Обижен tradutor Turco
186 parallel translation
Ты же не думаешь, что он обижен?
Yok canım, hiç önemli değil. Babam kaybetmeyi sever.
Ќу, он лжЄт, конечно, но он испуган... " он, кажетс €, больше чем просто зол и обижен.
Elbette yalan söylüyor ama korkmuş ve acı ve kızgınlıktan daha fazlası varmış gibi görünüyor.
ќн достаточно зол и обижен, чтобы совершить убийство?
Cinayet işleyecek kadar acılı ve kızgın mı?
Но если ты не возьмешь мой подарок, я буду очень сильно обижен.
Yine de sizi seviyorum. Hepinizi seviyorum.
Клянусь, что он никем здесь не обижен ;
Buradaki hiç kimseye kızmadığını gördüm.
Я не обижен, но не согласен с ней.
Alınmadım ama katılmıyorum.
- Знаешь, Кристоф очень обижен.
- Christoph acı çekiyor. - Acı çeken benim.
- Наоборот, это я обижен. Он такого наговорил и наделал, чего я не могу принять ни как друг, ни как офицер.
Bir subay ya da bir arkadaşı olarak kabul edemeyeceğim... şeyler söyledi ve yaptı.
Он, похоже, обижен на Вэйверли.
Waverly'lere içerlemiş gibi.
Я слишком обижен.
Hakarete uğradım.
Он очень обижен. Лучше уходите.
Şimdi gidin.
Я обижен на тебя : мама.
Senden bıktım, anne.
Не просто обижен... Я злюсь!
Sadece bıkmadım aynı zamanda kızgınım da.
Я понимаю что ты на меня до смерти обижен. Но и я тоже...
Şu an bana kızgın olduğunu biliyorum ve ben de az çok kızgınım.
До сих пор обижен, что мы сделали его мальчиком на побегушках.
Getir götür işlerini yapan çocuk rolünü ona empoze ettiğimiz için hala kırgın.
Он по-прежнему зол и обижен, потому что не был любим матерью.
Kızgınlığı ve dargınlığı hala geçmedi. Çünkü annesi onu hiç sevmedi.
Я надеюсь, ты на меня не обижен за это?
Bir sakıncası yok, değil mi?
Ты оскорблён. Ты обижен.
Sinirlisin, yaralısın.
Послушай, Джейк... Сейчас ты расстроен, обижен, уничтожен.
Bak, Jake şu anda kafan karışık, hassas ve kalbin kırık durumdasın.
Я нисколько не обижен на тебя и считаю справедливым тот упрек, который, учитывая события, указывает на твою дальновидность.
Mayısta söylediklerinde haklı çıkman konusunda, umarım bana kızgın değilsindir. Sen haklıymışsın.
Ты был обижен в этой жизни.
Bu hayatta hatalıydın.
Я обижен тем, что могла подумать, что я посылал это всё из-за чего-то кроме любви.
Gerçekten kırıldım onları sana aşktan başka bir nedenle gönderdiğimi düşünmene kırıldım.
Ты всё ещё обижен на то, как я стимулировал тебя к изменению формы.
Şekil değiştirmene sebep olmaya çalışırken yaptığım şeylere hâlâ içerliyorsun.
Даже Пискун обижен
Hatta Squeak bile çok kızgın!
Ты обижен на нас, Дэвид?
Bize içerledin mi, David?
Обижен на жизнь, которую ведешь?
Sahip olduğun hayata mı?
Начиная со смерти его кузена, я чувствую, что Лоран на нас немного обижен
Kuzeninin ölümünden beri sanırım Laurent bize biraz kızgın - Bizden ne bekliyordu ki?
Чем сильнее обижен, тем менее подозрительно выглядишь.
Ne kadar rahatsız edici olursan, o kadar az şüpheli görünürsün.
Ты обижен сейчас. Но я не позволю тебе это аргументировать так,
Ama hayal kırıklığını göstermek için benimle kavga etmene izin vermem.
Найлс. Папа, я знаю, ты всё ещё обижен... -... что я сдал Эдди на курорт.
Biliyorum, Eddie'yi sağlık kulübüne bıraktığım için kızgınsın.
Я не обижен, что ты уехала.
Seni kaçtığın için suçlamamalıydım.
Он обижен на меня, но я не знаю почему.
Bana kızgın ama, nedenini bilmiyorum.
Джексон обижен на то, что я не воспользовался служебным положением и не посоветовал Джули подписать этот нелепый брачный контракт.
Jackson, Julie'ye o komik sözleşmeyi imzalatmadım diye kızgın.
Я и правда немного обижен. - Ну, это для тебя такое значение имеет.
- Madem öyle diyorsun...
Ты обижен. Ты зол.
Bu da seni üzüyor.
Возможно, ты зол на меня, или обижен, или печален или расстроен. Или, может, все это одновременно...
Belki bana kızıyorsun veya incindin veya kötü hissetmeye başladın veya üzülüyorsun veya belki de hepsini birden hissediyorsun.
Я не просто обижен. Я оскорблён.
Beni hem kırdın hem de hakaret ettin.
Да уж, кто-то явно на нас обижен.
Aaah, dost canlısı olmadıkları kesin.
Раньше я... я был обижен на маму, которая бросила меня...
Şimdiye kadar, ben... Beni bırakıp giden anneme gücendim...
Но теперь я слишком обижен.
Fakat şu anda çok kırgınım.
Шокирован и возмущен и... обижен.
Şoktayım ve incindim ve yaralandım.
Знаешь, я понимаю, почему ты обижен, ты затаил обиду на кого-то.
Şimdi işleri nasıl halledeceğimi anlıyorum. Yanlış anlamaları ortadan kaldır, yaraları iyileştir, kini temizle.
И я не хочу, чтобы ты обижалась на меня так, как я обижен сам на себя.
Benim kendime kızdığım gibi senin de bana kızmanı bekleyemeyeceğim...
- Был обижен, но я не ожидал...
- Kendimi korunmasız hissettim ama senden- -
- Но и он не обижен.
Ayrıca o da hiç alınmadı.
"Замкнут, пассивно-агрессивен, не идёт на контакт, будто обижен на меня за то, что я могу ходить."
"İçine kapanık, pasif-agresif, iletişimsiz, sanki yürüyebildiğim için bana içerliyor gibi."
Он обижен на тебя, потому что ты можешь ходить.
Yürüyebildiğin için sana içerlemiş.
И я был обижен на тебя чертовски долгое время.
Ben de sana çok uzun bir süre içerledim.
А ты не думала, что он мог быть на тебя обижен?
Ilk sen onu terk ettiginde incinmis olabilecegini hiç düsündün mü?
Я огорчен и обижен.
Üzüldüm ve şaşırdım.
Я чертовски зол и обижен...
Sinirli ve gücenmiş bir balık olmaktan bıktım.