Уедет tradutor Turco
645 parallel translation
Брат вот-вот уедет.
Abisi neredeyse yola çıkmak üzere.
Судья... уедет сразу поле похорон.
Yargıç cenaze töreninden sonra görevi terk edecekmiş.
что уедет сразу после похорон?
Cenazeden sonra döneceğini söyledi, değil mi?
если он не уедет?
Dönmezse ne yaparız?
Он точно уедет на этот раз.
Bu sefer kesin gidecek.
Я хотела бы остаться здесь до тех пор, пока твой отец не уедет в Калифорнию.
Baban Kaliforniya için yola çıkana kadar burada kalmak istiyorum.
Если он найдет одежду, он уедет.
Elbise bulursa buradan gidecek.
Он уедет в 9.
Yani gitmiştir.
Нет, она не уедет.
Bırakmayı hiç düşünmedi ki.
Он что, прямо сейчас уедет?
Hemen mi gidiyor?
Мой интерес к тому, останется Ласло или уедет чисто спортивный.
Laszlo'nun kalacağı ya da gideceği, benim için tek keyif meselesi.
Я исполню его. Я дам вам знать, когда он уедет.
Size ne zaman gideceğini söyleyeceğim.
Он сказал, что хозяйка уедет?
Beyefendi hanımefendinin gidebileceğini mi söylemiş?
Спасибо, но мы должны возвратиться перед тем, как наша горничная уедет.
Sağ olun, ama hizmetçimiz evden ayrılmadan dönmeliyiz.
Когда я в последний раз видела Джонни, он говорил, что уедет в Голливуд.
Johnny'yi son gördüğümde Hollywood'a gitmekten bahsediyordu.
Пусть девушка уедет от тебя.
Yoksa seni buradan onun yanına kadar uçururum.
И она сказала, что если вас не будет на вокзале, она уедет одна.
Tren kalkana kadar gelmezseniz, beklemeden gidecekmiş.
А уедет?
Ne zaman gidecek?
Слушай, если кто-то и уедет, то это я.
Eğer burayı terk edecek biri varsa o da benim.
Далеко он не уедет.
Fazla uzağa gidemez, kesinlikle.
Мама умерла и Мэри сказала, что если она уедет, я попаду в беду.
Annem ölmüştü. Mary yanımdan gidecek olursa başımı derde sokabileceğimi söyledi.
Дорогая, всё будет в порядке после того, как она уедет а ты родишь маленького.
Tatlım, o gittikten ve bebeğimizin doğumundan sonra herşey düzelecek.
Если не понравится тебе - уедет.
Eğer onu sevmezsen, orada biter.
Она уедет в другой город.
Başka bir kasabaya gider, bir bar taburesine çöker...
Она сказала что если умрёт, или что-нибудь случиться, или она уедет... Она отдаст мне Свитси, своего неразлучника.
Bir gün ölür veya başka bir yere giderse muhabbet kuşu Sweetsie'yi bana bırakacağını söyledi.
Спрячьте меня, пока автобус не уедет.
Otobüs hareket edene kadar burada kalabilirsem çok sevinirim.
Но автобус не уедет.
Otobüs hareket etmiyor.
"Когда она, наконец, уедет?"
"Ne zaman gidecek?"
Уедет куда?
Nereye gideceğim?
- Конечно, уедет.
- Bir yere gitmiyorsun.
Мама и папа не показывают этого, но, когда уедет Николай,..
Annemle babam Nikolai gittikten sonra çok yalnız kalacak.
... если хотите, мой бывший коллега Швенский уедет в Варшаву, возьмет или не возьмет он с собой своего нынешнего секретаря?
Pekala, söylüyorum. : Eski dostum Swiecki... Varşova'ya gidecek olsa... şu anki sekreterini... yanında götürecek mi, götürmeyecek mi?
Я хочу напомнить вам, что ваше дело восстановить её в милости Вандамма, вплоть до момента, когда он уедет из страны.
Bu gece ülkeyi terk etmeden önce Vandamm'ın... ona karşı güvenini yeniden kazanmasını sağlamak... sizin sorumluluğunuz diyorum.
Карнавал - это чудесно, моя девочка, но завтра Чико снова уедет.
Karnaval çok güzel çocuk ama yarın Chico gene gidiyor.
Завтра, она сладкая, выйдет замуж, и уедет от меня.
Yarın orada tüm şirinliğiyle duracak ve evlenip benden uzaklaşacak.
Моя мама уедет из города на следующей неделе.
Annem gelecek hafta şehir dışına çıkıyor.
Перди, поспеши, грузовик вот-вот уедет.
Acele et, Perdy. Kamyonet gitmek üzere.
Я не убью тебя, пока инспектор не уедет!
Müfettiş gidene kadar kefeni yırttın!
Чиновник уедет завтра.
Müfettiş yarın gidiyor.
Я назначу цену после того, как чиновник уедет.
Fiyatıma, müfettiş kasabayı terkettikten sonra karar vereceğim.
Завтра Матильда уедет, вместе с дедушкой. Поедет к тёте Кармеле, которая серьёзно больна. Поняла?
Matilde yarın dedesiyle birlikte çok hasta olan Carmela teyzesini görmeye gidiyor, anlaşıldı mı?
Да она на этом паровозе дальше Олбани не уедет.
O arabayla Albany'e kadar bile gidemez.
Он уедет отсюда навсегда.
O çok çekici.
Поезд не уедет раньше полудня.
Tren öğlene kadar burada.
Я бы сказал, этот нигер не уедет в субботу.
Bu zenci Pazar gününe çıkamaz!
Я поехал с ней на разведку. Мы только что вернулись, но скоро она уедет без меня.
Toulouse'a onunla birlikte gittim.
И когда она уедет, я уже вряд ли ее когда-нибудь увижу.
Gittikten sonra artık onunla çıkabileceğimi sanmam.
- Скорее, автобус уедет!
Çabuk ol... otobüsü kaçıracağız!
Так что если хоть одна из машин, которых я видел, когда сюда приехал, не уедет, я буду знать.
Geldiğimde gördüğüm her araba hala burdaysa güvende olduğumu anlayacağım.
Но он не знает, что тоже уедет.
- Çok yazık. Haberi yok ama, o da geliyor.
Она завтра уедет.
Sen ne tavsiye edersin?