Едите tradutor Turco
506 parallel translation
Едите, спите, слоняетесь, чуть-чуть флиртуете, чуть-чуть танцуете.
Yemek yiyor, uyuyor, tembellik ediyoruz. Biraz flört, biraz dans.
Вы ничего не едите.
Yemiyorsunuz.
Вы едите в Нью-Йорк с миссис Ван Хоппер или вы едите со мной домой, в Мандели. Вам нужен секретарь или что-то вроде того?
Bayan Van Hopper'la Amerika'ya mı gideceksin yoksa benimle eve, Manderley'e mi geleceksin?
Что за спешка, судья? Вы никуда не едите.
Durun bakalim!
Вы едите в город? Да, я еду в агентство, подыскиваю другую работу.
Yeni iş aramak için Ajans'a gidiyorum!
Откуда вы едите?
Ne taraftan geliyorsunuz?
- Разве Вы не едите с нами?
- Bizimle gelmiyor musunuz?
Или вы едите только кровяную колбасу с опилками и пьете воду из-под крана?
Sadece talaş sosis ve musluk suyu ile besleniyorsunuz.
А вы едите или гуляете, или беседуете?
Ama yiyor, yürüyor ve konuşuyorsun değil mi?
– Вы же коп, едите с арестом.
Tutuklama yapacak bir polissin.
- ¬ едите ее на берег.
- Haydi kıyıya çıkalım ve onu da alalım.
- Вы обычно едите один?
- Genelde yalnız mı yersiniz?
А Вы когда-нибудь едите стейки и мороженое?
Hiç biftek ya da dondurma yedin mi?
Вы, вы едите, как птица.
Bir.. bir kuş gibi yiyorsun.
- Куда вы едите?
- Nereye gidiyorsun?
Я думаю, не нужно говорить, пока вы едите.
Sanırım sen yemek yerken bunları anlatmak hoş değil.
Вы не едите.
- Siz yemiyor musunuz? - Çok az yerim.
А Вы - не едите?
Siz gitmiyor musunuz?
О, вы едите.
Yemek mi yiyordunuz?
Вы едите его спагетти, я вижу.
Siz de Tommasi makarnalarından yiyorsunuz.
Я думала : вы едите дома.
Evde yiyeceğinizi sanıyordum.
Терлесс, а вы домой не едите?
Törless, eve gitmiyor musun?
- Да. Когда вы едите ничи, вы пробудете на вкус историю.
Knichi yerken tarihten bir yudum alıyorsun.
Миссис Бэнкс, вы не едите.
Bayan Banks, yemiyorsunuz.
Вы уже едите?
Yemek başladı mı?
Кто знает, может в последний раз едите. Почему это?
- Kim bilir, belki son öğünündür.
Мне говорили, вы едите совсем не то.
Tek yediğiniz bu değilmiş.
Ну что ж, не едите - значит собираетесь рвануть отсюда.
Çok tuhaf. Eğer yemek yemiyorsanız, burayı dağıtmayı düşündüğünüzü varsayabiliriz.
И вы каждый раз так много едите?
Her seferinde bu kadar çok mu yiyorsunuz?
Вы пьёте кровь мою, едите плоть мою вы.
Bu içtiğiniz kanım Bu yediğiniz bedenim
Вы одеваетесь так, как в ящике, едите так, как в ящике, растите детей как в ящике, и даже думаете как этот ящик.
Ekrandakiler gibi giyiniyorsunuz, ekrandakiler ne yerse onu yiyorsunuz çocuklarınızı ona göre yetiştiriyorsunuz, ekrandakiler gibi düşünüyorsunuz.
Лиз вы едите с ними.
Liz, sen de git.
Вы не едите овощи? Мы предпочитаем мясо.
Biz eti tercih ediyoruz.
Когда узнаете, куда едите, тогда я вас подвезу.
Nereye gideceğinize karar verdiğinizde... sizi götürürüm. Bol şans!
Куда вы едите?
Nereye gidiyorsun?
Вы едите со мной?
Benimle geliyor musunuz?
Куда вы едите?
Nereye gidiyorsunuz?
- Так вы едите без меня?
- Kebabı bensiz yersiniz ha?
Что вы едите?
Ne yiyorsun?
Вы что, едите?
Pislikler!
- Почему вы не едите?
- Ne o, yemek yemiyor musun?
Почему вы едите людей?
Neden insanları yiyorsunuz?
А что едите в данный момент?
Ne yiyorsunuz?
Но вы мало едите и много работаете, и при этом пьете много вина.
Tavşanlar ve karahindibalar... Bunlar bir işçinin yemeği olamaz. Çok şarap içtiğinizi de unutmamak gerek.
Если вы все еще валяетесь на диване и едите пончики, бросайте это и вставайте!
Eğer oturmuş çorek yiyorsanız onu bırakın ve kalkın.
Хотя я считаю, что вы едите не достаточно.
En çok bunu seviyorsun ama yeterince yemiyorsun.
Вы все едите слишком много!
Amma da çok yiyorsunuz!
Вы не едите.
Yemek yemiyorsunuz çünkü.
Да, да. Но вы не едите.
- Evet ama şimdi sırası değil, yemeğini ye!
Вы едите то же, что и мы.
Biz ne yiyorsak onu yiyorsunuz.
- Вы едите?
- Yukarı mı çıkıyorsunuz?