Спорили tradutor Turco
543 parallel translation
Мы спорили.
Tartışıyorduk.
Одни говорили, что тоже хотели бы носить такое, другие... спорили - дескать, эти чужеродные взгляды на бельевой веревке...
Kimisi hepimizin bundan giymesi gerektiğini söyledi. Diğerleri çamaşır ipimize yabancı fikirler asmaya benzetti.
Случайно выглянула в окно и увидела мистера Фабрини и мисисс Карлсен. Они стояли у его автомобиля и о чем-то спорили
Bay Fabrini ile Bayan Carlsen'ı arabasının yanında tartışırken gördüm.
- Вы слышали о чем они спорили?
- Ne dediklerini duydunuz mu?
Это там, где мы спорили и я не знал, что мне делать.
Orası kavga ettiğimiz ve benim ne yapacağımı bilmediğim yerdi.
Я никогда не видела, чтобы Билл и Ллойд так часто и много спорили.
Bill ve Lloyd'un bu kadar şiddetli ve sık tartıştığını hiç görmemiştim.
И пока они спорили куда пойти, я пошел заказать еще выпивки.
Biz bunu tartışırken, bir içki daha söylemek için bara gittim.
- Вы всегда с ним спорили.
Siz ikiniz her zaman tartışırdınız.
- Мы долго спорили
- Bu konuyu defalarca tartıştık.
Вы спорили?
Siz mi tartıştınız?
Мы спорили, начали драться... и я... Я ударила его с бутылкой. И он...
Kavga ettik ben bir şişe ile ona vurdum... ve o panikledim.
Вы и ваш муж никогда не спорили из-за нее?
Eşinizle bu genç bayan hakkında hiç münakaşa ettiniz mi?
Мы... мы спорили. Он--он не стал бы сообщать мне ее имя.
Evet, konuştuk ama adını söylemedi.
чем это поняла Эвелин. о чем вы спорили.
Biz birbirimize Evelyn'nin düşündüğünden çok daha yakındık. Eğer beni gerçekten tutmak istiyorsanız, tartışmanızın nedenini bilmem gerekir.
Ну, теперь да, потому что мы стояли и спорили здесь всё это время!
Şimdi 12... çünkü dikilip tatbikatı tartışıp duruyoruz!
{ \ cHFFFFFF } Мы тут как раз спорили про Симону.
Biz de Simone hakkında konuşuyorduk.
Ты не думаешь что мне уже достаточно больно Мы спорили об этом месяц назад или ты не помнишь этот день?
Yoksa beni yeterince akıllı bulmuyor musun? Daha geçen ay tartışmadık mı bunu?
Помнишь мы спорили об этом?
Yani şey olsun diye konuşmuştuk.
Дюки сломали мне жизнь на спор? - На сколько хоть спорили? - На один доллар.
Yani Duke'lar hayatımı, bir bahis için mi mahvettiler?
Двое мужчин спорят о собственности на стаю цыплят... Пока твои книги спорили о цыплятах, я ощипывала их.
İki adam tavuk sürüsünün kime ait olduğu konusunda tartışırlar... senin kitabın tavuk sürüsü hakkında tartışırken, ben onları yoluyordum.
Если бы я не пошла, вы бы спорили бесконечно.
İyi öyleyse. Gitmezsem şikayetiniz hiç bitmeyecek.
Мы спорили о том, кто больше тебя любит.
Homie, her yıl bu parti biraz daha büyüyor.
Все чем мы занимались, - только спорили.
Sadece tartışıyorduk.
Они спорили о чём-то на улице.
Dışarıda tartışıyorlardı.
Мы спорили о том, кто больше тебя любит.
Hangimizin seni daha çok sevdiği konusunda kavga ediyorduk.
Мы закончили на том, когда, Кальвин и Таня спорили... об иллюзии свободного желания.
Son bıraktığımızda, Calvin and Tanya irade özgürlüğünün... bir yanılsama olabileceğini tartışıyorlardı.
Парни спорили по мелочaм.
Saçma sapan konularda tartışırlardı.
Мои родители спорили о двух вещах, пока ехали в машине :
Annemle babam, arabada iki şey hakkında tartışırlar :
Мы спорили.
- Tartışmıştık.
Тогда, если бы было возможно, вы бы не спорили с наказанием симбионта Дакс.
O zaman, mümkün olursa, siz bile Dax'in ortak yaşar kısmının cezalandırılmasına karşı çıkmazsınız.
Мы спорили об этом без конца, вплоть до того момента, когда мы были готовы тебя собрать.
Sürekli tartıştık durduk, ta seni toparlamaya hazır olana kadar.
Я помню, вы раньше всегда спорили об этом.
Sizin bu konuda hiç anlaşamazdınız zaten.
Третья трансформация произошла несколько минут назад, когда мы спорили в офисе службы безопасности.
Üçüncüsü birkaç dakika önce, güvenlikte hararetli bir şekilde tartışırken oldu.
Мы спорили с ним об этом, потом кто-то спросил, как бы он сам убил кого-нибудь?
Ve birisi ona birini öldürmek istese nasıl öldüreceğini sordu.
Всё, мы делали с момента знакомства, - спорили.
Tanıştığımızdan bu yana yaptığımız tek şey tartışmak.
И затем мы боролись, спорили... кому нести твою обувь.
Ve hangimiz ağzında aykkabılarla sana gelecek, diye kavga ettik.
Если бы у меня была чековая книжка Микки... мы сейчас спорили бы на яхте.
Mick'in çek defterin elime geçmiş olsaydı... bu konuşmayı bir yatta yapıyor olurduk.
Детишки бы спорили, куда вы приземлитесь, а ваши расплющенные остатки продали бы на корм гри-червям.
Yere düşerken küçük çocuklar bahse girerdi ve sıçramış kalıntılarınız gri solucanlara yem olarak satılırdı.
В полицейском отчёте сказано, что незадолго до этого они о чём-то спорили, но Джейсон Николс отказался разговаривать с полицией на эту тему. Хм.
Polis raporunda o akşamın erken saatlerinde ikisinin tartıştığının görüldüğü belirtiliyor, ama Jason Nichols polisle bu konuda konuşmayı reddediyor.
И спорили бы мы только о том, какую кассету взять напрокат.
Yalnızca Cumartesi akşamı kiralayacağımız film için tartışırdık.
Вы двое слишком много спорили!
Çok fazla kavga ediyordunuz. Doğal değil bu.
- И об этом вы и спорили?
- Tartışmanın konusu bu muydu?
- Обсуждали, но не спорили.
- Gündeme geldi ama tartışıImadı.
В общем, мы всегда много спорили, и она никогда не была в настроении для секса.
Çok kavga ettik. Ve artık canı seks yapmak istemiyor.
Лучше бы вы думали об этом, когда спорили со мной.
Aynı şey benimde aklımdan geçti.
Вы, засранцы, на меня спорили?
Kahrolası bahis ben miyim?
Они спорили из-за Евы.
Hep Eve'le ilgili bir mesele üzerine..
О чем вы там спорили с профессором?
Profesör neden söylenip duruyordu?
О чем вы спорили?
Ne hakkında tartışmıştınız?
О, они спорили годами...
Yıllardır tartışırlardı, bu aileceydi.
На меня спорили?
Bahis ben miyim?