Жмут tradutor Turco
81 parallel translation
Не жмут?
Hala ayağında mı?
- Сними, если жмут. - Поздравляю!
- Acıtıyorsa, çıkart onları.
Подъезжают ко мне сзади и жмут на гудок.
Arkama geçip kornaya asılıyorlar.
Может, они жмут.
Belki de sıkıyorlardır.
Ќемного жмут.
Onlar biraz sıkıyor.
Эти цепи жмут!
Bu zincirler canımı yakıyor.
- ¬ се равно они жмут.
- Daha yumuşak taban lazım.
Мы все время покупаем ботинки, которые жмут, брюки, которые плохо сидят.
Vuran ayakkabıları ve uymayan pantalonları almaya devam ediyoruz.
Ты можешь ехать в автобусе, тролейбусе, он трясётся трусы немного жмут...
Otobüste olabilirsiniz, tramvayda olabilirsiniz. Pantolonunuz biraz darsa eğer, zor bir durumdur.
Теперь мне жмут штаны!
Şimdi de pantolonum kaşındırıyor.
Черт, они действительно жмут.
Gerçekten çok kaşınıyor.
Теперь они жмут.
" Ama vuruyorlar.
Как? Достаточно того, что сапоги тебе жмут?
Bunu nasıl yapmamı bekliyorsun?
"Они обе такие клёвые, в бумажник не влазят полтинники и туфли с брюликами мне жмут!"
"İkisi de muhteşem ve seksi. Bu 50 dolar için cüzdanım çok küçük... "... ve elmas ayakkabılarım da çok sıkı! "
Эти наручники жмут.
- Bu kelepçeler çok sıkı.
Извини, но мне пришлось, брать напрокат смокинг, и какой-то старик измерял вручную, не жмут ли мне брюки, и вся эта примерка меня измотала.
Affedersin ama smokin kiralamak zorundaydım. Ölçü alan ihtiyar da titrekti. Dolayısıyla iğneyle tutturma durumları pek iç açıcı olmadı.
- Что, тебе штаны жмут?
O pantolonunun içindekiyle bir sorunun mu var?
Блин, ноги - ужас, не могу - болят. Туфли жмут.
Tanrım, bunlar beni mahvediyor.
Я бы согласился, но портки как-то жмут.
Çok isterdim ama benimki tam gelmiyor. Pantolon biraz küçük.
Эти кроссовки так жмут.
- Bu tenis ayakkabıları çok dar.
Я купил их себе, но они мне жмут, так что, я решил подкинуть их тебе, в качестве подарка.
Ama parmaklarımı vurdu. Yani onları sana hediye olarak kakalayım dedim..
Да, они жмут руки.
El sıkışıyorlar.
Мне выдали новые, но они мне жмут.
Bana yenilerini verdiler ama bunlar sıkıyor.
- Тебе жмут туфли?
- Ayakkabıların iyi mi?
Прошу тебя, скорее. Эти штуки жмут.
Bu şey kaşındırıyor.
- Нигде не жмут.
Yapışmıyor.
Они слишком жмут.
Ama çok sıkı.
Она сказала, что они жмут.
Sıkı dedi ya işte.
Наручники не жмут?
O kelepçeler biraz sıkı mı?
Потом вдруг жмут абсолютно все твои штаны.
Aniden pantalonlar acıtmaya başlar.
Ну, жмут чуток в паху, но прибор вроде не вываливается...
Biraz alttan dar geldi, ama ben herşeyi içine sokmayı başardım..
- Нет, спасибо. Мне не жмут ботинки. - Ты не видал Тинк?
- Tink'i gördünüz mü?
- Нет, спасибо. Мне не жмут ботинки.
- Hayır, sağ ol.
- Когда они жмут кнопку "Отправить" они соглашаются с ответственностью за фотки.
- Yüklediklerinde hak sahibi olduklarını onaylamış oluyorlar.
Да. знаешь, честно говоря они мне жмут.
Evet, evet. Ama açıkçası biraz sıktı gibi.
Тренеры жмут друг другу руки, источая вежливость и тактичность, перед началом самой безумной игры, за всю историю Дерби!
Burada görüp görebileceğiniz en çılgın maç öncesi naziklik ve kibarlık adına koçlar el sıkışıyorlar.
Джинсы немного жмут.
Bu kot biraz dar.
Брюки не так уж и жмут.
Bu kot o kadar da dar değil.
Государства действительно здорово собираются вместе, проводят совещания и конференции, жмут друг другу руки но они никогда не могут добиться хоть чего-нибудь.
Devletler bir araya gelmede,... toplantılar yapmada, el sıkışmada falan harikâlar ama bir araya gelip, tek bir şeyi bile hâlletiklerini görmedim.
Они всегда жмут на кнопку.
Kontağı daima çeviriler.
— Не жмут?
- Oldu mu? - Evet.
Тебе не жмут твои бриллиантовые тапочки?
Rahat mı battı yoksa?
На самом деле они мне слегка жмут.
Zaten benim için biraz küçükler.
Ненавижу людей, которые жмут кнопки целый день.
Tüm gün sadece düğmeye basan insanlardan nefret ediyorum.
Пап, мне кроссовки жмут.
Baba, ayakkabılarım artık olmuyor.
А мне нравиться, когда ботинки не жмут.
Ayakkabılarımın parmaklarımı örtmesini seviyorum.
Прости, но эти дурацкие брюки мне жмут во всех местах.
Üzgünüm bu lanet pantolon bütün kan dolaşımımı bozuyor.
Не жмут?
Sana uydu mu?
Очень жмут!
Siz biraz fazla küçüksünüz.
Федералы жмут на Клэя.
Federal memurlar Clay'i yakaladı.
Наручники сильно жмут?
Bu işler nasıl yürür bilmiyorum.