Навёл tradutor Turco
341 parallel translation
Прочитав твоё письмо, я навёл справки.
Mektubunu okumamın ardından araştırma yapmaya koyuldum.
Я бы у них быстро порядок навёл.
Bana kalsaydı, onlarla ilgili bir şeyler yapardım hemen.
Так вот, если ты навёл Салиньяри, так укажи нам этого сообщника, и мы оставим тебя в покое. Я никого не наводил.
Eğer o ihbarı Salignari'ye sen yaptıysan bize o adamın kim olduğunu söyle biz de seni rahat bırakalım.
Так вот, нам бы хотелось, чтобы ты позвонил кое-куда и навёл справки о своём друге Фожеле. Фожель мне не друг.
Bir kaç yeri arayıp arkadaşın Faugel'i sorabilirsin.
Я уже достаточно шумихи навёл.
Son günlerde dünyayı bir hayli salladım.
Я навёл справки насчёт Элеанор, её хозяйка живёт в Торрансе.
Kayıtlardan Eleanor'un Torrance'da olduğunu öğrendim.
Знаешь, я ведь навёл кое-какие справки насчёт на этого парня.
Bu adam hakkında küçük bir araştırma yaptım.
Жан Рено убил Блэки, до сегодняшнего дня я ничего не знал об убийстве Бэттиса, и ещё - охранник, который навёл на меня пистолет, был убит в порядке самообороны.
Jean Renault Blackie'yi öldürdü. Battis cinayetini şimdi öğrendim. Ayrıca bana silah doğrultan korumanın ölümü meşru müdafaaya girer.
Я навёл справки, и мне сказали, что этого более чем хватит.
Etrafa soruşturdum. Fazlasıyla yeteceğini söylediler.
- Но Мохаб навёл на него пистолет, что ему оставалось делать?
Mohawk ona silah doğrultmuştu. Ne yapabilirdi ki? Oradaydım.
Я навёл справки об этом козле - лейтенанте Мартине Нильсене.
İçişleri Bakanlığı "Sik Kafalı" Nilsen'i araştırıyor.
- Я уже навёл порядок в его офисе.
- Ofisindeki bütün pislikleri daha yeni temizledim.
Он и прокололся насчёт банка, навёл на Макколи.
Banka soygununu o haber vermiş. Neil McCauey davası.
Я навёл луч.
Kilitlendim.
Я навел справки о сестре Элис Алквист.
Alice Alquist'in kardeşi hakkında araştırmalar yapıyordum.
Ты навел копов на нее?
Polisleri üzerine mi saldın yoksa?
Ты навел копов на нее.
Polisleri üzerine saldın.
Я сам навел кое-какие справки.
Bugün kendim biraz araştırma yaptım.
- Но я навел справки.
- Gerçi, etrafta soruşturdum.
Он навел на меня ствол.
Bana silah çekti.
Навел на него дуло и выставил из города?
Onu kasabadan silah zoruyla mı atayım?
Знаешь, чем я занималась, когда ты так остроумно навел на меня полицию?
Akıllıca davranıp polislere beni arattığın sırada ne yapıyordum biliyor musun?
Сегодня утром по вашему поручению я навел справки.
İstediğiniz gibi, bu sabah erken saatlerde araştırma yapmaya gitmiştim.
Ну у меня понятно есть связь, я уже навел справки, закинул пробные шары...
Neyse ki birkaç bağlantım var. Aslında, bu sabah bazı araştırmalar yaptım, biraz nabız yokladım.
Я навел справки...
- Sordum var.
Еще днем я навел ружье.
Silahımı gündüzden hazırladım.
Навел его, сделал отметку и стал дожидаться ночи.
Ateş edeceğim yeri belirleyip geceyi beklemeye koyuldum.
Я навел справки.
yardım edicek birisini arıyordum.
Но именно он навел нас на это дело.
Ama bu işi benim aklıma sokan, oydu.
Не знаю, кто навел вас на эту мысль но страховочный план не покроет такое несерьезное, как Димоксинил!
Bu fikri aklına kim koydu bilmiyorum ama hiçbir sigorta şirketi Dimoxinil gibi anlamsız bir şeyi üstlenmez.
Я навел справки.
Sordum.
Это Шоу навел их.
Onları Shaw peşimize taktı.
Я навел луч транспортатора на коммандера Дейту и мальчика, сэр.
Onlara kilitlendim.
Я навел справки. Перейдем к столу?
Soğumadan yiyelim.
Мы думали, что это ложный вызов. А кто вас навел?
Ben şaka olduğunu sanmıştım.
Я навел справки.
Biraz araştırma yaptım.
После Вашего телефонного звонка, месье Пуаро, я навел кое-какие справки.
Bana telefon açmanızdan sonra araştırma yaptırdım, Mösyö Poirot.
Я навел справки и понял, что Эствилл украл мое открытие.
Bazı araştırmalar yaptım ve Astwell'in benim çalışmamı temel aldığını anladım.
Я навел справки.
Araştırma yaptım.
Все что я сделал, это навел порядок в созданном вами хаосе после того, как ваш друг Борг вернулся на свой корабль.
Sen ve arkadaşların. Benim tek yaptığım arkadaşın olan o Borg gemisine geri döndüğünde pisliği temizlemekti.
Я навел о вас справки, Фоули.
Seni araştırdım Foley.
[Skipped item nr. 25] либо кто-то навел на него порчу.
Evet, efendim, Homer'ın rahatsızlığına ya bozulmuş bir yiyeceği mideye indirmesi.. ... ya da bir çeşit voodoo büyüsü sebep olmuş.
Я навел на него луч, сэр, но он подходит слишком близко.
Üzerinde kilitli duruyorum, efendim, ama şu anda Kazon'a çok yakın.
- Меня навел на это дело один адвокат.
Bilmiyorum. Bu işi elime avukatın biri tutuşturdu.
Я навел свой "Поларойд", нажал на кнопку...
Polaroid makinemi çıkartıp düğmesine bastım.
Можно спросить, чей же взгляд навел вас на такие размышления?
Bu düşüncelere esin kaynağı olan gözlerin kime ait olduğunu sorabilir miyim?
Надеюсь, вы не будете против, но Бритт навел для меня кое-какие справки.
Umarım sakıncası yoktur, Britt'e biraz araştırma yaptırdım.
- Интерестно кто их навел?
- Onları kim üzerimize saldı merak ediyorum
Плохие. Я навел справки на каждого пассажира транспортника.
Taşımacılık gemisindeki bütün yolcuların geçmişini kontrol ettim.
Я навел справки.
- İlgimi çekti.
Послушай, я уже навел справки об этой женщине В 20 годах она была актрисой. Актриса!
Dinle, bu kadının geçmişini... aktris olarak çalıştığı 20'li yıllara kadar araştırdım.