Выдаёт tradutor Turco
563 parallel translation
А что ж я, буду смотреть, как этот изверг тебя за другого выдаёт?
Neden? Başka adamlarla evlendiğini görmek için kalayım mı?
С 49го по 70й. Он никак себя не выдаёт,..
Bunun kaynağı gizli ama FBI onun bu haneye tecavüz olayına bulaştığını düşünüyor.
Компьютер на мгновенье зависает, Водитель кадилака в лёгком шоке. А потом дисплей выдаёт запрос :
Satıcı sorar, "Neden istiyorsunuz?" O da derki, " Arabayla giderken
Компьютер выдаёт нам свою версию стейка.
Bilgisayar bize biftek yorumunu sunuyor.
Кто выдаёт эту женщину замуж?
Bu kadını kim teslim ediyor?
Наклон твоего почерка вправо выдаёт романтическую натуру.
Audrey, elyazının sağa eğimli oluşu romantik oluşunu gösteriyor.
Она выдаёт вашу натуру.
Kişiliğini yansıtır.
Мой банк выдаёт ссуды и на них строят дома.
Bankam kredi verir ve evler yapılır.
А то, что это выдаёт вашу оборонительную позицию будто вы чувствуете угрозу.
Yani, bu sizin sanki tehlike altınadaşmışsınız gibi savunmaya geçtiğiniz gösteriyor. Bu içgüdüsel bir tepki.
Она не та, за кого себя выдаёт.
İddia ettiği kişi bile değildi.
Он выдаёт себя за политика, но ты легко его узнаешь.
O bir siyasetçi rolünde, ama onu tanımakta sıkıntı çekmezsin.
Иногда, ну, в общем, моё воображение выдаёт ребёнка.
- Bazen, bazen bir bebek gördüğümü sanıyorum.
Хмм. Ничто так тебя не выдаёт, как твой почерк.
Senin el yazından daha yamuk bir şey görmedim.
Ты веришь, что дантист выдаёт "крестному отцу" из Нью-Джерси билет в первый класс на норвежский корабль
Norveçli bir cruise gemisi için birinci sınıf iki bilet vermesini senin aklın alıyor mu?
Тело выдаёт нас.
Bu gerçek. Seni ele verdiler.
Ваше произношение вас выдает.
Aksanınız belli olmaya başladı.
Если заложить всю эту информацию, она ее сортирует, обрабатывает и выдает тебе ответ.
Gene de yanıt veremeyebilir. kişilik testi yapmalı.
Простая речь у англичанина сословье выдает.
çok afedersiniz. " Bir İngilizin konuşma tarzı hemen belli eder sınıfını
Он пытается говорить как бы на ломаном английском и тем больше себя выдает!
İngilizceyi o kadar kötü konuşuyor ki kökenlerini ele vermeksizin... tek kelime edemiyor.
мы кормим его информацией, он передает ее своему старшему брату... -... и выдает нам в ответ приказы.
Ona gerekli bilgiyi sağlıyoruz, o da bunları büyük kardeşine aktarıyor ve bize emir olarak geri dönüyor.
либо она выдает всех лидеров нашего движения, либо ее дочь отправляют в Польшу в публичный дом для солдат,
Ya şebekemizde bildiği tüm ajanların adlarını verecek ya da kızı Polonya'ya gönderilecek.
Твой словарь выдает твою мелкобуржуазную сущность.
Sözlerin doğanı açığa çıkarıyor, küçük burjuva seni.
Кондор - не тот, за кого он себя выдает.
Bu Akbaba, dosyasında anlatıldığı gibi bir adam değildir.
Кое-кто из нас - не тот, за кого себя выдает
Bu kampta birisi göründüğü gibi değil.
Глубоко в кости зараженный мозг выдает болезнь.
Kemiklerin derinliklerinde, ilikler hastalıkları sürüye yayıyordu.
Где доказательства того, что этот человек тот, за кого себя выдает.
Bu adamın iddia ettiği kişi olduğuna dair bir kanıt yok.
А когда тебе банкомат деньги выдает, ты тоже спрашиваешь, откуда они берутся?
Para çekme makinesinden para aldığında bu para nereden geldi diye soruyor musun?
Твоя жестокость тебя выдает.
Zalimliğin her şeyi belli ediyor.
В конце концов она выдает, что ничего не получается.
Sonunda yürümediğini ağzından kaçırdı.
Он не выдает тело Лоры для погребения.
Laura'yı cenazesi için bırakmıyor.
Важно определить местонахождение лица, которое выдает себя за мадам Мидлтон.
Kendine Madam Middleton diyen kadının nerede olduğunu bulmamız çok önemli.
Потому что у меня есть основания полагать, что она - не та, за кого себя выдает.
Söylediği kişi olmadığına inanmak için sebeplerim olduğundan.
Один из этих идиотов в зданни и он выдает себя за моего мужа!
O aptalların birisi binada ve benim kocam gibi davranıyor.
Да, но с каких это пор, направление на томографию выдает резервный врач?
Evet ama ne zamandan beri sevk emrini hasta kabul görevlisi veriyor?
Выдает себя за учительницу.
Öğretmenmiş gibi davranıyor.
Он не тот, за кого себя выдает.
Hayır, yapma. O söylediği kişi değil.
Я знал, что мадемуазель Салли - не та, за кого себя выдает.
Matmazel Sally'nin iddia ettiği gibi birisi olmadığının farkındaydım.
Место назначения : Страна, которая не выдает преступников.
Gideceğimiz yer ABD ile suçlu değişimi yapmayan herhangi bir ülke olacak.
Может, если он выдает себя за главу Клингонской Империи.
Bir Klingon İmparatorluğu'nun liderini taklit ediyorsa olabilir.
В этот момент он - на космической станции К-7, выдает себя за представителя федерации.
Şu an uzay istasyonu K-7'de resmi bir Federasyon üyesi rolünü oynuyor.
Думаешь, кто-то из них выдает себя за другого?
Sence birinin kimliği sahte mi?
Компьютер выдает таблицы.
Bilgisayar tabloları oluşturdu.
Я боюсь, что акцент меня выдает.
Aksanımdan da belli oluyor sanırım.
Это означает, что если твоя бабушка та, за кого себя выдает, то она надела бриллиант в день гибели Титаника.
Yani büyükannen doğru söylüyorsa... Titanic'in battığı gün o elması takıyordu.
- Он выдает множители.
- 545. - İki.
Он не тот, за кого себя выдает.
O göründüğü gibi biri değil.
Язык твоего тела выдает твою ложь.
Beden dilin yalan söylüyor. Sinirli.
Мы можем быть уверены в том, что он тот, за кого себя выдает?
Dediği kişi olduğuna emin olabilir misin?
- Что их выдает?
- Beni ele veren ne?
O, спасибо. Эти миксер там выдает мне... Я не могу это описать.
O evdeki gerilim bende tanımı güç bir şey yaratıyor :
- Волшебник никогда не выдает своих секретов.
Bir sihirbaz asla sırlarını açıklamaz.