Ланч tradutor Turco
1,379 parallel translation
Мы идем вниз, зажигаем, забираем Грэма, съебываем в ближайший паб, где намного лучше, чем здесь, заказываем небольшой ланч, а затем нажираемся в говно.
Oraya iniyoruz, Graham'i alıyoruz en yakın barda ihtiyaç molası veriyoruz, buradan daha iyi bir yer olsun lütfen bir şeyler atıştırıyoruz ve sonra arkamıza bile bakmadan tüyüyoruz. Sorusu olan var mı? Evet.
Дорогой вот твой ланч.
Buyur yemeğini canım.
Энни, ланч готов.
Annie, yemek hazır.
Ланч или пиво после работы.
Yani, bildiğin sıradan bir öğle yemeği, veya iş çıkışı bir içki, tamam?
У меня дома осталась куча сладостей. Я подумал, что ты мог бы зайти на ланч и мы бы что-нибудь сыграли?
Dinle bak, evde akşamdan kalma bir ton Gıt Gıt Gıdak artığı var diyorum ki belki beraber çıkıp bir şeyler yeriz sonra da bir şeyler tıngırdatırız?
Вы можете начать утро с Бостона, задержаться в Далласе на ланч, и закончить день в Сан-Франциско.
Sabaha Boston'da başlayabilir, öğle yemeği için Dallas'ta durabilir ve günü San Francisco'da bitirebilirsiniz.
А что взамен? Приглашения на ланч вряд ли будет достаточно...
Sanırım bunun karşılığında bazı beklentilerin olacak.
Хочу пригласить вас на ланч.
Sana yemek ısmarlayacağım.
Примите этот ланч, как извинение. Нам очень жаль.
Özür olarak sana bu yemeği ısmarlıyoruz.
Знаешь, однажды у меня был ланч с Джорджем Бреттом.
Bir keresinde George Brett'le öğle yemeği yemiştim.
Лёгкий ланч для меня.
Hafif bir öğle yemeği getir.
- Когда будете уходить, передайте миссис Хеджес, чтобы приготовила мне ланч.
Çıkarken Bayan Hedges'e söyleyin de öğle yemeğimi hazırlasın. Gözünüzü ondan ayırmayın.
Мы организовали ланч для всех в пабе.
Barda herkes için öğle yemeği hazırladık.
Внимание, сегодня ланч за мой счет.
Pam! Hey millet, öğle yemeği bugün benden.
Вы сказали, больше никаких вечеринок, а потом тратите деньги на ланч.
Artık parti olmayacak demiştin şimdi de tüm parayı öğle yemeğine harcıyorsun.
Конни и... Натали забирали меня на ланч.
Connie ve Natalie beni öğle yemeği için çıkardı.
Я там сидел и задавался вопросом, все ли в ресторане принимали меня за парня, которого выпустили на ланч из мягкой палаты.
Orada oturup restorandaki herkesin benim akıl hastanesinden yemek için dışarı çıktığımı anladılar mı diye düşündüm.
"Должно быть, скоро ланч."
"öğle yemeği vakti gelmiştir" diye düşündüm.
Ее зовут Ханна, и она уже дважды приглашала меня на ланч.
Adı Hannah. Bana iki kere yemeğe çıkmayı tekfil etti.
На ланч? С Ханной?
Hannah'yla yemeği?
Ладно, давайте прервемся на ланч.
Fincanım da öyle. Pekala, yemek molası verelim.
Почему бы нам не сообразить совместный ланч во дворе школы?
Neden hepimiz avluda birlikte yemek yemiyoruz?
- Наконец-то ланч.
- Nihayet öğle yemeği olduğuna sevindim.
- Я приглашаю тебя на ланч с нами каждый день.
Her gün yemek için sizi davet ettim.
Еще раз спасибо за ланч, Эйд
Öğle yemeği için tekrar teşekkürler, Ade.
Завтрак, ланч и обед. Хмм.
Sabah kahvaltısı, öğlen ve akşam yemeğine.
Я просто пришла пожелать тебе удачи и принести ланч.
Hayır, sorun değil. Ben zaten iyi şanslar dileyip öğle yemeğini vermek için uğramıştım.
А мне нужно еще 3 медсестры по 6 часов в день, обязательное мартини на ланч, и, ах, да! И узнать, почему мужчина, с которым я спала, живет с другой женщиной.
Günde 6 saat fazla çalışacak hemşireye, öğle yemeğinde zorunlu olarak martiniye, ve bir de yattığım adamın niçin başka bir kadınla yaşadığını
Должна бежать. Не забудь упаковать ланч для Джеймса.
James'in beslenme çantasını hazırlamayı unutma.
А как же мой ланч?
- Beslenme çantama ne oldu? - Siktir git.
- Это значит, у нас будет ланч... для нас троих.
- Yemek planlıyorduk,... üçümüz.
я хочу мой сраный упакованный ланч
paketli öğle yemeyimi istiyorum.lanet olsun.
Я пропустил ланч.
Öğle yemeğini kaçırdım.
Сегодня я остался без перерыва на ланч.
Bugün öğlen yemeği boyunca dışarıdaydım.
И я завяжу тебе обувь и приготовлю тебе ланч. Мы поговорим о малышах и мальчиках.
Ayakkabılarını bağlayıp yemeğini hazırlar bebekler ve erkekler hakkında konuşuruz.
Сегодня на ланч в нашем кафе салат-тако и сэндвичи.
Öğlen yemeği olarak da kafemizde sizlere tako salatası ya da peynirli sandviç verilecektir. Teşekkürler.
- У Линдси уже есть, с кем пойти на ланч.
- Öğle yemeğinde ne yapıyoruz?
Господи, ланч был отвратительным.
Öğle yemeği iğrençti be!
Потому что я не ел ланч.
Çünkü bir şey yemedim.
Хотела бы я остаться на ланч, Майкл.
- Keşke yemeğe kalabilsem.
У меня ланч. Кристофферсон.
Kristofferson'la.
Я приготовил ланч для команды.
Personele öğle yemeği hazırladım.
У меня ланч. С членами комитета добровольной помощи музеям.
Buluşmada tanıştığımız Dosin'in komitesindekilerle öğlen yemeği yiyorum.
Простите что прервал ваш ланч.
Yemeğini böldüğüm için özür dilerim.
И живот не слишком заметен, просто как будто я съела большой ланч.
Göbeğim o kadar da kötü değil. Sadece çok yemek yemiş gibi görünüyorum.
Я опаздываю на ланч
Çayıma geç kalıyorum.
Хорошо, но это - рабочий ланч.
Peki ama bir yandan çalışırım da.
Когда закончите обустраивать магазин здесь я гарантирую что это будет вашим любимым местом чтобы приходить на ланч.
Tezgâhı buraya kurmaya karar verirsen, öğle yemeklerindeki en favori mekânının burası olacağını garanti ederim.
Полдень, ланч с одногруппниками.
Öğlen, öğretmenlerle öğle yemeği.
Я хочу, чтобы ты пошла на ланч.
Öğle yemeğine gelmeni istiyorum. Hiçbir şey söyleme.
Ланч завтра?
Yarın öğlen yemeği olsun.