Mayor tradutor Turco
30 parallel translation
Вилли Лиебел, мэр ( Обербургмейстер ) Нюрнберга
Willy Liebel, Lord Mayor Nürmberg Üstgrup lideri
Мэр Кок :
Mayor Koch :
Господин Мэр, постеры решат проблему граффити?
Mr. Mayor, posterdekiler graffiti dahilerimi?
[Skipped item nr. 77]
Özür dilerim Vali Mayor?
Я всегда безумно рада видеть Вас, мистер мэр.
Sizi görmek büyük bir zevk, Mr Mayor.
Угощайтесь, мистер мэр.
Yapacak çok işi var. Önemli bir şey mi, Mr Mayor?
"Сегодня в 4 : 30 в Госпитале Марии Магдалены скончался мэр Мак-Кринкл."
Belediye Başkanımız Mayor McKrinkle bugün 16 : 30'da hastanede öldü.
... the mayor of Atlanta pleaded with him to save the city.
Atlanta belediye başkanı şehri kurtarmak için ona yalvarmış.
И Шерман, по существу, сказал мэру... And Sherman essentially said to the mayor как-раз перед тем, как он превратил город в факел и сжёг его : ... just before he torched it and burned it down :
Ve Sherman başkana şöyle demiş, şehri ateşe vermeden hemen önce :
Я не сомневаюсь в приверженности мэра Джонсона семейным ценностям.
Tabi ki Mayor Johnson'ın aile servetini sorgulamıyorum.
Простите меня.
Bay Mayor, affedersiniz.
- Мэр Баккара приболел.
- Mayor Bacharach hastalandı.
К вашим услугам, мистер мэр.
Hizmetinizdeyim Bay Mayor.
Мсье Моран, господин Мэр...
Monsenyör Moran, Mr. Mayor...
Вы знаете, в чем существенная разница между старой кобылой серой масти и старым седым мэром? ( игра слов : mare - кобыла и mayor - мэр совпадают по звучанию ; gray - серая масть, седой )
Yaşlı başkanla, yaşlı kısrak arasında ki en büyük farkı bilir misiniz?
Гвинет, Виктория Бекхэм, мэр Блумберг - вот мой уровень, Дорота. И настало время снова стать одной из них.
Gwyneth, Victoria Beckham, Mayor Bloomberg benim insanlarım bunlar, Dorota ve artık onlardan biri olma zamanım geldi.
Ключи, господин мэр, будьте так любезны.
Anahtar, Bay Mayor, zahmet olmazsa.
Джон Майер.
John Mayer. ( Mayor = başkan )
Я овладел ею в Мадирде, на балконе, выходящем на Plaza Mayor.
Madrid'de Plaza Mayor'un üzerindeki balkonda ona sahip oldum.
The mayor is proposing.
Başkan evlenme teklif edecek.
Got it, Mr. Mayor.
- Anladım Bay Başkan.
Ah, screw that, we're going with plan B- - threaten to kill the mayor's nephew.
B planını uygulayacağız. Başkanının yeğenini öldürmekle tehdit edeceğiz.
Uh, yippee-ki-yay, Mr. Mayor.
Yihhu, Sayın Belediye Başkanı.
Mayor! I needs my Proseccos!
İtalyan beyaz şarabına ihtiyacım var.
The mayor just broke his own law!
Başkan, kendi koyduğu yasayı ihlal etti.
And it gives people the courage to sneak onto their mayor's property and blackmail him and eat all his ripe tomatoes.
Ve insanlara belediye başkanlarının mülküne gizlice dalıp ona şantaj yapmasına ve onun tüm olgun domateslerini yeme cesareti veriyor.
So listen, Mr. Mayor, what do you say about that law?
Bakın Sayın Başkan şu yasa konusuna ne diyorsunuz?
Just goes to show, if anybody wants a law changed, they should just go to their mayor's house.
Bu da bir ders olsun diyelim. Yasanın değişmesini isteyen olursa belediye başkanının evine gitsinler.
But George Bernard Shaw is not running for the mayor of Portland.
Ama George Bernard Shaw Portland belediye başkanlığı için yarışmıyor.