Радостная tradutor Turco
73 parallel translation
Похоже, что другая Я, радостная и честная... ушла куда-то далеко.
O güler yüzlü ve dürüst olan diğer ben başka bir yerlere gidiveriyor.
Этот ребёнок не совсем радостная весть.
Bu bebek tam olarak harika bir haber değil.
Радостная новость...
Sana çok sevineceğin bir haberim var...
Кэрол, какая радостная встреча.
Carol, muhteşemsin.
Она такая... радостная.
Fazlasıyla neşeli.
В конце ритуала когда человек из ФБР был исцелен нам пришла радостная весть от коренных американцев с Севера...
Ayin'in sonunda,... FBI adamı iyileşince, Kuzey Çayırlarında yaşayan,... Amerikan Yerlilerinden büyük bir olayın gerçekleştiği ile ilgili haberler geldi kulağımıza.
Не совсем радостная встреча.
Bu mutlu bir kavuşma değil.
И вот я вся такая радостная, и приходит Рэд, бормоча что-то о своем драгоценном Корвете.
Ve ben mest olmuşken, Red eve kıymetli Corvette ile ilgili saçmalamalarıyla geliyor.
одна полноценная жизнь всегда больше чем две неполные жизни и более радостная
bir bütün hayat, iki tane... yarım olandan iyi ve daha eğlencelidir.
Радостная весть. Я знаю всё про Золушку!
Sindrella'ya ne olduğunu öğrendim.
- Что ж и правда радостная весть! - Да, да!
Hele şükür, içim rahat etti.
И по-моему, ситуация складывается не самая радостная, Дик.
Emin değilim ama biraz içerdeyiz gibi gözüküyor, Dick.
Радостная весть, господин.
İyi haberler bakanım.
- Ты радостная.
- Çok neşelisin.
Правда, радостная.
Öylesin.
Я радостная!
Ben neşeliyim!
88 лет - радостная дата для японцев.
88 Japonlar için keyifli bir sene.
- Общительная, радостная и умница.
Dışa dönük, neşeli ve çok zeki.
- Радостная идея, спасибо.
Teşekkür ederim.
А, кстати, у нас есть ещё одна радостная весть.
Ah, mutlu haberler var.
Радостная весть!
Dünyanın ilacı!
[аплодисменты] - Я думаю, это радостная новость. Это было большой проблемой.
Hem şehir yönetimi, hem de eyalet hükümeti, bundan haberdar olmadıklarını ve bunun kendilerine de bir sürpriz olduğunu belirttiler.
Смотри, какая радостная.
Şunun ne kadar keyifli olduğuna bak.
- Почему ты такая радостная?
- Bu kalabalık niye?
Из-за чего ты такая радостная?
İyi bir şeyler mi oldu?
Есть еще одна радостная новость.
İşte şükran duymak için başka bir şey daha.
- Она такая радостная.
- Çok heyecanlı görünüyor.
Но у нас для всех есть радостная новость
Ancak bir mutlu bir haberimiz var.
Это улыбка радостная или виноватая?
Bu rahatlama mı yoksa suçluluk gülümsemesi mi?
какая радостная мысль.
- Ne iyimser bir düşünce.
Да, это такая радостная новость.
Evet, çok güzel bir haber.
Ты радостная!
Sakın çaktırma. Mutlusun.
- У нас радостная новость.
- Önemli haberlerimiz var.
У меня радостная новость.
Heyecan verici bir haberim var.
А когда я попыталась его вернуть, кассирша, Ронда, у которой на бейджике было написано, что она рада помочь, но которая ни разу не была ни радостная, ни любезная, сказала, что она не может сделать возврат,
Ve onu iade etmeye kalktığımda,... yaka adında yardımcı olmaktan mutlu olacağı yazan ama ne mutlu olan ne de yardımcı olan kasiyer Rhonda,.. ... "dis" lerime değdirdiğim için, geri iade edemeyeceğimi söyledi.
Ну, радостная новость.
- İyi haberler.
- Да, но мы не будем делать объявление сегодня вечером, потому что это радостная новость, а прямо сейчас я не чувствую радости.
Ama evlatlık edinme planlarımızı da söylemiyoruz. Çünkü bu mutlu bir olay ve ben şu an mutlu değilim.
Это мрачный случай, а вся моя одежда слишком радостная.
Hüzünlü bir durum sonuçta ve tüm gömleklerim de çok cıvıl cıvıldı.
- Ты такая радостная.
- Çok heyecanlı görünüyorsun.
Такая радостная.
Çok coşkulusun.
Радостная новость. Не так ли, Гай?
Güzel haber, değil mi Gaius?
Радостная весть.
Bunu duyduğuma sevindim.
И почему эта новость - радостная?
- Peki neden bu kadar heyecan yaptın?
Боюсь, что он решит, что это не очень радостная новость.
İyi karşılamaz diye çekiniyorum.
"Радостная".
"Neşeli"
Какая радостная встреча!
Ne kadar hoş bir buluşma.
У нас должна быть радостная встреча.
Mutluluk içinde buluşmalıyız.
Радостная новость уже распространилась по океану, и в погоню включились ещё несколько стай.
Haber çabuk yayılmış. Kafileye başka sürüler de katılıyor.
[радостная оркестровая музыка]
Fırtınadan önce de burası bizimdi. Başka yerlerde fırtınadan sonra insanların eve dönme fırsatı olur. Burası bizim evimiz.
[задумчивая музыка ] [ радостная музыка]
Tepedeki bir kaç adam, kötü haberleri yapabiliyorlarsa alt tabakadaki biz, hepimiz neden birleşip iyi haberleri yaratmıyoruz? Cidden, neden olmasın?
[Радостная болтовня]
Neyi seçerseniz seçin berbatlar.