Нёбе tradutor Turco
1,380 parallel translation
Пока звезды не появились в небе
Gökte yıldızlar çıkmadan önce
Нет великодушных невидимых мужчин или женщин, уж коли на то пошло... на небе, имеющих личный интерес в судьбе Гайюса Балтара.
Gökyüzünde, Gaius Baltar'ın kaderiyle şahsen ilgilenen gözle görülmeyen bir erkek ya da kadın yok.
Только что пришёл факс – он на седьмом небе.
Şimdi faksladım. Havalara uçmuş.
Выше макушек деревьев, В ночь на Рождество новая яркая звезда зажглась в небе высоко.
Yılbaşından bir gece önce, ormanın üstünde, tepede, Parlak yeni bir yıldız, gökyüzünde.
и вдруг в небе послышалось колокольчиков песнь, веселые красные сани несли радостную весть!
Gökyüzünden kızak çanlarının sesleri duyuldu. Ve neşe verici kırmızı bir kızak dünyaya bir kuş gibi uçtu.
Почему - красная звезда, пылает в небе? !
Gökyüzünde neden kırmızı bir yıldız parlıyor?
- * Словно в небе бриллиант.
- * Elmas gibi, gökyüzünde *
* Словно в небе бриллиант.
* Elmas gibi, gökyüzünde *
Повторяю, какой-то луч возник в небе.
Gökyüzünden bir çeşit ışın geldi.
Среди звезд, которые вы видите в ночном небе.
Geceleri gökyüzünden gördüğünüz yıldızların arasından.
Знаете, те скопления звезд, что вы видите в ночном небе?
Geceleyin gökyüzünde gördüğün o takım yıldızlarını biliyor musun?
На небе нет звезд, капитан.
Görünürde yıldız yok, Kaptan.
Мама будет на седьмом небе.
Annem sevinçten çıldıracak.
Что там интересного на небе?
Cennette ilginç bir şey var mı?
да святится Имя Твое да приидет Царствие Твое да будет воля Твоя и на земле, как на небе хлеб наш насущный дай нам на сей день и прости нам долги наши как и мы прощаем должникам нашим
Adın kutsal kılınsın Egemenliğin gelsin Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de senin istediğin olsun Bu günü bize ver.
"Эмили, на небе знают о твоих муках."
Emily, Allah senin ıstırabına gözünü kapatmış değil.
В небе песня их вольна - Вот и кончилась весна! "
"Selamlarlar birbirlerini..."
Это ведь не те цветы, что кладут на землю это небесные цветы, они высоко в небе...
Buradaki çiçekler toprağa serdiğin türden çiçekler değil ki. Buradakiler ta cennete kadar uzanan, gökyüzü çiçekleri.
и на небе столько звезд.
Ne kadar çok yıldız var.
Мы называем их мертвыми, но на самом деле, они ждут нас на небе.
Hani biz öldü deriz ya onlar göklerde bizi bekler aslında.
Да, он на седьмом небе. Это был я, Майкл.
Evet, bulutların üstünde.
Если это самое страшное, что есть в аду, то для вас с сестрой на небе приготовлено особое место за заботу об этом человеке.
Eğer cehennemin en korkunç cezası buysa, o zaman bu adama yaptıklarınızdan ötürü cennette sana ve ablana ayrılmış, özel bir yer olmalı.
С тобой я кучу раз был на седьмом небе от счастья.
Senin yanındayken çoğu zaman çok mutlu oluyorum.
Петерсон на девятом небе.
Peterson kötü gününde.
А затем я спасу Землю, а затем, для завершения, я уничтожу каждого вонючего далека на небе!
Sonra Dünya'yı kurtaracağım ve sonra da bu işi bitireceğim. Kokuşmuş her bir Dalek'i gökyüzünden sileceğim!
Повсюду бегают люди в противогазах и зовут своих мамочек, а в небе полно немцев, сбрасывающих бомбы.
Gaz maskesi kafası olan insanlar etrafta dolaşıp, annelerini arıyorlar. Ve gökyüzü üzerime düşen, Alman bombalarıyla dolu.
На седьмом небе!
Dünya'nın zirvesindeyim!
Поговаривают, что человечество побывало на каждой звезде на небе.
İnsanlık gökyüzündeki her yıldıza dokundu diyorlar.
В небе нет никакого оружия.
Silah falan yok.
Нам надо поговорить о небе, китах и все этой чепухе.
Seninle gökyüzü, balinalar ve onun gibi saçmalıkları konuşmak istiyorum.
"Полдень, тьма высоко в небе"?
"Günortasında, karanlık gökyüzünde" mi?
"Полдень, солнце высоко в небе." В этом больше смысла.
"Günortasında, güneş gökyüzünde." Bu daha mantıklı.
Он никогда не арендовал самолет, чтобы написать "Я тебя люблю" в небе.
Gökyüzüne "Seni seviyorum" yazisi yazmak için hiç uçak kiralamadi.
город из мира живых внезапно появился в небе над Сейрейтеем.
Bugün 12 : 15'te, aniden gerçek dünyadan bir şehir Saf Ruhlar Sarayı'nın üstünde gökyüzünde göründü.
в результате чего город из мира живых оказался в небе над Обществом Душ.
Şimdi bu yapışma, Soul Society'nin gökyüzünde görünen gerçek dünya şehri, bir tür mercek olacak.
Но судьба журавля жить мечтами в небе.
Ama Turna'nın kaderi, arzularını ve rüyalarını gökyüzünde bırakmaktır.
Нас были тысячи в небе, как это сказать? "Большие косьяки".
Büyük V'leri oluşturmaya başladığımızda, binlerce kişiydik.
На небе ни облачка. - Да?
- Alo?
"А над нами, в летнем небе, стояло облако, я видел его долго".
" Ve üstemizdeki güneşli gökyüzünde uzun süredir gördüğüm bulut vardı.
Сделать тебе волшебное созвездие в небе?
Senin için gökyüzündeki yıldızlara büyü yapayım mı?
Сколько светил существует на небе а они выбрали умирающее.
Gökyüzündeki ışıltının onca sağlıklı noktacığı içerisinden nasıl olup da ölü bir yıldız buldular?
- Хосе, старичок, в небе стало тесно :
José, adamım. Gökyüzü kalabalık, dostum.
Они весь день летают на небе. И на них такие отпадные костюмы.
Bütün gün boyunca üzerlerindeki o inanılmaz kostümle hava uçuyorlar.
На земле, в безжалостных рукопашных схватках, в траншеях, и высоко в небе над ними, миллионы солдат продолжают погибать, и конца этому не видно.
Gerek acımasız cephe savaşlarında, gerekse yükseklerde, gökyüzünde girişilen mücadelede milyonlarca genç asker sonu belirsiz bir yolda hayatını kaybediyor.
На сегодняшний день это самые манёвренные самолёты в небе.
Şu anda gökyüzündeki manevra kabiliyeti en yüksek uçaklar. Onların tarafında savaşsan daha mutlu olacaksın neredeyse.
Чёрт, если бы не война, там в небе было бы так спокойно и тихо.
Dostum, savaşmadığın sürece, gökyüzü gerçekten hoş ve huzur verici.
Она мечтала о голубом небе, легком бризе и солнечном свете.
Mavi gökyüzünü ılık esintiyi ve güneş ışığını hayal edermiş.
Полная луна высоко в небе, мы сможем открыть портал.
Gökyüzünde kocaman dolunay var kapıyı açabiliriz.
Я на седьмом небе. Найду этого Джо Стромбела - убью!
Tanrım, o Joe Strombel'ı bir yakalarsam, geberteceğim.
Бог на небе и вокруг нас ныне и во веки веков.
Baba, Oğul ve Yüce Ruh bugün ve daima sizinle olsun. Amin.
И воцаришься на земле и на небе.
Yerdeki ve gökteki tüm iradenle...