Пустота tradutor Turco
442 parallel translation
Пустота страшнее.
Boşluk çok daha korkutucu oluyor.
Эта пустота зеркалом стоит перед моим лицом.
Boşluk bir aynadır.
Или одна пустота?
Şeytan? Ya da Hiçlik?
– Пустота, хозяин! – Быть не может.
- Hayır, Hiçlik lordum!
Пустота под луною.
Hiçlik!
Погибнет всё. Звезды, планеты. Вместо них останется лишь мертвая пустота.
Tümü, yıldızlar, gezegenler, hepsi yok olacak.
Пустота вдруг заполняется, а безнадежность превращается в чудо жизни.
Birden boşluk doluyor ve umutsuzluğun yerini yaşam alıyor.
Ужасная пустота.
Çok büyük bir boşluk.
Да, глубокое чувство усталости затем пустота.
Çok derin bir yorgunluk hissi. Ardından da bir boşluk hissi geldi.
Есть два отдельных мира, и между ними лежит Пустота.
Çünkü iki ayrı dünya var. Ancak o iki dünya arasında da Boşluk var. Dalekler orada saklandı.
- Прости, а что за Пустота?
- Afedersin, boşluk nedir?
Пустота... ( Nothing... )
Hiç.
Пустота. Лишь пустота...
Hiç.
Какая агония - пустота.
O kadar boş hissetmek büyük acı.
- Пустота. - Пустота.
Öylesine boş ki.
Черное, белое, а потом - пустота, ужасная пустота.
Tümüyle beyaz, siyah ve boş. Korkunç bir boşluk.
Глубокая пустота.
Derin boşluk.
Мы быстро пересечем эту пустоту. Пустота.
- Hemen bu boşluktan çabuk çıkalım.
Шириной с милю пустота
# Millerce genişliğinde boşluk var
Там пустота.
Bir boşluk var.
- Там пустота.
Bu bir oyuk. - Evet.
Пустота.
En önemlisi ikiniz de haklı olduğumu biliyorsunuz.
Черная пустота.
Simsiyah boşluk!
Пустота позовёт за собой.
Ve kalabalık çağırdığında
Как-будто пустота внутри.
Dolup boşalmak gibi.
Пустота.
Boşluk.
После этого нет ничего. Пустота, забвение, абсолютно... ничего.
Bundan sonra, boşluk var, ıssızlık, unutulmuşluk, kesin... bir hiçlik.
Голос без цвета, как пустота, отсутствие.
Renksiz ses, Geçersiz gibi, boşluk...
Пустота во главе Вооруженых сил, это пугает.
Silahlı kuvvetlerin başının geçersiz bir sesinin olması rahatsız edici!
В этом теле страшная пустота.
Bu vücut korkunç bir boşluğa sahip.
Это пустота, которая остается.
Geriye kalan boşluktur.
Вначале была пустота.
Başlangıçta hiçbir şey yoktu.
Когда идеальная пустота была испорчена светом, раздался крик. И все мои братья разбежались в ужасе.
Mükemmel sonsuzluk ışık tarafından bozulduğunda büyük bir feryat duyuldu ve bütün kardeşler kaosa kaçtılar.
Но пустота найдет путь вернуться к нам и люди всегда будут начинать чувствовать тревогу снова независимо от того, сколько времени они помещают вину на какого-то еще человека или еще одну группу.
Bir şekilde içimizdeki boşluk yine yolunu buluyor ve insanlar yine huzursuzluk duymaya başlıyorlar Sayısız kez başka insanları ya da başka grupları suçluyorlar
Кажется, там пустота.
Sana çukur sesi gibi geldi mi?
За ее глазами ничего не было. Все что в них было, это черная пустота.
Gözlerinin içine baktığımda, hiçbirşey göremedim.
Это - Пустота.
Bu Boşluk.
Как ты думаешь, как выглядит Пустота?
Boşluğun neye benzediğini düşünüyorsun?
А почему ты мне сказал, что пустота нашла путь в голову Бастиана.
Bana anlatmaya çalıştığın Boşluk Bastian'ın kafasına girmek için bir yol mu buldu.
Еще несколько желаний, и Пустота поглотиттебя.
Bir kaç küçük dilek ve Boşluk seni de ele geçirecek.
Пустота будет следовать по пятам.
Boşluk senin yolunda olacak.
Пустота не может быть уничтожена.
Boşluk yok edilemez.
"Лишь тысячи железных прутьев вокруг" "За ними пустота," "ничто"
Onun için sanki binlerce parmaklık varmış ve parmaklıkların arkasında dünya yokmuş gibi.
О, на сердце была пустота
# Oh, kalbim boştu #
Форма - это пустота, пустота - это форма.
" Ey Şariputra, biçim boştur. Boşluk biçimdir.
Пустота. ( Nothing. )
Hiç.
Вокруг меня пустота.
Etrafım bomboş.
В голове одна пустота.
Adrian bir kayıp.
Над стеной — пустота.
Yumurta çatlar, içinden bir yılan çıkar.
Пустота, страх.
Korku, Korku...
Дальше пустота, никакого деления.
Kareler bitiyor.