Поросёнок tradutor Turco
184 parallel translation
Вот поросёнок!
Küçük inek!
Сними их сейчас же, поросёнок!
Hemen çıkar onları, seni domuz!
Это твой поросёнок?
Bu domuz senin mi?
Но это не поросёнок.
Ama bu domuz değil ki.
Поросёнок мой!
Bu domuzcuk benim!
- Режь. Папа, поросёнок... поросёнок!
Baba, domuza bak!
Хорошо, маленький поросёнок.
Çok güzel.
- У меня поросёнок!
- Bana da demir para.
Иди сюда, поросёнок!
Gel küçük domuzcuk.
Каддафи, поросёнок Порки!
Küçük domuz. Bıyıklı kızıl köpek.
Где твоя мамочка, поросёнок, а?
Annen nerede domuzcuk, huh, huh?
- Ты поросёнок!
- Hey, seni domuz!
Так, что говоря словами А.А. Милна, "Уйди с моего кресла, поросёнок".
A.A. Milne'nin söylediği gibi, "Koltuğumdan kalk, dereotu-deliği."
Говорит - поросёнок на ослике.
Eşeğe binmiş domuza benzediğini söylemişti.
Можешь визжать, как поросёнок.
Ağlayabilirsin artık.
На вкус как нежнейший молочный поросёнок.
Tadı taze domuz etine benziyordu.
Как дела, поросёнок?
Nasıl gidiyor koyun kafa?
У нас тут ананас, у нас тут жареный поросёнок, а?
Ananasımız var, fırınlanmış domuz etimiz var...
- Визжи, поросёнок!
- Ciyakla domuz! Ciyakla!
Но я замотан как рождественский поросёнок.
Ama kurbanlık koyun gibi bağlıyım.
Поросёнок и две дюжины пива.
- İkramiye ne? - Koca bir domuz ve iki kasa bira.
Вот поросенок, которому не на что жаловаться.
Ölmeden önce domuzun iyi bir hayatı vardı sanırım.
Ты - паршивый поросенок и всегда им был!
Sen domuz kafalının tekisin. Bu kötü ve herzamanda öyleydin.
Ну что ты делаешь, поросенок?
Etrafı batırdınız!
Я наслаждаюсь ее теплотой, как поросенок в свинарнике.
Yemlikteki bir domuz gibi, onun sıcaklığında yuvarlanıyorum.
А ваш сын так хорошо сложен. Как поросенок.
Buna karşın, oğlunuz bir domuz kadar şişman...
[Поросенок визжит] Черт!
Lanet olsun!
"Нет-нет, только не за волосок с подбородочка" сказал поросенок.
"Hayır, minik çenemdeki tüyler değil" dedi küçük domuzcuk.
Зигги-поросенок, самое большое мороженое для знаменитого человека!
Bilinen en harika dondurma porsiyonu Ziggy domuzcuğu.
Поросенок!
Seni küçük hergele.
Бедный поросенок.
Zavallı küçük domuz.
Если бы какой-то поросенок упек меня в тюрьму после выхода я бы первым делом узнал, где он живет и прорезал бы ему еще один пупок.
Eğer sümüklü veledin teki beni kodese göndermiş olsaydı dışarı çıkınca yapacağım ilk şey, yaşadığı yeri bulup göbeğine yeni bir delik açmak olurdu.
Чудный поросенок.
O sevimli bir domuzcuk.
Потею : как поросенок.
Domuz gibi terliyorum.
Нет, благодарю вас Мр.Лопез. Не сегодня Поросенок вернулся домой.
Hayır, teşekkür ederim, Bay Lopez. Bugün olmaz. Kuzucuğum geldi.
Поросенок..!
İhtiyar pislik!
"Один поросенок на рынок пошел"
Bu domuzcuk markete gitti.
"Один поросенок дома сидел"
Bu domuzcuk evde kaldı.
Грязный маленький поросенок имеет отношение к мясу?
O diğer alet pis domuz çocuk mu?
Что я поросенок?
Ne yani ben küçük bir domuz muyum?
На ну ты... поросенок!
Al... seni küçük domuz!
Обычно, ты кричишь как поросенок, когда я это делаю.
Genellikle sana pansuman yaptığımda... sıkışmış domuz gibi çığlık atardın.
Какой же ты поросенок!
- Özür dilerim. Hiç büyümeyecekmisin sen?
Маленький жирный поросенок который живет в какой-то берлоге.
Neden böyle biliyor musun Tyrell? Çünkü bu odada şişman bir domuz yavrusu yaşıyor!
У Валчека есть связи в Клубе демократов первого округа... а у них есть выход на мэра, и я единственный поросенок, которому сиськи не досталось.
Valchek Demokratlarda başı çekiyor... Binbaşıda onlarla, bense hiçbir şey değilim burada.
У меня в детстве жил поросенок. Его звали Пигглз.
Küçükken evcil bir domuzum vardı.
То есть... была, то есть поросенок... - Нет.
Bir domuzun olduğunu sanmıyorum.
Ты розовый поросенок.
Sen yağsız pastırmasın.
Ты - мохнатый поросенок!
Tüylü, küçük bir domuz gibisin.
Этот поросенок пошел на рынок. Этот поросенок остался дома. Этот объелся ростбифа.
Bu domuzcuk markete gitmiş bu evde kalmış,... bu biftek yemiş,... bu hiç bişey yapmamış,... bu da doğruca eve gitmiş.
- Ты везучий поросенок.
- Evet.