Questions tradutor Turco
30 parallel translation
It's easy to remember, and it doesn't invite a lot of questions.
Hatırlaması kolay ve bir sürü soruya da yol açmayacaktır.
И вьетнамцы задают нам вопросы и спрашивают : почему мы никак не определимся. And they're asking questions and saying why don't we do more.
Ve sorular sorup "neden daha fazlasını yapmıyoruz" diyorlar.
Это разновидность вопросов которые доставляют мне неприятности. These are the kinds of questions that get me in trouble.
Başımı belaya sokan türden sorular bunlar.
Тогда начинай отвечать на мои вопросы, потому что я могу делать это весь день.
Alors réponds à mes questions parce que je peux faire ça toute la journée.
Скоро начинались традиционные "четыре вопроса", а я обожаю "четыре вопроса".
"Four questions" yapıyorlardı bayılırım ben ona.
- Я люблю "четыре вопроса".
- Four questions'ı severim.
You got any more questions, Luke?
- Başka sorun var mı, Luke?
And then there's four questions.
Sonra dört tane soru var.
We just would like to ask you some questions.
Sadece birkaç soru sormak istiyoruz.
It's our job to ask the questions.
Soru sormak bizim işimiz.
An example would be you asking me stupid questions.
Senin bana aptalca sorular sorman bir örnek olabilir.
Cops came around, started asking questions, you faked the Count's disappearance to draw attention away from yourself.
Polisler geldi, sorular sormaya başladı..... şüpheleri bertaraf etmek için Kont'un ortadan kayboluşunu tezgahladın.
Like to ask a few questions.
Birkaç soru sormak istiyorum.
That's why we keep asking questions instead of leaving.
Bu yüzden gitmek yerine soru sormaya devam etmeliyiz.
You don't have to ask the questions, which means you don't sit there while they stare at you like you're a crazy person.
Bana deliymişim gibi bakarlarken onlara soru sormak... -... zorunda kalan sen değilsin çünkü.
Some weird lady shows up at her mom's house and asks questions about her dead grandparents.
Garip bir kadın evine geliyor ve annesine ölü büyükannesi ve büyükbabasıyla... -... ilgili sorular soruyor.
Need to ask you a few questions about Benny Jerguson.
FBI. Benny Jerguson hakkında birkaç soru soracağız.
FBI. I have to ask you a few questions about your behavior when that happened.
Olay olduğu sıradaki davranışlarınla alakalı sorularım var.
I don't have to arrest him, I just have to bring him in and ask him a few questions.
Tutuklamama gerek yok sadece getirip birkaç soru soracağım.
Так, кто хочет сыграть в "20 вопросов"?
Okay, who wants to play 20 questions? Kim 20 Soru oynamak ister?
But if it's okay with you, I would like to ask you... a few more questions about your mom and dad.
Ama senin için sorun olmazsa sana annen ve babanla ilgili birkaç soru daha sormak istiyordum.
You know, our last conversation was so rudely interrupted and I still have so many questions for you.
Son konusmamiz kaba bir sekilde kesilmisti ve benim hâlâ soracak çok sorum var.
He and the boys provide, and it is not our place to ask questions!
O ve kardeşlerin kazanıyorlar ve bize soru sormak düşmez.
We'd like to ask you some questions about one of your customers.
Müşterilerinizden biri hakkında bazı sorularımız olacak.
We need you to ask you a few questions.
Sana birkaç soru soracağız.
Вопросы?
Questions?
Ask questions and lie.
- Neyi? Sorular sorup yalan söylemeyi.
You know, I still have a few questions I need to ask you.
Hala sana sormam gereken bazı sorular var.
President, I have three questions to you.
Bir :
Но у людей возникли вполне закономерные вопросы и сомнения.
Well, certainly people have legitimate questions and concerns.