Целясь tradutor Turco
20 parallel translation
Вот он должен был стоять прямо здесь в плотную целясь в упор.
Burada durmuş olmalı, bu yakınlıkta... namlu mesafesinde.
Бросай, не целясь.
Fırlat onu, nişan alma.
Дети смотрят кино.. целясь и стреляя из лазерного ружья.. и очень скоро, он купит игрушку...
Çocuklar bir film seyrediyorlar lazer tabancasının vurup kırması hakkında ve gerçek olup olamayacağını düşünmeden oyuncağı alıyorlar.. hikaye yüzünden Kaç oyuncak satabilirsin?
Бросать кунай не целясь, значит, потерять его.
Bambu çalılığına doğru rasgele atılan bir kunai sadece bir yere çarpacak ve tabii ki aptalca yere düşecektir.
А я могу стрелять не целясь, я могу всех поубивать!
Bana dans edecek yer aç. Çünkü onlara ateş edeceğim. Ben kötü bir adamım.
Во-первых, если вы нажмете на спуск, целясь вот так, то разве что дождь вызовете.
Birincisi, o silahın üstündeki tetiği nişanladığın yere doğru çekersen, yağmura sebep olabilirsin.
Они могут стрелять из укрытия почти не целясь.
Onlar kendilerini koruyabilecektir. Bizi ördek gibi avlayabilirler.
Его язык движется со скоростью ракеты, целясь в голову жертвы, и не оставляя ей ни единого шанса.
Dilini, bir mermi gibi avının savunmasını kırmak için başına doğru hedef alır.
в лаборатории, где нет ветра и ничто не отвлекает, целясь в дыню.
Laboratuarda, rüzgar olmadan, dikkat dağıtan bir şey olmadan bir meyveyi vurmak.
Когда я посмотрел вверх, скамейки опустели, и Дики уже заносил свою ногу назад, целясь своим бутсом мне в лицо.
Kalktığımda tribünler boşalmıştı ve Dickie kramponuyla suratıma basmak için ayağını kaldırıyordu.
- Как же ты попадёшь, не целясь, Томми?
- Nasıl değildi Tommy?
Целясь в горло.
Boğazını hedefle. Hayır.
целясь в Микасу Акерман ".
... " Deve dönüştükten sonra Mikasa Ackerman'a yumruk salladı.
Она думала, что я в саду, но я был в туалете и писал очень тихо, целясь в край унитаза, а не в воду.
Benim bahçede olduğumu sanıyordu ama ben tuvalette çok sessizce çişimi yapıyordum. Tuvaletin yanına nişan alıyorum suya değil.
Как он держал копье, целясь в мою голову.
Mızrağını tutuşunu, direk başımı hedef aldı.
... поворачивает голову и смотрит через плечо, целясь ударить своим опасным хвостом.
DİNOZOR ARIYORUZ Paleontoloji Geleceği Tasarlar... yüz trilyon ton olarak omzunun üstünden bakarak, tehlikeli kuyruğuyla daha iyi nişan almak için başını geri çevirir.
Ты размахивал пушкой и орал, целясь в людей.
Eline bir silah alıp insanlara bağırıp onlara doğrultmandan sonra.
Чаще всего, на крышах, целясь во что-то от вражеских бойцов до террористов-смертников.
Genelde çatılardan, gayri muhariplerden intihar bombacılarına kadar çeşitli hedefleri vuruyorlar.
Может потому что ты был слишком занят, целясь мне в челюсть?
Oh, belkide o sırada çeneme yumruk atmakla meşgul olduğun içindir.
Я так же предпологаю, что ты не думаешь что он стоит за дверью целясь пистолетом Намбу в нас?
Ben de sanmıyorum varsayıyorum O kapının öteki tarafında, Bize bir Nambu tabancasına işaret mi ediyorsun?