English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russo → Turco / [ Л ] / Ланчей

Ланчей tradutor Turco

87 parallel translation
Больше никаких ланчей, никаких звонков, хорошо?
Öğle yemekleri yok, telefonlar yok, oldu mu?
Пора тебе отвыкать от таких длинных ланчей.
O uzun öğle yemeklerine fazla alışma.
Сейчас, когда мы изредка встречаемся во время ланчей или на вечеринках. Мы вспоминаем те странные события, потрясшие наш город.
Şimdi ne zaman birbirimizi görsek, iş yemeklerinde, ya da partilerde kendimizi bir köşede bir kez daha kanıtların üzerinden geçer buluyoruz.
Раз в несколько месяцев Йель раскручивает таких, как он, на проведение банкетов и ланчей.
... onun gibi adamları balo ve öğle yemekleri için buraya çeker.
Нет, я не позволю пришить чувака, только за то, что он поменял расписание ланчей.
Sırf günlük yemek düzenini değiştirdi diye kimseyi öldürtecek değilim.
Ну, мне понадобится офис, лучшие закуски в комнате для ланчей.
Kullanabileceğim bir ofis yemek odasında daha iyi yemeklerin olması.
Даг таков, а я на большинстве ланчей работаю.
Adı Duck. Ayrıca öğlenleri genelde çalışıyorum.
Школьный совет был буквально завален мэйлами от родителей, которые были взволнованы моей жесткой позицией относительно здоровых ланчей для подростков
Okul yönetimi sağlıklı öğle yemeği konusundaki sert tutumumdan çok memnun ailelerden gelen e-postaların altında boğuldu.
Никаких больше ланчей в "Four Seasons".
Artık Four Seasons'da yemek yok.
Больше никакого покера? Никаких ланчей? Никаких прогулок по магазинам?
Artık poker oyunları, öğle yemekleri, alışverişler yok mu?
Итак, мисс Донован, если ваша "Кармовая Касса" сможет предоставить мне ссуду я смогу приобрести мотороллер и доставлять вдвое больше этих ланчей.
Bayan Donovan eğer Karmic Cash kredi almama yardımcı olursa mobilet alabileceğim ve teslimat kapasitemi iki katına çıkarabileceğim.
Вы определенно не занимаетесь доставкой ланчей.
Teslimatçı olmadığınız açıkça görülüyor.
Ну, поначалу, я сомневался, но после ураганного общения в чате, телефонных бесед и трех восхитительных ланчей, сегодня мы ужинаем у нее дома.
Başta kararsızdım ama bilgisayar sohbeti kasırgası, telefon görüşmeleri... ve üç enfes öğle yemeği sonrasında bu akşam onun evinde yemek yiyeceğiz.
Наконец-то я высказал всё, что у нас накипело, я сказал мисс Эмили, что нас надо нормально кормить, а не остатками бизнесс-ланчей.
- Sonunda herkes adına öne çıkıp Bayan Emily'ye, onun artıklarını değil, düzgün şeyler yememiz gerektiğini söyledim.
Скажите ей, что я на ланче.
Yemekte olduğumu söyle. Hey, bir dakika.
Я сегодня была на ланче с Мэри и рассказала о вчерашнем вечере,... О, не всё, только то, что мы ужинали вместе.
Mary ile öğle yemeği yedim ve ona dün geceden bahsettim, her şeyden değil sadece çıktığımızı söyledim.
Мы вместе были на ланче, и он стал расспрашивать, как мы тут живем и все такое.
Birlikte öğle yemeği yedik. Sonra nasıl yaşadığımız hakkında sorular sordu.
Вчера я был на ланче с адмиралом Брайди.
Dün Amiral Bridie'yle konuştum.
На ланче?
Yemekte.
Если бы ты сказал, что он на ланче, может я б тебе и поверил.
Eğer öğle yemeği desen belki inanırdım.
- Боже, мы договаривались о ланче?
Aman Tanrım. Öğle yemeği mi yiyecektik?
Мы встретились на улице и договорились о ланче.
Caddede karşılaştık ve öğle yemeği için sözleştik.
Мы должны были встретиться на ланче час назад.
Bir saat önce buluşmamız gerekiyordu. Nerelerdesin?
Сайрус рассказал о вашем совместном ланче, он был очень тронут.
Cyrus bana, beraber bir randevunuzun olduğunu söyledi, çıldırmıştı.
Ты ведешь онлайн блог о ланче?
Yemeğin hakkında canlı bir blog mu yapıyorsun?
Это плохо, и этот ублюдок знает об этом, спрашивает о ланче!
İşler pek iyi gitmiyor ve adi herif de bunu biliyor, öğle yemeğini sorup duruyor.
Можно мне сесть с тобой на ланче?
Yemek için sana katılabilir miyim?
Как будто третье место в ланче на двоих.
... Mesela iki kişilik bir yemekte Üçüncü bir servis gibi.
Полагаю, ты говоришь о моем ланче с Анри Дюри, для обсуждения возможностей отеля Parisian?
Sanırım benim Paris Hotel'i yapma ihtimalimi konuşmak için Henri Duis'le olan yemeğimi kastediyorsun.
Если бы я был идиотом, то я бы попал в менее жесткие проблемы неприятности, или, ты знаешь, забудь о ланче со своей дочерью.
Eğer aptal olsaydım, çok daha sıradışı belaya, yada bilirsin, kızınla olan öğle yemeğini kaçırmak gibi.
Агент Блейк, а вы не на ланче?
Ajan Blake, yemeğe çıkmadınız mı?
Надеюсь боги кармы сейчас заняты на ланче с Сантой в ресторане "Мы не существуем".
Şanslıyım ki Karma Tanrıları ve Noel Baba "Hiç var olmadık" restoranında yemek yiyorlar.
Уилл, я не на ланче.
- Will, öğle yemeğinde değilim.
Я думала, что он работает официантом на сегодняшнем ланче.
Bugünkü yemekte garsonluk yapıyor sanıyordum. Hayır, görmedim tatlım.
Подойди ко мне на ланче. 100 крон.
Öğle yemeğinde temin etmiş olurum. Yüz kron. Tamam mı?
Я даже не знаю, зачем я беспокоилась о ланче для всех вас, - Одному Богу известно, сколько у меня еще дел.
Neden hepinize yemek yapma zahmetine girdim bilmiyorum Tanrı biliyor, zaten işim başımdan aşkın.
Какое тебе дело до того, что в моем ланче?
Sana ne benim öğle yemeğimin ne olduğundan?
Она на ланче.
Yemekteymiş.
Я на ланче.
Öğle yemeğindeyim.
Она надеялась, что ты присоединишься к ней на ланче.
Aslında öğle yemeği için ona katılmanı umuyordu.
И в следующую секунду мы оказались на ланче.
Sonra bir baktım, yemekteyiz.
- В действительности, до этих трех встреч вы виделись с ним только однажды, в 2008 году на ланче судей, с 12 другими судьями.
- Evet. - Açıkçası, bu üç görüşmeden önce,... onunla yalnızca bir kez görüşmüşsünüz,... 2008 yılında bir yargıçla öğle yemeğinde,... diğer 12 yargıç ile beraber.
Если вы еще раз сорвете редакционное совещание или еще раз задержитесь на ланче, то я лично выпровожу вас.
Bir kere daha içerik toplantınızı aksatır ya da bir öğle yemeğinden daha geç dönerseniz size binanın dışına kadar bizzat ben eşlik edeceğim.
Я получил список присутствовавших на ланче во время Саммита.
Bay Lyon! Zirve yemeğinin listesi elimde.
На ланче во время саммита.
Zirve yemeğinde.
Ну, кажется, кто-то забыл о ланче со своей женой.
Birileri karısıyla olan yemeğini unuttu sanki?
Лично я думаю о ланче.
Ben yemek yemeyi düşünüyorum.
И когда она придет в понедельник в школу в фирменной футболке, я вернусь на ланче за столик возле мусорки.
Ve o, o tişörtle okula girdiğinde ben çöp tenekesinin yanında yemek yiyor olacağım.
Ребят, могу я сесть к вам на ланче?
Selam. Yemekte sizinle oturabilir miyim? Hayır.
Я тебе дам неделю бесплатных ланчей.
Bir hafta öğlen yemeğin benden.
На ланче я тебя познакомлю с самыми влиятельными бизнесменами Нью-Йорка мистер Мейер Вульфшейм, мой добрый друг.
Bugün yemekte seni New York'un en saygın iş adamlarından biriyle tanıştıracağım Bay Meyer Wolfshiem, iyi bir dostumdur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]