Сударь tradutor Turco
224 parallel translation
Ну-с сударь. Чего вы так нервничаете?
Neden bu kadar heyecanlısın?
Ей-богу, сударь, пображничали мы до вторых петухов.
İkinci horoz sesine dek çektik kafaları.
Помогите-ка, сударь, стащить рукав...
Kollarından çekmeme yardım eder misiniz?
Так он был красив, сударь, что можно было заплакать, глядя на него!
O kadar tatlıydı ki ağlayabilirdim.
- Да, сударь.
- Evet, şükürler olsun ki.
Ах, сударь, все женщины одинаковы.
Hepsi aynı bokun soyudur.
У меня есть театр, сударь.
Benim tiyatrom var, sevgili efendim.
Я буду весьма признательна если вы избавите меня от участия в ваших фрейдистских грёзах, сударь.
Eğer fantazilerinizden çıkarsam çok memnun olurum, sevgili efendim.
Да, сэр, г-н режиссер, сударь.
- Nasıl isterseniz, yönetmen bey.
Нет, сударь.
Hayır, bayım.
- Мы же договорились в Риме. - да, сударь -
Roma'da kabul ettin.
Объясните мне, сударь, кто этот нахал,
Kimdi bu sulu. aşağılık herif.
Что она просила, это, конечно, моя тайна, но если вы, сударь, собираетесь ее одурачить,..
İletmemi istediği şeyleri kendime saklayacağım şimdilik. Şimdi dinleyin beni.
Вы встаньте, сударь, встаньте!
Ayağa kalk!
Избави Боже, сударь!
- Tanrım onu koru!
Нам надо с ней одним остаться, сударь.
- Yalnız kalmamıza izin verir miydiniz?
Гуляли, сударь, аж до вторых петухов. А пьянство, как известно, до трех вещей доводит.
İkinci horoza kadar alem yaptık ve içki, efendim, üç şeye yol açar.
Спасибо, мадам. - Спасибо вам, сударь.
Teşekkürler.
Это была опасная выходка, сударь чародей.
Bu tehlikeli bir eğlenceydi Büyücü Efendi.
- Взять ваш чемодан, сударь?
- Valizinizi taşıyayım mı bayım?
Почему? Потому что, по-моему, сударь, Россия есть игра природы.
Çünkü Rusya aklın değil... doğanın bir oyunudur.
Отверженный - мой псевдоним. - Послушайте, сударь!
- La Misere benim takma adım.
Сударь, Вы не вежливы с моей дочерью.
Duyduğuma göre kızıma terbiyesizlik etmişsiniz.
Сударь, даже у маленького лавочника может быть тяга к секретам.
Küçük bir bakkal olmak insanı macera zevkinden alıkoymamalı.
Сударь, Вы меня путаете.
Beni hayretlere düşürüyorsunuz.
- Сударь! Сударь!
Mon seigneur...
Черт возьми! - Итак, сударь, моя дочка похищена.
Kızımı mı kaçırdınız, bayım?
- Сударь, я спускаюсь и требую прохода.
Ben iniyorum. Yol benim.
Сударь, нахожу Вас крайне неосторожным.
Geçmem gerek. Bayım çok küstah çıktınız. Öncelik bizim.
- Вы случайно не негр, сударь?
Aman Tanrım. Renginiz siyah olmasaydı sizi tanıdığım birine...
Сударь, надеюсь, у Вас достаточно веская причина, чтобы отвлекать меня от дел.
O kadar da kirli değilsiniz. Umarım benim devlet görevimi bölmenizin bir nedeni vardır.
Сударь! Под моей крышей?
Benim bulunduğum bir yerde mi?
- Да, сударь.
- Evet, bayım.
Сударь, Вы говорите о времени, когда я не был в немилости.
Siz daha henüz gözden düşmediğim zamanlardan bahsediyorsunuz.
Мы сделали все, что в наших силах, сударь!
Elimizden geleni yaptık efendim.
Сударь, я волнуюсь о своей девочке.
Kızım için çok korkuyorum.
Сударь, немедленно идите.
Efendim, hemen gelmelisiniz.
Нам надо с ней одним остаться, сударь.
- Hiç şaşmaz. Günah çıkartmak için mi geldiniz?
Нам надо с ней одним остаться, сударь.
Pek fazla ağlıyor Tybalt'in ölümüne.
Эсмеральда, Сударь, не солдатская девка.
Esmeralda Bayım, bir aske kızı değildir
Он немного похож на вас, Сударь.
O, size biraz benziyordu efendim.
Здесь равнина, сударь, предместья Версаля безнадёжно плоски! Земля смердит.
Efendimiz, Versaille etrafındaki kırsal alan tamamen umutsuz bir bölge.
Да, сударь.
Evet, efendimiz.
Да вы, сударь, хват.
Efendim, siz de cesaret var.
Скоро, сударь эльф, ты насладишься сказочным гостеприимством гномов.
Yakında Efendi Elf, Cücelerin konukseverliğini göreceksin.
Сударь.
Efendim.
Сюда, сударь.
Otur, şuraya.
Прошу прощения, сударь.
Çok özür diliyorum, efendim.
Любезный сударь мой Петр Николаевич Вот уже два года как я в Италии Два года важнейших для меня как в отношении моего ремесла так и в житейском смысле
Sevgili Pyotr Nikolayevich iki yıldır İtalya'dayım çok önemli olanlar hem mesleğim hem de günlük yaşantım için dün gece bir rüya gördüm efendim kontun tiyatrosunda bir opera sahnelemem gerekiyordu ilk perde heykellerle dolu bir parkta geçecekti ama aslında onlar kıpırdamadan durmaya zorlanan çıplak adamlardı ben de bir heykeldim kıpırdarsam şiddetle cezalandırılacağımı biliyordum çünkü efendimiz ve sahibimiz bizi seyrediyordu havaya kalkmış koluma, sonbahar yaprakları düşerken mermer kaidemden yükselen soğuğu hissedebiliyordum yine de kıpırdamıyordum.
Сударь, успокойтесь, это невозможно.
Yapmayın.
- Да, сударь.
O benim zevkimi biliyor.