Свети tradutor Turco
71 parallel translation
Свети сквозь облака.
Gökyüzünde parlarlar
Пока нет зеркала, - свети мне, день, чтоб, проходя, свою я видел тень.
Sen parlaya dur ki ey muhteşem güneş, ben de aynamı alıp şöyle bir bakayım kendi gölgeme.
"Свети надеждой месяц, слёз долины".
"o umut ayı ve gözyaşı vadisi"
йоита, упаявеи айола йати... светийа ле аутг тгм йопека, поу апо оти жаиметаи сглаимеи покка циа сема.
Bak, bir şey daha var senin için çok önemli olan o kadın hakkında.
ои жглес енапкымомтаи пио цягцояа апо та пяацлатийа цецомота светийа ле тгм амайакуьг емос епамдяылемоу овглатос поу цягцояа ха летажеяхеи сто цйакайтийа.
Keşfedilen ve yakında Galactica'ya getirilecek olan içinde insan bulunan gemiyle ilgili dedikodular hızla yayılıyor.
Свети ей в глаза!
Evet, gözlere saldır!
- Поднимись и свети!
Sondajı durdurun!
Не свети сюда.
Buraya ışık tutma.
- Не свети в глаза.
- Mahzuru yoksa?
Юрек, держи ногу и свети фонарем.
Yurek, ayağını ve feneri tut.
цеиа, йасси. светийа ле то йомсеято, о саяытгс лецакгс елбекеиас жеяетаи... лоу еипе о сумтацлатаявгс таи.
Merhaba Cass. Bu geceki konser için, uzun menzil tarayıcım- - Albay Tigh söyledi.
йаи ецы. йасси, светийа ле тгм аоуяояа... стаялпай, дем вяеиафетаи ма лоу енгцгсеис.
Evet ben de. Cassie, Aurora konusu- - Starbuck, açıklamak zorunda değilsin.
Ты свети, свети, звезда.
Parla, parla küçük yıldız
Свети на меня этим проклятым красным светом сколько хочешь.
O lanetli kırmızı ışığı istediğin kadar üzerime parlat.
Нельзя сказать солнцу : "Свети ярче!" Или дождю : "Лей слабее!"
Güneşe "Daha fazla aç." veya yağmura "Daha az yağ." diyemezsiniz.
коипом светийа ле тгм упохесг.. апо емам йи ломадийо амхяыпо... емтейа амхяыпои докожомгхгйам.
Bu hadisede, 11 kişi sadece bir adamın ellerinden kendi ölümleriyle tanıştı.
светийа ле тгм Yuka Morita поу сумамтгсес тис пяоаккес.
İşte Yuka, onu seninle tanıştırmak ist....
- Свети сюда, Рэй.
Işığı buraya tut, Ray.
И не свети их.
Parayı gizli tut.
Не свети свой поиск на большом экране.
Örnek ürünle internette sörf yapmamalısın.
Свети, я ничего не вижу.
- Işığı ellerime tut, Scott. - Tamam.
Пожалуйста, свети только на меня.
Haydi, haydi Angie. Angie, girelim içeri.
Свети на меня.
Tamam mı? - Işığı açık tut, açık tut.
Свети на меня!
Bu lanet yerde kalamayız.
Только не свети слишком долго.
Fazla kullanma.
Ѕрет, не свети в глазаЕ испортишь мне зрение в темноте.
Bret, ışığı gözüme tutma... Gece görüşümü berbat edeceksin.
Свети фонариком на Джоша!
Işığı Josh'a doğrult! Josh'a doğrult! Tucker, ışığı Josh'a doğrult!
Не свети в глаза моим агентам.
Ajanlarımın gözünü kör etme.
Наш Шекспир, свети нам.
Bizim Shak espeare, kalk!
* Всегда свети как луна, луна, луна *
* Hatta aydan bile daha parlak, parlak, parlak *
И не свети им.
Görünmesin.
* Всегда свети, как луна *
Hatta aydan bile daha parlak, parlak, parlak
Давай, свети сюда. Есть!
- Senden bu ışığı tutmanı istiyorum.
Свети, свети, моя звезда!
"Göz kırp bakalım küçük yıldız."
Не свети, не трать помногу, а то спалишься.
Sakın çöpe atma. Fazla fazla kullanma. Yoksa bağımlılık yapar.
Дойдешь туда секунд за 20. лицом особо не свети. и тогда Неистовая Кобыла и ее верные суслики схватят тебя в течении двух минут.
Oraya varman 20 saniye sürer. Hatırladığım kadarıyla burada, burada ve asansörün içinde bir kamera vardı onun için başını hep eğik tutmalısın. Güvenlik seni fark ederse ki edecektir çılgın at ve onun köpekleri senden bir kaç dakika uzaklıkta olacaktır o yüzden çabuk işini halletmelisin.
Сделай мне одолжение, свети яйцами перед кем-нибудь другим
Bana bir iyilik yap ve taşaklarını başkasının gözüne sok lütfen.
В морду не свети пожалуйста.
Şunu yüzüme tutma.
Вставай и свети, солнышко.
Günaydın gün ışığım.
А ты свети, Чарли.
Bir, iki... uc! Isigi bizim ustumuzde tut, Charlie.
Фонарем-то в лицо не свети, хорошо?
İndir şunu ya. Güve miyim ben?
Свети сюда.
Buraya çevir.
Свети, жук-светляк, мерцай, мерцай...
# Shine, little glowworm, glimmer, glimmer... #
Свети, жук-светляк, мерцай, мерцай
# Shine, little glowworm, glimmer, glimmer #
Просто свети на пол, хорошо? - Будь осторожен.
Sadece etraf aynı şekilde ışık kalsın, tamam mı?
Я здесь, чтобы свети вас, Малик.
Buraya tanıştırmak için geldim, Malik.
- Не свети ими повсюду.
- Etrafta dillendirme.
Свети, как маленький алмаз... Кто там?
Kim var orada?
Свети, бля!
Yak şunu.
Свети сюда!
Işığı buraya tut.
Свети на его член.
Çüküne doğru tut.