Учет tradutor Turco
191 parallel translation
Ведь ведется же учет закупок взрывчатки.
Senin ülkende de patlayıcı madde satın alındığında kayıtları tutulur, değil mi?
Взято на учет 6 000 проституток, на 20 % больше забастовок и захваченных домов. Обнаружено 2 000 борделей.
6.000 fuhuş vakası, saldırılarda ve haneye tecavüzde % 20 artış ve 2.000 tane genelev.
Взято на учет 10 000 бунтовщиков и 600 гомосексуалистов.
Tahminî 10.000 darbeci ve kayda geçen 600 eşcinsel.
Вы знаете, они ведут невероятный учет.
Onlar inanılmaz kayıtlar tutmuş.
Потому что учет должен соблюдаться!
Ben bu kayıtlarda hiç bir terslik istemiyorum.
Я внесен на учет и проверен.
Dosyam ve görüntüm kayitli.
- Поставят на учет.
O zaman sabıkamız olur.
Мы должны перепрограммировать научную станцию мостика на учет вариаций излучений, которые будут направлены на Существо.
Varlığa doğru yönelttiğimiz emisyonları değiştirmek için köprü bilim istasyonunu programlamalıyız.
Гладкие дороги и учет рьiбьi бьiли не бог весть какой наукой, но они открьiли мне путь к океану.
Yolları düzeltmek ve balıkları saymak bilim değildi ama nedense bunlar beni okyanusa hazırladı.
Они все пронумерованы, чтобы можно было вести учет, так как наряду с тем, что инсулин может творить чудеса, он также может и нести смерть.
Takip edilebilsin diye hepsi numaralı. Mucizeler yarattığı gibi öldürücü de olabiliyor.
- Г. Эдди Веддер фром Бухгалтерский учет. я имел волну власти ( мощи ) здесь в home that, вытер fiIe, на котором я работал.
Ben bay Eddie Vedder hesap işlerinden burada evimde voltaj dalgalanması yasadım bu üzerinde çalıştığım bir dosyayı uçurdu
Так как ничего, напоминающего бухгалтерский учет, здесь не велось, мы не можем определить, сколько вы тут работаете.
Defterde hiç bir kayıt yok, sizin orada - ne kadar zamandır çalıştığınızı bilmemize imkan yok.
Если не брать в учет наш радар... через сколько минут китайские бомбардировщики... начнут атаковать британскую флотилию?
Radarımıza göre bu doğru değil. Ve MİG'leriniz birazdan İngiliz Filosuna saldıracak.
Я хочу налоговый учет, санитарно-гигиенические записи и строительно-код проверки.
Vergi ve sağlık kayıtlarını, bina denetimlerini istiyorum.
Я думаю о тебе, когда веду учет рыболовных снастей.
Olta kamışlarını stoklarken seni düşünüyorum.
- Агрессивный бухгалтерский учет совсем не означает противоречащий закону бухгалтерский учет,
Agresif muhasebecilik, yasadışı muhasebecilik demek değildir.
Скажи Кэти, что вести учет смертности - здоровое занятие.
Kathy'ye söyle, ölüm kaydı yapmak sağlıklı.
Вести учет смертности - здоровое занятие.
Ölüm kaydı yapmak sağlıklıymış.
Это плохие инвестиции и плохой учет, но...
Bir kaç kötü hesap yaptım
Они отслеживают весь процесс погрузки и разгрузки... сверяют декларации, ведут учет груза по биркам.
Bütün yükleme ve boşaltmaları onlar kontrol eder kargo ile evraklarının tutup tutmadıklarına bakarlar.
Учет автотранспорта, отчеты о телефонных переговорах, данные Регистрационной палаты... спонсорство кампаний политиков.
Trafik ve telefon kayıtları, şirket sözleşmeleri... politik kampanya bağışları.
У вас ведется учет операций?
Her hangi bir işlem kaydın var mı?
Я вел учет сомнительных действий доктора Вейр, которые хотел бы сейчас детализировать для вас.
Doktor Weir'ın kuşku verici aktivitelerini kayıt ediyordum, şimdi sizlerle bunları paylaşmak istiyorum.
Усильте теплоизоляцию в квартире / доме, начните вести учет потребления энергии.
Evinizi soğuğa karşı izole edin, yalıtımı arttırın, enerji denetleyicisi edinin.
Женщина в столовой ведет учет всего, что ты ешь.
Kafeteryadaki hemşireler yediğin her şeyin hesabını tutuyorlar.
Будет проще вести учет практических работ, если у всех будет одинаковая шапка.
- Eğer aynı yöntemi takip edersek, labaratuar derslerini takip etmek daha kolay olur.
Округ ведет учет собственности.
İlçe, mülk kayıtlarını tutar.
- Он не поставлен ни на какой учет? - Разве учет от чего-то защищает?
Bu tip kişiler bir listede falan olmuyor mu?
Коль ошибкам и потерям ты ведешь учет - Чтобы больше их не повторять!
Hatalarım da şaşkınlıklarım da hepsi aklıma kazınıyor, önümdeki uzun yolda yürüyüp giderken, bir dizi anın içinde...
Мм, хорошо, как я сказал, мэр Андерсон велел мне вести учет беженцев.
Ah... Şey.. ... dediğim gibi Başkan Anderson... mültecileri kontrol etmem için gönderdi işte.
Вряд ли кто-то ведет их учет.
İçeri gelin.
Коль ошибкам и потерям ты ведешь учет - Чтобы больше их не повторять!
Hatalar yapılır ve tüm karmaşanın içinde aklımdaki her şey yanar. Önümüzde bulunan uzun yolu kucaklarken bir dizi anın içinde...
Сара и Тиа, подготовьте тему про бухгалтерский учет на следующий раз.
Sara ve Thea, sonraki seferde defter tutma işine sizi atadım.
Ну, около года назад я ходил в вечернюю школу, изучал бухгалтерский учёт.
Yaklaşık bir yıl önce gece okuluna gidiyordum. İleri muhasebe eğitimi alıyordum.
Когда ты научишься правильно вести учёт?
Şu defterleri düzgün tutmayı ne zaman öğreneceksin?
Чтобы вести учёт.
Kayıt tutmak.
– Мы не можем вести учёт.
- Soğukta işimizi yapamıyoruz. - Evet.
Годами ФБР работало в библиотечной системе... ведя учёт.
FBI yıllardır kütüphane sistemine girip... kayıt tutar.
Мой предшественник поставил тебя на учёт.
Benden önceki doktor seni bir kaç yıl önce tedavi etmiş.
- Придется снова поставить её к нам на учёт. - Не согласен.
Sanırım değil.
Учет денег только тормозит их...
Para her yerden gelmeye devam etti
- Какой-то воровской учёт.
- Gereksiz bir icat daha.
Если через неделю не устроишься на работу, поставлю на учёт.
Bir hafta içinde iş bulmazsan siciline işleyeceğim.
О том, как это необходимо только правительству, чтобы вести учёт
Evliliğin, ne kadar da gereksiz bir şey olduğundan ve hükümetlerin insanları izleyebilmek için nasıl da bunu kullandıklarından falan bahsediyorduk.
Начните учёт повреждений!
Hasar tespiti yapın!
Я только веду учёт.
Ben yalnızca defter tutuyorum.
Вы ведёте учёт... целой кучи кровавых денег... проходящих через этот офис.
Ofisten geçen kanlı paranın kaydını tutuyorsun.
Учёт рабочего времени — надо подписывать каждую пятницу.
Mesai saatleri çizelgesi, her cuma imzalanması gerek.
- У нас был учёт.
- Envanter çıkarıyorduk.
Слушайте, я здесь из-за человека по имени Венделл Олбрайт, поставленном на учёт сексуальном преступнике.
Ben, Wendell Albright isimli bir seks suçlusu için buraya geldim.
Что ты там делал? - Учёт.
Ah, envanter çıkarıyordum.