Таз tradutor Turco
177 parallel translation
Здесь таз и кувшин.
Kase ve sürahi hazir.
Как же хочется окунуть ноги в таз с водой!
Keşke ayaklarımı koca bir kova suyun içine sokabilsem.
- В тот таз.
- Şu leğene dök.
Вы можете забрать таз.
Ramona, kazanı götürebilirsin.
Таз, папа, таз.
Farkındayım baba. Farkında.
Ты разглядываешь этажерку из светлого дерева, розовый пластмассовый таз, в котором киснут вонючие носки - шесть штук.
Beyaz çamdan bir kitaplığa, kokuşmuş altı çorabın bulunduğu pembe plastik kaba dikiyorsun gözlerini.
Сейчас ты рассматриваешь, как зачарованный, розовый таз, в котором мокнут носки - всё те же 6 штук.
Neredeyse büyülenmiş gözlerle, içinde altı çorap olan kapa bakıyorsun.
Рассматриваешь таз, этажерку, свои колени, всматриваешься в треснувшее зеркало, смотришь на чашку с кофе, на выключатель.
Kaba, rafa, dizlerine kırık aynadaki yansımana kahve fincanına, elektrik düğmesine gözlerini dikiyorsun.
неясные очертания, раковина - такая крохотная, будто игрушечная, таз, окно, обои, на которых ты знаешь каждый цветочек, газеты, которые ты читаешь и перечитываешь, которые ты будешь снова читать и перечитывать ;
... etajerin muşamban çatlaklarını, kabartılarını, lekelerini çizgilerini, binlerce kez saydığın tavanın maket bir evin mobilyasını andıracak kadar küçük olan lavabon pembe kabın penceren üzerindeki tüm çiçekleri ezberlediğin duvar kağıdın defalarca okuduğun ve defalarca okuyacağın gazeten ;
Простые вещи - таз, кувшин, когда
Tüm önemsiz şeyler bile, çok sık kullanıldı ve güvenildi,
Я дождался, когда вы с мамой ушли, согрел целый таз воды, положил туда большую ложку бальзама и накрылся полотенцем.
Bir gün, annemle sen dışarıdayken bir leğene sıcak su doldurdum... içine koca bir kaşık Vicks attım ve başıma bir havlu örttüm.
небольшой таз. небольшой таз.
küçük bir kalça küçük bir kalça
Легче если подгибаешь таз под себя.
Kalçanı rahat bıraktığında dizini kaldırmak daha kolay.
Да ещё - я упал в большой таз с червями!
Artı, solucanların durduğu kutuya düştüm!
- Раздавили им таз.
- Bacak araları ezilerek.
Но взгляните на таз.
Ama kalçalarına bak.
- Или его таз.
- Ya da peIvisi.
У меня очень широкий таз.
Oldukça büyük bir leğen kemiğim var.
Раз, таз, вас, квас.
Yor, mor, kor, sor..
Она была гимнасткой, но сломала таз.
Baş ponpon kızıymış ama sonra leğen kemiğini kırmış.
Баби, не напрягай таз!
Babi! Leğen kemiğini rahatlat.
А теперь нужно всего лишь... затолкать освежеванный член в ваш... таз... А из кожи с члена сделаем половые губы. Я похож на женщину?
Şimdi tek yapmamız gereken soyulmuş penisi pelvisin içine doldurmak ve şimdi penisin derisini vajinal dudaklar yapmak için kullanacağım.
Очевидно сломан таз, Я бы предположила, несколько крупных внутренних повреждений. Ты бы предположила?
Açık biçimde kırık kalça kemiği,.. gidecektim ve aniden - pat.
Если бы меня сбила машина, то мой таз не треснул бы.
Bir araba bana çarpsa, ben kalçamı kırmazdım çünkü.
- Вы сломали мне таз.
- Kalçam senin yüzünden kırık.
Поверни свой таз
Leğen kemiğini çevir.
Или жемчуга нить Или медный таз...
Veya bir dizi inciyi ya da bir çift ayakkabıyı,
Широкий таз способствует успешному деторождению.
İri kalçalar, başarılı bir çocuk doğumuna yardım eder.
Этот таз не приспособлен для деторождения.
İşte bu iri kalçaların çocuk doğumuyla bir ilgisi yok.
Ёй, Ѕрандина! ќсвобождай таз!
Hey, Brandine, küveti boşalt!
Я видела его узловую технику ослабить свое положение, чтобы подвинуть таз и касаться клитором обложки книги.
K'in düğüm tekniğine dayanırken pozisyonumu pelvise doğru kaydırmayı başardım ve kitabın kapağıyla klitorisimi uyardım.
Дайте мне хотя бы положить тарелки в таз с водой.
En azından tabakları yerleştireyim.
Таз.
Taz!
Таз.
Taz.
Как раз Доктор и спасает вас от ваших фан-таз-ма-штучек. Просто скажи нам где он.
Doktor, sizi yaratıklardan kurtaran kişidir.
- Грудь и таз стабильны.
- Göğüs ve pelvis normal.
Нестабильный таз.
Pelvis stabil değil.
Как бы вы не старались, таз туда не пролезает.
Nasıl döndürürsen döndür, pelvis uymuyor.
Чем всякую ерунду говорить, лучше опусти ноги в таз.
Saçma sapan konuşacağına ayaklarını küvete sok.
Думаешь? бедренная кость... таз... грудина...
Kalça kemiği leğen kemiği göğüs kemiği.
Я предположила, что у меня мальчик, потому что у меня маленький живот и не раздался таз.
Sadece, erkek olduğunu tahmin ediyorum, çünkü küçük ve kalçalarım genişlemedi.
Поддерживай таз.
Kalçalarınla ilerle.
Таз плюс сердце.
Pelvis artı kalp.
Но все размеры были велики на мой таз а продавец предположил, что женский будет как раз.
¶ ama denediğim bütün kıyafetlerin kıç bölgesi çok boldu ¶ ¶ ve görevli, kız kıyafeti denememi önerdi ¶
- Потому что у него поврежден таз.
- İşte sebep. Leğen kemiğinde kırık var.
Таз будет весь твой через минуту.
Pelvis bir dakika içinde tamamen senindir.
Таз принадлежит мужчине.
Leğen kemiği, erkek.
Нужен таз и полотенце.
Bir leğen, bir de havlu lazım.
Таз, хороший!
- Çok güzeldi, Taz!
Привет, Таз!
- Merhaba, Taz!
Набираю таз в кухне в нем и купаюсь.
Mutfağa bir leğen koyar banyomu yaparım.