Santi tradutor Turco
167 parallel translation
- На кровать Санти.
- Orası Santi'nin yatağı. - Kes sesini!
Когда упала бомба, пропал мальчик
Bombanın düştüğü gün bir çocuk kayboldu. Santi.
Санти спал на твоей кровати.
Santi senin yatağında uyurdu, on iki numarada.
Учителя думают, когда упала бомба, Санти испугался и убежал, а затем его нашли какие-то пастухи, и он жив.
Öğretmenler bombanın düştüğü gün Santi'nin korkup kaçtığını düşünüyorlar. Belki çobanlar bulmuştur ve hayattadır diyorlar.
Если ты живая, скажи мне, где Санти?
Eğer canlıysan bana Santi'nin yerini göster.
Это Санти.
Santi'ydi.
То, что ты сказал о Санти, - правда.
Santi hakkında söylediklerin doğruydu.
Санти мертв.
Santi öldü.
Не волнуйся, Санти, обещаю тебе, мы больше не сядем в тюрьму.
Telaşlanma Santi. Bana güven. Hücreye geri dönmeyeceğim.
- Санти. - Что с тобой? - Это я виноват.
Santi, bu benim hatam.
Санти, Санти, поедем домой.
Santi. Santi, lütfen eve gidelim.
Уходи в подвал, Санти.
Sadece git Santi.
Очень приятно. Марчело Санти. Алессандро Белли.
Marcello Santi, tanıştığıma memnun oldum.
Между Алессандро Белли и Марчелло Санти.
Alessandro Belli ve Marcello Santi, ikinizin arasında bir rekabet olacak.
Ты так приятно пахнешь, Санти.
Çok güzel kokuyorsun, Santi.
Санти, я не могу заботиться о тебе всю жизнь.
Santi, tüm hayatın boyunca sana göz kulak olamam.
Но что я могу сделать, Санти?
Peki ne yapabilirim, Santi?
Я не могу, Санти.
Yapamam, Santi.
Санти, что ты делаешь!
Santi, ne yapıyorsun!
Санти!
Santi!
Санти, погоди.
Santi, fazla uzaklaşma.
Санти, остановись!
Santi, öylece kal.
Привет, меня зовут Санти.
Merhaba, benim adım Santi.
Привет, Санти.
Merhaba, Santi.
Я Санти.
Ben de Santi.
Меня зовут Санти.
Benim adım Santi.
Санти, и всё-таки это не большой город, нужно быть осторожным.
Santi, burası şehir değil bu yüzden çok dikkatli olmalıyız.
Санти услышал шум на чердаке.
Santi tavan arasında bir ses duydu.
Девочки тонули в облаках белоснежного тюля, напоминавшего взбитые сливки, и собирались вокруг монашек,
Krem şanti gibi, kar beyazı tüllerinin altına saklanmış olan küçük kızlar rahibelerle toplanıyorlardı.
Альберт, почему бы тебе не заказать мне кьянти?
Albert, bana şanti söyle. Bilirsin severim.
Пирог стоит подогреть, а также полить сливками клубнику.
Unutmayın. Turtayı ısıtmanız gerekiyor. Çilekler için de krem şanti hazır.
Санти.
Santi...
Санти.
Santi.
Я видел Санти.
Santi'yi gördüm!
- Не принесете мне взбитые сливки?
- Bana krem şanti getirir misiniz?
Взбитые сливки на носу?
Burnuna krem şanti mi?
- Взбитыми сливками?
- Krem şanti mi?
Мороженое, взбитые сливки его поведение.
Üç şey saydın. Dondurma, krem şanti ve onun davranışı.
- Санти.
Santi? Ne?
- Санти.
Santi.
В подвал, Санти.
Git Santi. Buradan git.
Я тоже добавляю в вафли взбитые сливки.
Ben de waffle'ıma krem şanti koyuyorum.
Я Сливочная Голова!
Krem şanti kafa oldum!
Все боятся Сливочной Головы!
Bütün krem şanti kafalar korksun!
Ом, шанти, шанти
Om şanti, şanti
Шанти, шанти.
Şanti, şanti.
Милый, я же не просила со сливками!
Bebeğim! Krem şanti istememiştim.
Французкие тосты, взбитые сливки, свежая земляника.
Fransız tostu, krem şanti, taze çilek.
- Взбитые сливки или ягоды?
- Krem şanti mi, çilek mi?
- Взбитые сливки.
- Krem şanti.
- Взбитые сливки или ягоды? Да.
- Krem şanti mi, çilek mi?