Пронесёт tradutor Turco
45 parallel translation
Надеюсь, меня пронесёт.
Ama uyarıyorum sizi, gidecek bir kelle varsa benim ki değil sizin ki olacak.
Будем в кубрике, нас пронесёт.
Kamarada kalıp, fırtınanın dinmesini bekleyeceğiz!
Может, и нас пронесёт.
Belki biz de dolaşabiliriz.
Когда дело начинают раскручивать, всем, кто молчал, врал и думал, что пронесёт, выписывают обвинение.
Bir dosya rafa kalktığında sessiz kalan, yalan söyleyen, geri gelmeyeceğini düşünen bütün o insanlar sonunda kendilerini mahkemede bulurlar. Ve parmaklıkların arkasına atılırlar.
Я подозревал, что пронесёт.
İçimden öyle geldi.
А теперь я в бегах с бывшим мафиози, и мне бы не помешала пара добрых слов перед тем, как меня пронесёт и стошнит в четвертый раз! Боже...
Şimdiyse eski bir uyuşturucu piyonuyla kaçak durumdayım ve dördüncü kez sıçıp kusmadan önce güzel bir iki laf işime gelirdi.
Флаг по стране пронесёт за Америку!
* Amerika için bir kıyıdan diğerine bayrağımızı taşır? *
Может, пронесёт?
Sanırım düzeleceğiz.
Думаю, нас пронесёт.
Hepsi nasılsa geçecek.
Поток пронесёт тебя по долине.
Bu seni vadinin karşısına götürür.
Надеюсь, пронесёт.
Umarım bu işe yarar.
Пусть она пронесёт это.
Onu taşır.
Так что когда она придёт навещать, то пронесёт пару доз в трусах.
Yani bir sonraki ziyaretinde, amında birkaç gram kokainle gelecek.
– Нас поймают. – Авось пронесёт.
- Birisi bizi yakalayacak.
А значит, если ты сделаешь свою работу, нас пронесёт.
Yani sen işini yaparsan ikimiz de kurtuluruz.
Тебя пронесёт как из водомёта.
Şiddetli ishal oluyorsun.
- ( ББ ) Тебя просто хорошо пронесёт.
Muhtemelen birkaç gün ishal olursun.
Нынешний курс пронесет его через правый борт, сэр.
Şu anki rota onu sancak tarafımıza getirecek.
Может пронесет.
Belki bir şey yapmaz.
узрите летающую машину, которая пронесет меня Филеаса Фогга, вокруг света за 80 дней.
Beni taşıyacak uçan makinayı görün Phileas Fogg, dünyanın etrafında 80 gün..
Порою гульнешь и думаешь - пронесет.
Bazı hatalar... önemli değildir.
А-а, старый трюк - "вдруг пронесет".
Oh, eski "çek ve dua et" tuzağı öylemi.
А, пронесет.
Ah, bu da geçer.
Может и пронесет.
Belki daha kötü olmaz.
Здесь написано, что от этих таблеток тебя пронесет в течение суток, доверься мне, Сид.
Paketinde bu tabletlerin 24 saat içerisinde vücudundan atılacağı yazıyor.
Может, думали, пронесет и во второй раз...
Belki kendini ikinci defa da sıyırabilecek kadar şanslı hissetmişsindir.
Пронесет.
Bunu atlatacağız.
Пронесет, не шевелитесь.
Hareketsiz durun.
А когда закончится Неделя Моды, она пронесет платье через таможню. с одной из коллекций.
Moda Haftası bittiğinde elbiseyi müşterisine teslim edecek.
Серж не будет надевать свой бронежилет и не пронесет пистолет под полотенцем.
Serge ise havlusunun altına çelik yeleği ile silahını sokuşturamayacak.
Надеюсь пронесет.
Bu darbe bitmeli.
И, помнится, ты нисколько не возражала, когда думала, что меня пронесет.
Ve sen paçamı kurtardığımı düşündüğünde buna hiç karşı çıkmadın.
А может и пронесет.
Hepsi unutulup gidecek.
Доктор все подмигивал : "Не боись, пронесет".
Laboratuara gittiğimizde, doktor bana hiç merak etme der gibi göz kırmıştı.
Меня пронесет, если я побегу в аптеку.
Eczaneye giderken yolda bir patlama yaşayabilirim.
Давайте надеяться, что это что-то пронесет нас сквозь эти времена к тихому берегу
O zaman umalım ki, sizin içinizdeki bu zor zamanlarınızı atlatmak için size yardımcı olsun.
Нас вот-вот пронесет!
Cırcır olmak üzereyiz de!
Она реально думает, что ее пронесет, не так ли?
Buradaki kendini bayağı görmüş geçirmiş sanıyor, değil mi?
Радиоактивной ручкой. Ее пронесет в Кремль советский дипломат, Густав Антонович.
Sovyet diplomat Gustav Antonovich aracılığıyla Kremlin'e gizlice sokulacak olan radyoaktif bir kalem.
Я думаю, пронесет, но я бы даже не рисковал со штрафом за парковку в следующие полгода.
Bence her şey güzel olacak ama ben olsam önümüzdeki 6 ay boyunca park cezası bile almazdım.
Как говорится, когда ребенок умирает, ангел возьмет ребенка на руки и пронесет ее над всеми местами, которые она любила больше всего И она сможет увидеть их в последний раз Перед тем как отправиться на небеса
Denilene göre, bir çocuk öldüğünde bir melek onu kollarına alır ve çocuğun en sevdiği yerlere uçurur,... gitmeden böylece çocuk oraları cennete son bir kez daha görür.
Рудольф никогда не пронесет оружие... Настолько близко, чтобы убить Фюрера.
Rudolph, Führer'in yanına silahla asla giremez.
Кажется, меня сейчас пронесёт и верхом, и низом.
Şimdi düşüp bayılacağım.
Конечно пронесет, мистер Брандо.
Merhaba.
Если выиграет, если она меня убьет, если она выберется и пронесет с собой силу озера в мир...
Ya kazanırsa, ya beni öldürürse ; ya kaçar da, gölün gücünü bütün dünyaya yayarsa...