Рыбачит tradutor Turco
36 parallel translation
Один муж рыбачит, другой дрыхнет.
İki kocam var ama biri uyuyor diğeri balıkçı...
Он рыбачит, поймал парочку ставрид.
Akşam yemeğinde balık var.
- Да. Кто не рыбачит? .
- Balık avlamayı çok sever.
Я точно нет. Мистер Ли - хороший человек, но у него мало денег и он рыбачит по выходным. Думаю, это...
Bay Lee iyi bir insan ve fazla parası yok ve hafta sonları balığa çıkıyor.
Значит "ты рыбачишь на своей стороне озера, я - на своей, никто не рыбачит на середине озера".
Anlamı, "Sen gölün kendi tarafında balık tut, ben kendi tarafımda tutayım, ortada kimse tutmasın."
Кто-нибудь из вас рыбачит?
Ah, balık tutan var mı aranızda?
Я просто сказал, что человек, | который рыбачит в | 3 : 00 каждое утро является человеком | который приносит боль женщине прекрасно.
Şarkı söylemeye mi başlayacaksın? Sadece, her sabah 3.00'te balık tutan bir adam, bir kadın acısı çekiyor demektir.
- Дженни Хамфри встречаясь "У фонтана", рыбачит перемены...
Jenny Humphrey Metropolitan Müzesi'nin süs havuzunda bozuk para arıyor.
Кристина Янг сегодня рыбачит.
Cristina Yang bugün balık tutuyor.
И она рыбачит вместо того, чтобы оперировать.
Ve burada ameliyatta olması gerekirken balık tutuyor.
Чёртов Андерс рыбачит, а его папаша сдавал дома здесь.
Blood-Anders balık tutuyor, ama babası eskiden evleri de kiralarmış.
Он рыбачит в конце недели.
Hafta sonları balığa çıkar.
Кто рыбачит за день до свадьбы?
- Düğünden önce kim tam günlük balık turuna çıkar?
Почему никто не рыбачит?
Nasıl oluyorda hiç kimse balık avlamıyor?
Фи, она говорила, где Каспер рыбачит?
Fie, Kasper'ın balığa nereye gittiğinden bahsettiğini duydun mu hiç?
Он рыбачит дважды в месяц в том же районе, где было найден тело Гейл Лангстон.
Ayda iki kere Gail Langston'ın bulunduğu yerin yakınlarında balığa çıkıyor.
Его лицо. Который часто рыбачит на озере Сун Вон. и знает гору Toап наизнанку.
Sıklıkla Sun-won gölünde balığa çıkan ve To-ap Dağını avucunun içi gibi bilen o adamın yüzüne.
Хорошо, Люн рыбачит, ок?
Pekâlâ, Leung balığa çıkıyor.
- 1. Рыбачит, чтобы есть.
Birinci amaç, karnını doyurmak.
Я покажу вам как рыбачит настоящий мужчина!
Size gerçek bir adamın nasıl balık tuttuğunu göstereceğim!
Он рыбачит со своим приятелем, Oки.
Kankası Oki'yle eskiden balık tutmaya giderlerdi.
Сегодня он рыбачит.
Bugün balığa çıkacaktı.
Этот парень рыбачит ручными гранатами.
El bombasıyla balık tutuyor.
Я думаю, рыбачит.
Sanırım balık avlıyor.
Судья сейчас находится на отдыхе, рыбачит.
Yargıç balık avına çıkmış.
- Где он рыбачит?
- Nerede balık tutar?
- он рыбачит. - Ты тренируешь...
Balık avlar.
Рыбачит с пирса.
İskeleden denize açılırmış.
Рыбачит.
- Balığa gitti.
Джон слышал Мантош рыбачит на лодках. Ловит лобстеров.
John, Mantosh'un teknelerde yengeç işinde olduğunu duymuş.
Он рыбачит на Тэе, насколько я знаю.
O balık tutuyor sanırım. Benim için bir cesediniz varmış.
- Видела, как он рыбачит?
- Balık tutuşunu gördün mü?
- Рыбачит.
- Gece balık avlıyor.
Он все еще рыбачит с палкой?
Hâlâ çubukla mı balık tutuyor?
Рыбачит.
Balığa mı çıktı?
- Нэш, вероятно, сейчас в Бора-Бора рыбачит и смеётся над нами.
- Altı yönünden gelen var.