English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russo → Turco / [ Л ] / Летел

Летел tradutor Turco

296 parallel translation
Он летел самым первым, и японцы подбили его.
Uçağını pistin kenarına doğru götürmek istemiş.
- Пересадка. Я летел в Ирак заключать сделку по нефти.
Bir petrol işi için lrak'a giderken uçak değiştirdim.
Я слышал, самолёт летел из Индии.
- Ölmüş, hepsi ölmüş. Hindistan'dan geldiğini söylüyorlar.
Только представь, летел с самой Индии, а разбился здесь.
Düşünsenize Hindistan'dan onca yolu gelip buraya düşüyor.
Я будто летел на крыльях – весь мир принадлежал мне.
Ayaklarım yere basmıyor, uçuyordum. Dünyaya hakimdim.
Знаешь, когда я в последний раз летел из Лос-Анджелеса сюда... через два ряда от меня сидел Джордж Клуни... у него крутые запонки и этот подбородок его ёбаный.
En son Los Angeles'dan gelirken George Clooney iki sira önümde oturuyordu. Kol dügmeleri çok hostu. Afili çenesiyle arz-i endam ediyordu.
Деневский корабль намеренно летел на солнце. - Почему?
Şu Deneva gemisi bile bile güneşe yaklaşıyor.
Я летел сюда как на крыльях. И знаете почему?
- Niye biliyor musun?
На самом деле я летел сюда, чтобы подождать тебя ".
"Aslında seni beklemek için buraya geliyordum."
Когда я был механиком военно воздушных сил, я как-то летел на самолете МАТС.
Hava kuvvetlerinde uçak makinistiyken bir MATS uçağına gönderildim.
Вам понравится эта шутка : Жила одна женщина, абсолютно тупая, ничего не могла запомнить, а её муж летел в бомбардировщике над Берлином,
Bunu seveceksin... bir kadın varmış, acayip aptalmış... hiçbirşeyi hatırlayamazmış... kocası da Berlin üzerindeki bir bombardıman uçağındaymış...
- Я летел. - Летел?
Yemin ederim böyle oldu.
Он летел низко и заметил нас, а через 3 часа подошёл транспорт, и нас начали подбирать.
Bizi gördü alçaldı ve üç saat sonra kocaman bir PBY inip bizi toplamaya başladı.
Я летел с пазузу в трансе.
Bir transta Pazuzu ile uçtum!
Я летел по этому маршруту прежде!
- Bu rotayı daha önce uçtum!
Он летел по небу прямо на нас!
Dosdoğru üzerimize geliyor gökten kopmuş.
Это почтовый голубь, и он летел в штаб к немцам.
Bu Alman karargahına giden bir posta güvercini.
Чего на этом самолете? Ты летел, да?
Yani sen uçuyordun, öyle mi?
Я летел по делам и решил взять её с собой.
Onu ilk uçak yolculuğuna çıkarmaya karar vermiştim.
На нас пот летел!
Üstümüze ter sıçrıyordu!
Канцлер высшего совета погиб, в результате неспровоцированного нападения - в то время, когда он летел с миссией мира!
Yüksek Meclis'in Şansölyesi öldü! Hem de elinde beyaz bayrakla sizinle yapacağı barış görüşmelerine gelirken ateş açılması sonucu.
На прошлой неделе я летел в Чикаго :
Geçen hafta Chicago'ya uçuyordum, uçaktayken şunu dediler :
ѕарень летел 20 этажей, в фокусе, в центре кадра, а € в это врем € плавно мен € л фокусное рассто € ние с F16 на F56.
20 katı düşüşün odak ayarı mükemmel, kadrajın tam ortası ve yavaşça F16'dan F56'ya geçiyorum.
Месье Кленси тоже летел в этом самолете.
Monsieur Clancy, uçaktaki yolculardan biriydi.
- Сюда ты летел в экономе.
- Buraya ekonomi klasında geldin.
Однажды на самолёте, где я летел, была бортпроводница...
Hostesin şey olduğu bir uçağa...
Я недавно летел в самолете и мне стало интересно есть ли ключи от самолёта?
Geçen gün yine bir uçaktayım ve merak ettim de uçağın anahtarları var mı acaba?
Он летел один.
Tek başına.
- Я летел в Хьюстон по работе.
- İş için Houston'a gidiyordum.
Я тащился от того полета. Я летел лицом к лицу с той женщиной, и клянусь, она так и не выпустила из рук журнал.
O kadını gördüm, hala elinde magazin dergisi tutuyordu!
Он летел 4 этажа.
4 kat aşağı düşmüş zenci.
Я не хочу, чтобы этот корабль куда-то летел, пока я не разрешу.
O geminin ben söyleyene kadar bir yere gitmesini istemiyorum.
Поэтому я летел туда.
Bu yüzden geri dönüyordum.
Я не хочу, чтобы ты летел.
Gelmeni istemiyorum. Neden biliyor musun?
Я летел с тобой на самолете.
Seninle birlikte uçaktaydım.
Как на вертолете летел?
Helikopter!
Следующее, что я помню, было словно я летел по воздуху или что-то подобное.
Neyse, sonra hatırladığım aniden dışarı çıkarıldım sanki havada uçuyor gibiydim.
Я сказал папе, что я не хочу, чтобы он летел. Папа, не надо.
Babama, gitmesini istemediğimi söyledim.
И всё-таки хочется, чтобы летел американец.
Hâlâ bir Amerikalının gitmesini istiyorlar, Doktor.
Он летел.
- Ne olmuş? Uçuyordu.
Ты не ослышался. Летел!
Yanlış duymadın.
Знаешь, я как-то летел в самолёте, и тут пилот сообщил :
Bir uçaktayım. Yerimde oturuyorum.
Летел встретиться с Кэтрин.
Aslına bakarsanız, Catherine'i görecektim.
Ты бы летел здесь.
Bunu yapmak zorunda da değilim.
Я летел сюда несколько недель, это ближайшая планета со Звёздными вратами, не контролируемая Гоаулдами.
Buraya yolculuk etmem haftalar sürdü, Goa'uld kontrolünde olmayan, geçide sahip en yakın gezegene.
Другой летел в направлении города Шантар.
Diğeri Shantar adlı şehre doğru gidiyordu.
Самолет, на котором летел Нехович, разбился в Скалистых горах.
Nekhorvich'i Sydney'den kalkan ve Rocky Dağlarına çarpan bir uçağa bindirmiştik.
Они сказали, что самолёт летел оттуда.
Uçak oradan geliyormuş, öyle diyorlar.
Зачем ты туда летел, Ник?
Peki ya sen Nick?
Я летел в Джакарту.
Jakarta'ya gidiyordum.
Я был в самолете, летел в Лондон.
Uçakla Londra'ya gidiyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]