Гуляла tradutor Turco
231 parallel translation
Я был знаком с одной весьма ранимой девушкой, которая гуляла во сне.
Şahsen ben de biliyorum ki çok sinirli olan genç kadınlar sık sık uykularında yürürler.
Ты гуляла, любовь моя?
Yürüyüşe mi çıkmıştın hayatım?
- Просто гуляла.
- Biraz yürüdüm.
- Просто гуляла.
- Sadece getir götür işi.
- С той ночи, как я гуляла с Норвеллом.
- Norval ile dışarı çıktığım gece.
- Я просто гуляла.
Yürüyüşe çıktım sadece.
- Гуляла.
Ne oldu? - Neredeydin?
Я гуляла с Биллом. Я должна одеться.
Hazırlanmalıyım, Erkenden işte olmam gerek.
Как-то ночью она гуляла с мальчиками, а на следующий день уже играла с куклами.
Bir gece randevuya çıkıyordu ve sonrasında evde bebekleriyle oynuyordu.
Ты цокала когда гуляла.
Yürürken pat pat ederdi.
Я чувствую себя так, как будто гуляла по крему.
Bir krema içerisinde yürüyorum sanki.
Гуляла.
Geziyordum.
Я никогда не гуляла по утрам.
Daha önce hiç sabah yürüyüşüne çıkmamıştım.
Вроде как работал. Я гуляла с детьми, покупала им мороженое.
Ben de çocukları dışarı çıkarıyor, onlara dondurma falan alıyordum.
Я весь день гуляла по улицам... думала.
Bütün gün sokaklarda dolaştım. Düşünüyordum.
Однажды она гуляла в своем саду и вдруг кто - то промчался рядом с ней.
Bir gün bahçesinde gezinirken önünden ne geçtiğini görmüş dersin?
- Гуляла.
- Şehirde gezdim biraz.
- Гуляла.
Caddenin karşısında.
Гуляла.
- Yürüyordum.
Я гуляла, а кто-то запер дверь.
Dışarıda yürüyordum, biri kapıları erken kilitlemiş.
Я гуляла и встретила Андреаса.
Geziyordum ve Andreas'a uğradım.
Гуляла допоздна.
Geç saatlere kadar kaldı.
Привет. - Где была? Гуляла.
- Sokağa çıktım.
А он и отвечает : "Еще не хватало, чтобы ты гуляла с каким-то иностранцем!"
"evet, bir yabancıyla kırıştırırsan bu hoş olmaz" dedi.
Она в жизни не гуляла с такими обезьянами.
Hiçbir zaman bu tip adamlarla çıkmadı.
Не помню, когда в последний раз этим занималась - гуляла по саду, залезала на дерево, ела свежие ягоды у пруда...
Bunu en son ne zaman yaptığımı hatırlamıyorum. Bahçede gezinmek, ağaca tırmanmak, gölete karşı meyve yemek.
Прошлым вечером ты гуляла с мальчиком?
Ne? Bunu da kim söyledi?
Знаю, но он сказал, что ты гуляла со Стивом.
Biliyorum ama senin eskiden Steve'le çıktığını söyledi.
Я гуляла с ним по улице.
Yolda şans eseri karşılaşmıştık.
Я с ним гуляла с его цветущей шляпой, в призванной детской коляске "Королева Дороги".
Onu fırfırlı bir şapka giymesi için zorladım. 'Yolların Kraliçesi'adı denen mavi bir bebek arabasının içinde.
Она раньше гуляла с Зубочисткой.
- Na var, zenci? - Yo, dostum. Şuradaki güzel parçada kim?
- Гуляла.
- Dolaşıyordum.
Вроде того, когда я гуляла и прошла возле буфе та.
Mesela buraya gelirken bir büfenin önünden geçtim.
Она гуляла и разговаривала со своей подружкой Донной.
Arkadaşı Donna'yla yürüyor ve konuşuyorlardı
Я гуляла по парку и позволила пчеле меня ужалить.
Parka gittim ve bir arının beni sokmasına izin verdim.
Я не могу поверить что ты гуляла ночью по городу.
Gece gece burada yalnız başına yürüdüğüne inanamıyorum.
Я ехала в лес и гуляла там.
Eskiden ormana gidip yürüyüş yapmaktı.
Он рассказал, что она гуляла по берегу - ну, в общем, там, на Атлантическом побережье Айовы.
Dediğine göre kız kardeşi sahildeymiş ya da Iowa'nın Atlantik sahiline her ne diyorlarsa işte.
Они давно не видели, чтобы ты гуляла с коляской.
Otik'in nesi var diye soruyorlar.
Я много гуляла
Ve çok... çok uzun bir süre yürüdüm
Я гуляла недалеко отсюда и встретила кое-кого.
- Bir arkadaşa mı?
Вообще-то, он напоминает мне... одного парня, с которым ты гуляла - Ларри.
Aslında, bir ara çıktığın Larry isimli çocuğu hatırlattı bana.
Я гуляла с Сеймором.
Seymour ile gittim.
- Я гуляла в аллее.
- Bir geçitde dolaşıyordum...
"... гуляла, как будто у себя дома, ходила вразвалочку... "
Kendinden emin yürüyordu ama... - Yalpalar gibiydi
- Я просто гуляла.
Peki, burada işin ne?
Лизель, ты одна гуляла?
Tek başına mı yürüyordun?
Просто гуляла.
Dışarıda işte.
Я сегодня гуляла в парке.
Dün parka gitmiştim Ve bir muhabir resmimi çekti.
- Гуляла.
- Dışarıda yürüyüşte.
Я гуляла.
Yürüyüşe çıktım.