Улыбкой tradutor Turco
539 parallel translation
Сопровождается улыбкой, вот так.
Bunun yanında gülümsemek de iyi gider, şöyle.
Маленькое чудо с видом ангела с очаровательной улыбкой.
Adeta bir melek gibi görünen genç bir bayan! Büyüleyici bir gülümseme! Afallayıp kalmıştım.
- "... и идёт с улыбкой ".
-... gülerek gitsin... "
И теперь я с улыбкой отправлюсь начинать все с начала!
Sırtımı kaşımaktan daha eğlenceli bir şey buldum işte!
С улыбкой на лице
# Bir gülümseme var yüzümde #
Выйдут ко мне! С улыбкой на лице
# Çıksın yağmurla dansetmeye # # Bir gülümseme var yüzümde #
Что ж, я могу с улыбкой убивать, кричать : "Я рад!" - когда на сердце скорбь. И увлажнять слезой притворной щёки и принимать любое выраженье.
Tanrı şahidim, gülümseyebilirim, gülümserken de cinayet işleyebilirim, yüreğimi dağlayan şeylere "Kabul" diyebilirim, sahte gözyaşlarıyla yanaklarımı yıkayabilirim, suratımı her duruma uydurabilirim.
Самую очаровательную и прекрасную малышку... С самой обворожительной улыбкой, что я когда-либо видел.
Şimdiye kadar gördüğüm en büyüleyici gülümsemesi olan şaşırtıcı derecede tatlı ve güzel minik bir kız.
Милочка, одарите улыбкой!
- Bize bir gülücük ver, sevgilim.
С улыбкой, открывающей прекрасные зубы, обворожительная Сильвия... пробует излюбленное блюдо итальянцев - символ нашего национального жизнелюбия.
Güzel yıldız muhteşem dişlerini göstererek pizzayı ısırıyor ve İtalya'ya özgü renkleri ve tadıyla ülkemizin yaşama tutkusunu sembolize eden yiyeceğin tadına bakıyor.
Вместо ответа вы удовольствовались улыбкой.
"Çok canlı görünüyorsun," demiştim.
Мир оборачивается к нему с благожелательной улыбкой и радушием, готовый к услугам и не интересующийся, откуда он прибыл и куда направляется.
Dünya yolcuları güler yüzle karşılar. Dostane, hizmet etmeye hazır... Nereden geldikleri ya da neden seyahat ettiklerini çok merak etmez.
Где-то там, в будущем, где года или века растянуты. Подобно порочным отцам и дедам, опьяненным изысканными винами, человек неизвестный люпменам Мира, но, также, возделывающим землю, новый папа, с милой и загадочной улыбкой, подобный черепахе, кажется осознает, что он должен быть пастырем отверженных,
kandıran babaya benziyor, yada tatlı şaraplarla sarhoş olan büyük babaya, dünyanın proletarya sınıfı böyle bir insan tipi tanımıyor, fakat onlar da toprağı işliyor.
И теперь, ты больше не сосчитаешь, бедное дитя, с улыбкой
şuanda sayılmıyorsun, zavallı küçük kız, tebbessümünle
Ну, знаете своей улыбкой Люка.
Evet, bilirsin. Luke'un şu gülümsemesi.
Вспомню, что ты ел, умру с улыбкой на лице.
Senin ne yediğini de hatırlarsam, huzurlu ölürüm.
Когда он будет в моих руках, я с улыбкой посмотрю ему прямо в глаза.
Onu tuzağa düşürdüğümde, yüzüne bakıp güleceğim.
Я так привязан к буддийским скульптурам из-за того, что все они смотрят на нас с загадочной улыбкой.
Hepsi aynı gizemli gülümsemeyle baktığı için Budist heykellere takıntılıyımdır.
Кан-он смотрит на вас с улыбкой потому, что в нее вложены жизни : моя и учителя.
Kannon heykeli sana bakıp gülümsüyor... Çünkü benim ve üstadın hayatı içine süzüldü.
Ладно, пройдусь с улыбкой, раздавая всем "добрый вечер" и если, кто-то заподозрит, что мы поворачиваем, пообщаюсь с ним подольше.
Gülümseyerek şu " İyi geceler yürüyüşlerinden birini yapacağım. Eğer biri olayı anlarsa, geri dönüp şifreli konuşacağım.
Он был евреем, с очаровательной улыбкой.
Formosa'dan gelmiş.
Здесь скрыт кинжал за каждою улыбкой.
Burada, insanların gülüşlerinde hançerler saklı.
Она подаётся с улыбкой? Она подаётся с капустой или морковью.
Lahana veya havuç var.
Умер с улыбкой, я думаю.
Eminim, gülerek ölmüştür. Yanındaki suratsız bıyıklı kim?
Откроется дверь, и кто-то, кого ты знаешь, и кому веришь, выйдет из машины. И он улыбнется дружеской улыбкой.
Bir araba hemen arkanda yavaşlayacak ve kapı açılacak ve bildiğin birisi, güvendiğin birisi bile olabilir bu arabadan çıkacak ve gülümseyecek, içten gelen bir gülümseme.
Бруно Феррари, с неизменной улыбкой на губах!
Bruno Ferrari. Şimdi Concorde'dan iniyor.
И видят тебя С улыбкой на лице
Sizi görünce böyle Yüzünüzde gülücükler
С улыбкой!
Gülümse!
Я принимаю жизнь с улыбкой
Yaşam yüzümde bir gülücük bıraktı.
Замрите, как только Лаки нажмёт на выключатель, смотрите на меня с улыбкой, пока не скажу "хватит".
Lucky kolu indirene kadar, hepiniz hareketsiz kalın, ben tamam diyene kadar gülümseyerek bakın.
Светился улыбкой?
Yüzünden gülücükler saçıldı?
Как всегда, я хочу, чтобы вы встретили поезд с улыбкой.
Her zaman olduğu gibi, tren vardığında,... sizden gelenleri güler yüzle karşılamanızı bekliyorum.
Выразительные глаза медового оттенка, среднего роста, привлекательная, с прелестной улыбкой.
Bal renginde etkileyici gözler. Orta boylu ama çekici.
Уверен, к тому времени, как ваша шея заживет, вы будете снова работать и вспоминать об этом с улыбкой. Ни за что.
Seni temin ederim bu arada boynun iyileşir bu sorunlarına güler geçersin, ve işine geri dönersin.
Много лет подряд она с улыбкой на лице травила голубей.
Yıllardır, kuşları öldürüyormuş.
Я ловлю себя на том, что думаю не об уликах и доказательствах, а о том, что прячется за её улыбкой.
İpuçlarını, kanıtları düşünmek yerine onun mutluluk dolu gülümseyişini düşünür oldum.
Он встречает день улыбкой И отводит беду Добрым словом.
Güne gülücüklerle başlıyor ve zorlukları nezaketiyle aşıyor.
Твои убийцы приходят с улыбкой на лице.
Katilleriniz size gülümseyerek yaklaşır.
Тут к стойке подходит третий человек. Он пьет свой кофе в одиночестве, с широкой улыбкой на губах. Во весь рот.
Ama barda üçüncü bir adam daha varmış o yapayalnızmış yüzünde ağzı kulaklarına varacak kadar büyük bir gülümseme varmış.
Когда она войдет, встречайте ее радостной улыбкой.
O içeri girdiğinde... ona çekici ve içten bir şekilde gülümseyin. Haydi, haydi, bana nasıl gülümsediğinizi gösterin.
"За улыбкой кроется преступник".
"Yüzüne gülen biri zehirli bir yılan da olabilir."
Ты можешь завести мир своей улыбкой.
Gülümsemenle dünyaları açabilirsin.
Двери закрылись и поезд уже отправлялся от станции она вдруг посмотрела прямо на меня и улыбнулась мне совершенно невероятной улыбкой
Gideceğim yere ulaştığımızda trenden indim. Kapılar kapandı. Ve tam tren kalkarken bana baktı ve inanılmaz bir şekilde gülümsedi.
Мне ничего не нужно, только чтобы ты была рядом, с улыбкой на лице.
# Senden başka hiçbir şey istemiyorum. # Sadece yanımda olmanı ve yüzündeki gülüşü istiyorum.
Трудно устоять перед такой улыбкой, а, Пуаро?
- Karşı koyması zor bir gülümsemeydi ha Hercule?
Если Вы думаете, что Пуаро не мог устоять перед этой колдовской улыбкой, что ее очарование было настолько...
Eğer Poirot o gülümseme tarafından büyülendi, cazibesine kapıldı sanıyorsan...
Каждое утро она просыпалась с... с улыбкой.
Her sabah, bir gülümsemeyle uyandı.
ажетс €, это называетс € "велосипедной улыбкой". ќна изменила мою жизнь.
"Bisiklete binmenin mutluluğu" : hayatımı değiştirdi. Eminim diğerleri bunu arıyordur.
Энди в это время сидел в тени, смотрел с улыбкой, как все мы пили его пиво.
Andy'ye gelince molayı yüzünde garip bir tebessümle gölgede geçiriyordu bizlerin onun birasını içtiğimizi seyrederek.
Еще раз с улыбкой.
Tamam bir tane daha.
Одной лишь улыбкой - А ты шляпу вообще никогда не снимаешь?
- Şu şapkanı hiç çıkartmaz mısın?