English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russo → Turco / [ Ф ] / Фараоны

Фараоны tradutor Turco

47 parallel translation
Фараоны!
- Dokunmayın diyorum.
Тоби Хуарез, он тоже фараон. Примечание : Фараон - участник банды "Фараоны".
O Firavunlar çetesinden değil mi?
Послушай, мы не каждого принимаем в Фараоны. - Да.
Önümüze geleni Firavunlara kabul etmeyiz.
Фараоны пытаюся переловить все банды в городе.
Şehirdeki tüm çeteleri yakalamaya çalışıyorlar.
Кто здесь старший? Фараоны?
Peki buranın sorumlusu kim?
До того, как появилось щелканье по каналам, до самого телевидения короли, императоры, фараоны и им подобные имели рассказчиков, которые рассказывали им истории.
Kanallar arasında gezmeden önce, TV'den önce krallar, imparatorlar ve firavun ve onun gibilerin hikaye anlatıcıları vardı.
Если фараоны остановят нас и посмотрят внутрь, то сразу поймут, что к чему, но на первый взгляд машина будет выглядеть нормально.
Polis durdurursa anlaması uzun sürmez. Ama arabanın dışarıdan normal görünmesi gerek.
Где, как считается, первые фараоны хранили всё золото Египта.
Mısır'ın hazinelerini sakladıkları yer.
Сокровища, за которые столетиями сражались тираны, фараоны, императоры, полководцы.
Yüzyıllarca yağmacılar. Firavunlar. İmparatorlar ve savaş liderlerinin uğruna savaştığı bir hazine.
Это же были фараоны!
Tanrı aşkına onlar polisti yahu! Silahlıydılar!
Иногда тупой парень сам смотрит канал "Дискавери", когда к нему вламываются фараоны.
Hatta bazen bu amele, polisler tutuklamak üzere içeri girdiğinde Discovery Channel'ı izliyor olur.
"Фараоны четвертой династии не строили пирамиды."
"Firavunların 4. hanedanlığı piramitleri inşa etmedi."
Фараоны правили 4 тысячи лет назад!
Firavunlar 400 yıl önceydi.
Короли и фараоны.
Krallar ve firavunlar.
Древние фараоны с радостью ждут конца света.
Firavunlar dünyanın sonunu iple çekerdi.
Если фараоны не найдут бутылку, они ничего не сделают.
Polis bulsa bile, hiçbir şey yapamaz. Anladın mı?
Это срабатывало несколько раз, фараоны были в восторге.
Firavun zamanında birkaç kez işe yaramış.
Теперь мы - фараоны.
Artık firavunlar biziz.
Что ж, кому нужна фараоны, если у тебя есть я?
Elinizde ben varken polise ne hacet.
Фараоны полагали, что их камне возведённая, речная цивилизация простоит целую вечность. и, безусловно, всё это стало возможно лишь благодаря огромному числу людей, сеющих и ропчущих, поднимающих и высекающих - всех тех рабочих, чьим трудом возводились эти великие сооружения и о которых вы никогда не слыхали.
Firavunlar, taş gibi nehir medeniyetlerinin, sonsuza kadar... süreceğini ve tüm bunların... tek seçenek olduğunu düşünüyorlardı, çünkü çok sayıda insan biçiyor, büyü yapıyor, kaldırıyor, kesiyor, gölgesindeki çalışanlarla büyük yapılar yükseliyordu... ki onlar hakkında hiç bir şey duymazsınız.
А вы знали, что фараоны хотели быть похороненными со всеми своими вещами?
Firavunların tüm eşyalarıyla beraber gömülmek istediğini biliyor muydunuz?
Эти фараоны, возомнившие себя богами, - всего лишь простые смертные.
Bu Firavunlar yaşayan tanrılar hayal ediyorlar, Onlar etten ve kandan başka bir şey değil.
- Фараоны.
- Firavunlar. Firavunlar.
Разве фараоны не прятали свои могилы как-то необычно?
Firavunlar mezarları garip bir şekilde gizlemezler miydi?
" Он рассказал мне, что поскольку египтяне считали Анубисов Богами, фараоны древнего царства верили, что если их захоронят вместе с мумифицированным Анубисом, то они сами станут Богами.
" Söylediğine göre Anubisler Mısırlılar tarafından tanrı olarak görüldüğü için firavunlar, mumyalanmış bir Anubis'le birlikte gömülürlerse kendileri de tanrı olacaklarına inanırlarmış.
Знаешь, в Древнем Египте фараоны заставляли народ Израилев строить для себя рабские кварталы.
Biliyorsun, Eski Mısır'da firavunlar kendi köle merkezlerini İsrailoğullarına yaptırırdı.
Боги и прежние фараоны будут наблюдать, как я завтра иду в бой.
Tanrılar ve geçmiş Firavunlar, yarın savaşa gittiğimde izleyecek.
Фура везла наркотики для банды "Фараоны 119-й улицы".
Tır 119. cadde Firavunları için uyuşturucu taşıyordu.
"Бравос" были центровыми, пока пять лет назад не пришли "Фараоны".
Ben yıl önce firavunlar gelene kadar, Bravos büyük patrondu.
Я проверял безопасность клуба, которым владели "Фараоны".
Firavunların yönettiği bir kulübün güvenliğini tasarlıyordum.
"Фараоны" волной жестокости взяли Вегас под контроль и с тех пор безжалостно удерживают его.
Firavunlar bir şiddet dalgasıyla Vegas'ı kontrol ettiler ve o zamandan beri acımasızca bunu ellerinde tuttular.
"Фараоны" против "Бравос".
Firavunlar Bravos'a karşı.
Если Гектора взяли "Фараоны", война вот-вот начнется.
Eğer Hector Firavunların elindeyse, bu savaş başlamak üzere.
Думал, что "Фараоны" побоятся прийти и забрать свое, да?
Biz Firavunların geri dönemeyecek ya bizim olanı alamayacak kadar korktuğumuzu düşünüyordun değil mi?
"Фараоны со 119-й".
199. cadde Firavunları.
"Фараоны" за нее платят?
Firavunlar mı ödüyor?
"Фараоны" и "Бравос" вызывают подкрепление из соседних штатов.
Firavunlar ve Bravolar üç eyaletten de destek çağırıyorlar.
Какими они были, фараоны?
- Firavunlar nasıldı?
Когда-то кто-то спросил меня, какими были фараоны.
Biri bir zamanlar bana firavunlar nasıl kişilerdir diye sormuştu.
В пирамидах нашли иероглифы на которых фараоны стриглись.
- Ciddiyim. Piramitlerin içinde firavunu saçını kestirirken gösteren.. ... hiyeroglifler bulunmuş.
Прошу вас, леди-фараоны, я очень привлекателен, но я всего лишь человек.
Ne olursunuz firavun hanımlar, evet, çok yakışıklıyım ama ben de tek bir erkeğim sonuçta.
Раньше, когда всем заправляли фараоны, вино пили вельможи.
Firavunlar tarafından yönetildikleri günlerde sadece zenginler şarap içerdi.
Фараоны!
Polisler!
Фараоны?
Firavunlar mı?
тоже в фараоны подался
Sen de mi polis oldun?
Вот и фараоны!
Polisler geliyor!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]