Анекдот tradutor Turco
310 parallel translation
Я расскажу тебе анекдот.
Sana komik bir fıkra anlatacağım.
Вот отличный анекдот!
Bak bu çok iyi.
А как тебе такой анекдот?
Şu nasıl?
В свое время этот анекдот насмешил меня до колик.
Bu fıkrayı ilk duyduğumda gülmekten yerlere yıkıldım.
Хороший анекдот?
İyi, değil mi?
На днях слышала анекдот - до сих пор смеюсь.
Geçen gün çok komik bir hikaye duydum. Aklıma geldikçe hala gülüyorum.
Скорее расскажи мне анекдот.
Haydi bana komik hikayelerinden birini anlat.
Анекдот?
Komik hikaye mi?
- Хотите анекдот?
- Fıkra anlatmamı ister misiniz? - Hayır.
Кралик, я знаю такой смешной анекдот!
Çok komik bir fıkra duydum. Dinlemek ister misin?
Это напомнило мне смешной анекдот, который ходит по Варшаве.
Bu, bana ucu Varşova'ya kadar uzanan komik bir hikayeyi hatırlatıyor.
А теперь, в заключение, я хотел бы рассказать вам весёлый анекдот.
Ve son olarak, size komik bir hikaye anlatmak istiyorum.
Стэнли, расскажи какой-нибудь анекдот. Расскажи какую-нибудь смешную историю.
Komik bir şeyler anlat da gülelim biraz!
Вы слышали анекдот о близорукой черепахе, которая влюбилась в каску?
Bir miğfere âşık olan miyop kaplumbağayla ilgili olanı duydun mu?
Вы слышали анекдот про девушку и омара?
Şu, güzel kız ve ıstakoz hakkındaki hikayeyi duydun mu?
Вот анекдот про врача.
Doktorla ilgili olan bir tane daha var.
Нет! Какой скверный анекдот.
Olamaz, ne üzücü.
Развесели, расскажи анекдот, банкиры любят посмеяться Этот тип ему отвечает :
Eğlendir onu, fıkra anlat mesela. Bankacılar neşeyi sever Herif ise cevap veriyor :
И я припомнил старый анекдот.
Ve aklıma o eski espri geldi.
Я тебе рассказывал анекдот про мужика, чьей работой было ставить клизмы слонам?
Size hiç, eliyle hayvanlara lavman yapan adamı anlatmış mıydım?
Если в 400 году до нашей эры в таком вот ресторанчике рассказать анекдот о человеке из Абдер, смех вам гарантирован.
M.Ö. 400 lerde böyle bir tavernada Abderalı birinden bahsederseniz size kesinlikle gülerlerdi.
Будильник в помойке - анекдот, да и только.
Çok komik, çöpün içinde çalar saat.
И дает мне молоток и гвозди. Это анекдот.
Evet, işte fıkra bu.
Давай я тебе расскажу анекдот.
Bana bir fıkra anlat.
А-а-а, забыл этот анекдот.
Fıkranın gerisini hatırlamıyorum.
Пусть кто-нибудь расскажет анекдот.
- Depozitolarını yatırmayı unuttum. - Oturun. Kahve için.
Далее последовал еще один анекдот о его любовных приключениях... в лодке с мальчиком по имени Норман, у которого при себе были рыжие волосы и томик поэзии... запачканный жирными пятнами от булочек.
Kızıl saçlı, şair, yüzünde yağ bezeleri olan, Norman adındaki bir ahbapla bir sandaldaki duygusal bir aptallığa dair anılar geliyor aklıma...
Есть анекдот... о боксере который выходит на ринг, а его брат просит семейного священника помолиться за него.
Dövüşçünün biri ringe çıktığında, onu izleyen kardeşi yanındaki rahibe dönerek şöyle demiş : "Peder, onun için dua edin"
Санни рассказала смешной анекдот.
Sunny fıkra anlatıyordu.
Мне утром рассказали анекдот на работе хочешь послушать?
Bu sabah dükkanda... komik bir şey oldu. Çok komik!
Вы сделали анекдот из собрания.
Toplantımızı berbat ettin, Simpson.
- — лушайте, € расскажу анекдот.
- Size kısa bir fıkra anlatayım.
И попутно рассказать вам презабавнейший анекдот?
Bu sırada da,... anlatacağım hiç de sıkıcı olmayan anekdotlarımı sizinle paylaşacağım.
Сэндвич с индейкой, из цельного зерна, салат, ложка майонеза, а ещё у меня для вас анекдот.
Hindili sandviç, bütün etli. Kıvırcık ve mayonez. Ayrıca sana bir fıkram var.
Куп, ты только что пытался рассказать ей анекдот.
Coop, az önce ona fıkra anlatmaya çalıştın.
4 страницы? - Учи ее, как анекдот.
- Burada dört sayfadan fazlası var!
- Анекдот то рассказать сможешь?
- Şaka yapabilirsin değil mi?
Ну, представь, что ты Дон Риклз, и расскажи анекдот и всё.
Kendini Don Rickles yerine koy ve şaka yap.
Он смешной. Ходячий анекдот.
Bilemiyorum, komik biri.
Дайте расскажу вам анекдот.
Size bir fıkra anlatayım.
Муж как раз рассказал нам анекдот... про одну женщину... которую мучил кашель.
Kocam bize bir fıkra anlatıyordu Sürekli öksüren durmaksızın öksüren ve sonunda doktora giden bir kadının fıkrası.
- Отлично, миссис Костанза. - Послушайте, у меня для вас отличный анекдот.
- Hey, senin için çok iyi bir esprim var.
Есть анекдот.
Bir fıkra biliyorum.
Кто хочет анекдот?
Kim dinIemek ister?
Ты слышал этот анекдот?
- Öpüştüler mi? Başka? - Bunu duydun mu?
... хочешь послушать тот анекдот?
Fıkrayı anlatayım mı?
Эй, чем кончается анекдот?
Bekle! O hikayeyi bitirmen lazım.
Это напоминает мне один анекдот.
Bu bir espriyi anımsatıyor.
А, нет, это другой анекдот
Hayır, Volkswagen reklamındaydı.
Тогда вот еще один анекдот про близорукую змею,..
Ve bir tane daha var.
Расскажи-ка анекдот.
- Daha eğlenceli bir hikayeniz yok mu? - Yok!