Заговорил tradutor Turco
733 parallel translation
Когда бы ты не посмотрел на меня, не заговорил со мной, я знала, что ты думал :
Ne zaman bana baksan, benimle konuşsan, ya da bahçede benimle yürüsen şöyle düşündüğünü biliyordum :..
- Да. Боже, готова поспорить, он бы даже не заговорил с тобой сейчас, да?
Eminim artık seninle konuşmuyordur.
Чтобы я замолчал, или наоборот, чтобы заговорил.
Susturacak bir şey mi, konuşturacak bir şey mi?
И еще что-то, чтобы я заговорил?
Bir de beni konuşturacak bir şeyler mi?
Он заговорил?
İmkansız.
Заговорил...
Şimdi bana seslendiğine göre...
На самом деле не могу отнестись к этому легко, как ты, поэтому и заговорил.
Açıkçası bunu senin gibi kabullenemedim, bu yüzden sana biraz takılıyorum.
А почему не заговорил?
Niye konuşmadın?
Я хочу, чтобы бог протянул мне свою руку, открыл мне своё лицо, заговорил со мною.
Tanrıdan elini çıkarmasını... yüzünü göstermesini ve benle konuşmasını istiyorum.
Чтобы нарушить молчание, кто-то заговорил о развлечениях, назначенных на нынешний вечер, или на следующий день, или на последующие дни.
Sessizliği bozmak maksadıyla birisi, o gece veya ertesi... veya başka bir gece için düzenlenen eğlenceden bahsetmişti.
Интересно, почему тот немец с нами по-английски заговорил?
Alman subayın bizimle İngilizce konuşması tuhaf.
Когда ж с ней принц заговорил,
" kibarca dans pistine davet edince
Нет, он пока еще не заговорил.
Hayır, henüz ağzından tek kelime çıkmadı.
Ты зашел слишком далеко, когда заговорил с Человеком Без Глаз.
Gözleri olmayan adamla dalga geçmede biraz ileri gittin.
Ты о них заговорил.
Durumu bu hale sen getirdin!
Заговорил певец восставших рабов.
Kölelerin cesur şairi eskiden böyle söylerdi.
Келинда, я жалею, что вообще об этом заговорил.
Konuyu açtığım için üzgünüm.
Заставьте его! Убейте его слугу, чтобы он заговорил, тогда мы увидим, сожгут ли его слова.
Konuşmazsa eğer, öldürün uşağını ki, görelim sözler onu yakıyor muymuş.
Подвергли его пыткам, чтобы он заговорил.
İşkence ile konuşturabilir miyiz diye merak etmiştim.
А он заговорил как мужчина.
Hım. Tam bir erkek gibi konuşmaya başladı.
Ладно, вот теперь ты заговорил разумно.
Tamam, şimdi makul olmaya başladın.
.. чтобы никто не заговорил с нами... Чтобы отказываться говорить с нами по любому поводу. По-моему, это странно.
Sanki konuşmamaları, her seferindeki "hayır" deyişleri birbirinin aynı gibi.
И один водитель такси заговорил со мной.
Taksi şoförlerinden biri benimle konuştu.
Иначе я бы никогда не вошел и не заговорил.
Aksi halde seninle konuşma hakkım olmazdı.
- Ты первый заговорил о свадьбе.
Evlenme konusunu açan sen oldun.
А скажи мне, Люпче заговорил?
Söylesene, Ljupce bir şey dedi mi?
- И что ты заговорил.
Ve senin konuştuğunu.
Люпче заговорил?
Ljupce konuştu.
Вот как ты теперь заговорил.
Şimdi konuşuyorsun.
Бог мой, он заговорил.
Tanrım, konuşuyor.
Он встал сразу, как только Бурдон заговорил об Эроне.
Bourdon Héron'dan söz eder etmez ayağa kalktı.
С чего ты вдруг заговорил об этом притоне?
Bu arada, söylesene Lyon Caddesi'ndeki o serseriler neden ilgini çekiyor?
Зачем ты заговорил о Хадасс?
Hadass'dan neden bahsettin ki?
Заговорил о великом картофельном голоде... и маленьких людях.
Büyük patates kıtlığından... ve küçük insanlardan konuşmaya başladım.
Однажды он вдруг заговорил со мной так ласково, что я не побоялась... взяла и попросила еще раз, чтобы ты вернулся домой.
Bir gece benimle öyle güzel konuştu ki senin eve dönmen konusunu korkmadan bir kez daha sorabildim.
Почему заговорил о моей дряхлости?
Ne bakımdan bunadığımı düşünüyorsun?
Бармен, ты заговорил как врач.
Bir doktor gibi konuşmaya başladın, barmen.
Раз уж ты заговорил о землетрясении,... вспомни Сан Хуан.
Demek istiyorum ki, eğer depremden bahsedeceksen, San Juan'dan da bahsetmelisin.
Когда он замолкает, она с нетерпением ждет, чтобы он снова заговорил.
Öğretmen konuşmasını bitirince devam edene kadar gidemedi.
пьяница заговорил!
Ayyaş konuştu!
Я хочу притрагиваться к его заднице. Я хочу, чтобы он заговорил.
Ben onun kıçına dokunmak istemiyorum, onu konuşturmak istiyorum.
Ну ладно, ты прав. Может, я зашел слишком далеко. Но я хотел, чтобы он заговорил.
Belki çok ileri gittim ama sadece konuşmasını istemiştim.
Один заговорил - получил пулю.
Konuştunuz mu, vurulurdunuz.
Но я жалею и о том, что заговорил в суде.
Ama mahkemede konuştuğum için de vicdan azabı çekiyorum.
Он все испортил : он заговорил.
O bunu bozdu. Konuştu.
Теперь ты заговорил. Ты ждешь, что мне станет неинтересно?
Şimdi de sen konuştun, ilgimi kaybetmeli miyim?
- Ты заговорил как твой брат Джек.
Kardeşin Jack gibi konuşmaya başladın.
- Грех ведет к греху. - Теперь ты заговорил как папа.
Her günah kendinden daha derin bir günaha öncülük eder.
Чтобы не молчать, я заговорил о статуе.
Sen ise sadece tebessüm etmiştin.
Спок вызвал меня. - И вдруг заговорил стихами.
Spock çağırdı, sonra şiire okumaya başladı.
Я хочу, чтобы он заговорил.
Onun konuşmasını istiyorum.