English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russo → Turco / [ И ] / Ипподром

Ипподром tradutor Turco

68 parallel translation
Не думаю, что ипподром официально его застрелил, да?
Hipodrom yetkililerinin vurduğunu sanmıyorum, ne dersin?
Нет, отвезите их на ипподром!
Hayır, onu at yarışlarına götür.
На ипподром я не поеду!
Ben at yarışlarına gitmiyorum.
Скорее на ипподром, нужно успеть поставить на первый забег!
Faytoncu, acele at yarışlarına sür. İlk yarışa bahis yapmak için zamanında orada olmak istiyorum.
Но ипподром мне не приснился!
At yarışları hayal değildi, bunu düşündün mü?
Ипподром.
Koşu yolu mu?
Не ходи на ипподром.
Hipodromdan uzak dur.
В 12.10 приехал на ипподром.
Saat 12 : 10'da, alışkın olduğu üzere hipodramdaydı.
Путь на ипподром он проделывал уже не в первый раз... и знал, что прибудет точно в назначенное время.
Hipodromun yolunu altı farklı yerden hesaplamıştı... ve tam olarak ne zaman nerede olması gerektiğini biliyordu.
На ипподром он собирался в четыре, перед началом седьмого забега.
Hipodromda tam olarak 4 : 00'de olması gerekiyordu... tam yedinci yarışın başlamasından hemen önce.
В половине первого приехал на ипподром.
Hipodroma 12 : 30'da varmıştı.
Я хотел взять тебя на ипподром в Аньяно.
Ben seni yeni arabamla Agnano'daki hipodroma götürmek istiyordum.
У него есть ипподром, стрелковый клуб, компания по производству буровой техники и нефтяная компания.
Yarış pisti, atıcılık kulübü, sondaj şirketleri ve bir petrol şirketi var.
- Ипподром. "Эмпиреан филдс"
- Yarıs pisti. Empyrean Fields.
- Ободрать собственный ипподром?
- Kendi yarış pistini mi soyacak?
Может я схожу на ипподром, поставлю все деньги на лошадь.
Belki de hipodroma gidip, bir ata oynayabilirim.
Итак, пару недель мы ходили на ипподром.
Birkaç hafta hipodruma gidersiniz.
В любом случае, если использовать лошадей как двигатель для ракеты, нужно держать ипподром рядом, и сколько лошадей там должно быть?
Geri dönmek için roketler beygir kullanabilirler mi? yolda kaç beygire ihtiyaçları olacağı hesaplıyorlar mı?
- На ипподром.
- Yarış pistine.
- На ипподром?
- Yarış pistine mi? - Evet.
Ипподром не для зебры.
- Bana ne dedin sen? - Bir zebra!
Эта зебра мне испортила весь ипподром. Вы должны выслушать мои претензии. Мисс Доулримпл, прошу вас, ответьте, что вы намерены предпринять?
Dinleyin beni, o zebranın diskalifiye edilmesini istiyorum!
Ипподром не так далеко.
Hipodrom o kadar da uzak değil.
Ипподром - это весь мир в малом масштабе.
Hipodrom kalabalığı dünyanın minyatür bir örneğidir.
В те времена такие трюки называли аптечным гандикапом. Ипподром "Акведук", Нью-Йорк, 1979 год
Bir zamanlar buna ilaç dezavantajı derlerdi.
Потому что вход на ипподром детям запрещен.
Çünkü, çocukların piste girmesine izin vermiyorlar.
Сыновей хроников действительно на ипподром пускают.
Ve yozlaşmış bir kumarbazın oğluysan izin verirler.
Они пришли в город и не собирались никого пускать на свой ипподром.
Şehirdeki yeni birlik. Onlar için ayarlanmış at yarışında, kimsenin bahis oynamasını istemiyorlar.
- Если дам тебе денег, а ты пойдешь на ипподром, И попробуешь их удвоить.
Parayı sana verirsem, oynamaya gideceksin,... ve parayı katlamaya çalışacaksın.
Тут рядом ипподром, чувак.
Yan tarafta parkur var dostum.
Мне сказали, что он даже заходил на ипподром.
Dediklerine göre, bir yarış pistinin yakınına bile taşınmış.
Как сегодня сходил на ипподром, па?
Hipodromda işler nasıldı baba?
Ипподром Бергена.
Bergen Parkuru.
парни, которые налетели на ипподром использовали дробовик.
Yarış pisti soygununda bir silah kullanılmıştı.
Кто-то грабанул ипподром Бергена, а добычу спрятал в машине Венке Андерсен.
Birisi yarış pistinin kasasını soymuş ve ganimeti Wenke Andresen'in arabasına koymuş.
На Ипподром.
- Hipdroma. - Evet.
Надо ехать на ипподром
Hipodroma gitmeliyim.
Если сейчас появится такси, поеду на ипподром
Eğer bir taksi gelirse hipodroma gideceğim.
Но мне очень надо на ипподром!
Ama Hollywood Park hipodromuna gitmem gerekiyor.
Можешь идти на ипподром и жить там!
Hipodroma gidip orada onlarla beraber yaşayabilirsin.
Джио со своей командой каждую пятницу ездят на ипподром.
Gio'yla adamları her Cuma aynı yoldan geçer.
- Ипподром, день Благодарения.
Hipodrom. Şükran Günü.
Никто не смирится с такой ерундой в театре Ипподром в Истборне.
Eastbourne'daki salonlarda bu saçmalığa tahammül etmezlerdi.
кони, лошадки, ипподром...
- Sen! O benim saatim.
Это слово-ипподром!
Bu altın renkli bir at!
- Не посылай меня на ипподром.
Bir türlü yol üzerinde tutunamıyorum.
Я отвез его на ипподром.
Onu hipodroma götürdüm.
- Это ипподром.
Ona yarış pisti denir.
Это ипподром, а не заповедник.
Burası bir yarış pisti, tatlım, vahşi yaşam parkı değil.
Ипподром был прав.
- Racetrack haklıydı.
- Ипподром...
Hipodrom.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]