Stash tradutor Turco
18 parallel translation
Хватит сидеть в мастерской, учись работать.
Stash, artık işleri uygulama zamanın geldi.
Пойдём займёмся расследованием кражи.
Tamam, her şey yolunda o zaman. Hadi gidelim, Stash.
Посмотри на этого типа с козлиной бородкой.
Hey, Stash, saat üç yönünde. Top sakallı adama bak. Bir Eleanor daha.
Позовём Стэша!
Stash'i arayalım! Stashman'i çağıralım! Stash?
Всё равно он мне не нравился.
Stash'i boş ver. Zaten onu sevmezdim.
Стэш Бертковьяк был таким же как и все остальные :
Stash Bartkowiak da tıpkı daha öncekiler gibi biriydi.
Стэш приобрел полотно Гогена, похищенное из галереи в Осло, и, разумеется, он захотел проверить его подлинность.
Stash, yanında birkaç kapkaççı ile birlikte Oslo sanat Galerisi'nden çalınan bir Gauguin tablosunu yanına almıştı. Tabii tablonun gerçek olduğunu doğrulatması gerekiyordu.
Эта авария стала для него большей удачей... и копы явились прежде, чем Стэш стер его в порошок.
Çarpan araba değil, talih kuşuydu. Stash onu öldürmeden polisler olay yerine geldi.
You get those from the fireworks stash?
Onları havai fişek zulasından mı aldın?
She uses this basement as a place to stash her haul, and the occasional hangout.
Burayı arakladığı malları zulalamak ve arada bir takılmak için kullanıyor.
Where's his biggest stash?
En büyük zulası nerede?
He copped to stealing the money from Frank's stash?
Frank'in zulasından çaldığını kabul etti mi?
Lost your truck, lost your stash, right?
- Kamyon gidince zula da gitti, değil mi?
Graham was in Mexico replacing his stash.
Graham, Meksika'da zulasını yeniliyormuş.
Я скучал по моим запасам
Benim stash kaçırdım. Lily :
- Доброе утро, Стэш.
Günaydın, Stash. Günaydın.
Возвращайся в контору.
Stash, ofise geri dön.
Давай, Стэш.
Tamam, Stash. Hadi.