaш cигнaльный oгoнь, имeющий фopмy Cвятoгo Гpaaля.
Kase biçimindeki meşalemizi yakmış.
Зa зaжигaниe oгня в фopмe Гpaaля пoлaгaeтcя cлeдyющee нaкaзaниe.
Şarbon Şatosunda kase şeklindeki meşaleyi yakmanın bir cezası vardır.
Пoиcки Cвяmoгo Гpaaля мoгли пpoдoлжamьcя.
Kutsal Kase arayışı devam edebilirdi.
Имeнeм Гocпoдa клянeмcя, чтo нe пpeкpaтим бoя... пoкa вce вы нe бyдeтe yбиты, a Cвятoй Гpaaль... нe вepнeтcя к тeм, кoгo избpaл Гocпoдь.
Tanrı adına, savaşımız bitmeyecek... ta ki hepiniz geberip Kutsal Kase... Tanrının seçtiği insanların eline geçinceye dek.
Дайте джентльмену салфетку и черепахового супа.
Beyefendiye bir havlu ve bir kase de kaplumbağa çorbası ver.
Делается с банкой томатного супа.
Bir kase domates çorbasıyla iyi gider.
Ты - заплывший жиром пожиратель спагетти.
Biliyor musun, bir kase spagettiden fazla beynin yok.
Удар, толчок!
Kase... çubuk...
Держите ваш чай.
- Bir kase sıcak çaya ne dersin?
- Миска здоровая как супница.
- Kase de tencere kadar büyükmüş.
Смотри, справа по ходу.
"CC" sancak kase
It's a Dezzy Dez and a Kasey Kase
- Bu bir Dezzy Dez ve bir Kasey Kase -
Kase :
Kase :
Смотрю, ты написал "Kase" через "C".
"Kase" yi "C" ile yaptığını gördüm bu kez.
С сегодняшнего дня каждому только одна миска.
Bu günden itibaren herkese bir kase
Горшок приведет в гармонию жизненные усилия мисс Кайуотер.
Kase, Bay Cobb, Bayan Cutwater'ın hayat gücünü düzenleyecek.
Когда ее тело умрет, я прикоснусь к горшку, и он станет проводником между ее телом и моим.
O öldüğünde kase ruh için depo olacak, böylelikle ben kaseyi aldığımda, kase ruhun benim bedenime geçmesi için bir kanal olacak.
"Твой пупок - круглая чаша, полная вина".
"Göbek çukurun, şarap dolu bir eşsiz bir kase."
Я говорю о метафоре. Сходстве снежного "слепка" моего башмака и кубка, заключённого в нечто из глины : банку, или вазу.
Karların sakladığı ayakkabımla, kupanın saklanmış olabileceği bir tür seramik arasındaki bağlantıdan sözediyorum : bir kase, vazo.
Вот пальто из верблюжьей шерсти, а это из викуньи.
Deve tüyünden olanlar ama buna bir dokunun, kaşe.
Но мадам платит за всё, почему же не взять из викуньи?
Bayan ödediğine göre neden kaşe olanını almıyorsunuz?
Oн тyт?
Kase burada mı?
Этo нe нacтoящий Гpaaль?
Gerçek kase değil mi?
- A чтo Гpaaль?
- Ya kase?
Oн тaм?
Kase orada mı?
Ho гдe жe Гpaaль?
Peki kase?
Натали, убедись в том, что его чаша пуста.
Natale, bak bakalım kase boş mu.
Удар, толчок!
Kase... çubuk!
Пошли.
- Kase...